Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/829 E. 2021/51 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/829 Esas
KARAR NO: 2021/51
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu şirketin davacı şirkete olan borcu nedeniyle ——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket tarafından———— tarihinde takip konusu borca itiraz edildiğini, alacaklı şirketin yapı denetim hizmeti faaliyetinde bulunduğunu, icra takibine konu borcun ödenmemesinden önce borçlu şirket ile bir anlaşmazlık yaşanmadığını, dava konusu olay dışında ticari ilişkiden kaynaklı edimlerin yerine getirildiğini, borçlu tarafından ödenmesi gerekip de ödenmeyen —- tarihli — sıra numaralı —- miktarlı fatura, —- tarihli —- sıra numaralı —- miktarlı fatura,—- tarihli —- sıra numaralı—- miktarlı fatura ile —- tarihli —–sıra numaralı —-miktarlı fatura olmak üzere — adet fatura mevcut olduğunu, bu faturaların borçlu şirketin mali verilerinde kayıtlı olduğunu belirtmiş, ———- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında ———- imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacının belirli aşamalarda belirli ödemeleri hak edeceğini, yaptığını beyan ettiği işleri davalı şirkete eksiksiz olarak sunacağını, buna göre davalıya fatura keserek alacağı hak edeceğini, davacının sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu edimlerini eksiksiz olarak ve kusurdan ari bir şekilde yerine getiremediğini, davacının öncelikle verdiği hizmetlerin kusurlu olmadığını ve eksiksiz olduğunu ispat etmesi gerektiğini, hakediş raporlarına onay verilmiş olsa da o sırada yapılan hizmetin sözleşmeye uygunluğu denetlenemeyeceğinden ihtirazi kayıtla onaylama işlemi gerçekleştirildiğini, dava konusu faturanın düzenlemiş olmasının taraflar arasında imza altına alınan sözleşme gereğince davacının bu tutar kadar alacaklı olduğu anlamına gelmediğini, davacı tarafından talep edilen tutar ile davalı şirket kayıtlarının birbiri ile örtüşmediğini, faturada belirtilen tutarın sözleşmede yazılı birim fiyat esasına uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu faturanın davalı şirkete teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını belirtmiş, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki sözleşme gereği davacının edimini eksik ve ayıplı ifa edip etmediği, davalının imzalamış olduğu hak ediş tutanakları dolayısıyla sorumluluğu bulunup bulunmadığı, usulüne uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, bu itibarla davalının dava konusu faturalar dolayısıyla borcunun bulunup bulunmadığı, var ise hangi tutarda olduğu, takibe yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—— takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı—- borçlusunun davalı — olduğu, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —— havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür. İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereği süresinde itirazın iptali davasının açıldığı, özel dava şartı noksanlığı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin talep sonucunda itirazın iptali ve takibin ferileri ile birlikte devamı talep edilmiş, harca esas değer olarak ise yalnızca asıl alacak tutarı gösterilmiş, mahkememiz —— tarihli oturumunun —— numaralı ara kararı gereği davacı vekilince çelişki giderilerek eksik harç ikmal edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
——- tarihli yazı cevabına göre; davalı şirketin —– yıllarına ait —— suretlerinin mahkememize gönderildiği görüldü.
—- cevabına göre; davacı şirketin —- yıllarına ait —-suretlerinin mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişiler ——— tarafından müştereken —— tarihli düzenlenen rapora göre; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya — borçlu olduğu, — adet faturanın tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, ilgili vergi dairesine beyan edildiği, davacının yaptığı iş bedelinin toplamda ——- olduğu mütalaa edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca, eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini ispatlama görevi yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispatlama görevi ise iş sahibindedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; davacı yüklenici davalı iş sahibi aleyhine bakiye iş bedelinin tahsili için takip yapmış, itiraz üzerine eldeki itirazın iptâli davasını açmıştır. Taraflar arasında yapılan imalâtlar ile ilgili düzenlenen faturalar taraf defterlerine kaydedilmiş olup, uyuşmazlığın birbirini doğrulayan defter kayıtlarına göre çözümlenmesi gerekir. Davacı yüklenici tarafından düzenlenen faturalar davalı ticari defterlerine kaydedilmiş olup, buna ilişkin hak ediş düzenlenmiş, teslim edilen eserin ayıplı olduğuna dair iş sahibi tarafından herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve denetime elverişli bilirkişi raporu içeriğine göre; fatura içeriğine konu eserin tam ve ayıpsız şekilde teslim edildiği, davacı yüklenicinin bakiye iş bedeli alacağı bulunduğu, fatura düzenlenmesinin ise borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı kanaati oluşmuştur.
İİK’nın 67.maddesi hükmü gereğince, takip alacaklısı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için gerçekleşmesi gereken koşullar kapsamında dava ve takip konusu alacağın likid yani takip borçlusu, davalı tarafça belirlenebilir olması zorunludur. Takibe dayanak alınan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaların davalı tarafından ticari defterlere kaydedildiği, bu itibarla faturaların kapsamının kesinleştiği anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
—— sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, takibin anılan tutar yönünden aynen devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan —- %20 sine tekabül eden —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.571,14 TL harçtan peşin alınan 1.411.91 TL harç ve 584,51 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 5.574,72 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 14.479,33 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.411.91 TL peşin harç, 584,51 TL icra harcı ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 2.037,57 TL ile davanın red 0,06 ve kabul 0,94 oranına göre hesaplanan 3.430,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/01/2021