Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/821 E. 2019/294 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/821 Esas
KARAR NO : 2019/294

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 03/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili, —tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi kapsamında % 12 meslekte kazanma gücü kaybı maluliyeti oranında tazminat ödenmesi için …na başvuru yapıldığı, başvurunun 14.04.2018 tarihinde karara çıktığı ve müvekkilin % 9 özürlülük ölçütü,sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik çerçevesinde tespit edilen maluliyet oranı üzerinden yapılan 40.041 TL’lik ödemenin yeterli olması nedeni ile reddedildiği, bu karara itiraz edildiğini ve müvekkilin usul ve esaslara uygun olan % 12 meslekte kazanma gücü kaybı maluliyeti oranında tazminat ödenmesi için itiraz edildiği, itiraz hakem heyeti de talebi yanlış değerlendirmiş ve dosyada mevcut bulunan iki raporun başvuru tarihlerinin aynı olmasını,maluliyet oranında artış olmadığı konusunda değerlendirme yapmış ve sigorta şirketi tarafından yapılan % 9 maluliyet oranlı ödemenin yeterli olması nedeni ile itirazın reddine karar verildiğinden bahisle … 31.05.2018 tarihli,——— ve—- nolu hukuka ve kanuna aykırı olan bu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … iptal davası açılan Hakem kararına konu uyuşmazlığın tarafı olmadığından iptal davasında hasım olarak gösterilmesi hukuken söz konusu olmayacağı, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/15 maddesi uyarınca görevlendirilen ve Komisyondan bağımsız olarak karar veren Hakem/Hakem Heyeti tarafından verildiğini, davanın öncelikle usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın … bakımından davalı sıfatın yokluğu dolayısıyla reddi gerektiği, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 30.Maddesindeki usul hükümleri özel mahiyette olduğu öncelikle uygulama yeri bulacağından HMK’nın 439.maddesi uyarınca iptal davası açılması olanağı bulunmadığı, bu sebeple kanuna aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; … itiraz hakem heyeti kararının iptali istemine; ilişkindir.
Dava dilekçesi incelendiğinde; talebin HMK’nın 439/2.maddesinde düzenlenen hakem kararının iptali istemi olduğu görülmüştür. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12 maddesinde; “Tahkim sistemine üye olmak isteyenlerden katılma payı, uyuşmazlık çözümü için Komisyona başvuranlardan ise başvuru ücreti alınır. Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırkbin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırkbin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir. (Değişik cümle:————-.md.) Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır. Temyize ilişkin usûl ve esaslar hakkında Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Sigorta poliçesinden kaynaklanan ve …na başvuru ile verilen uyuşmazlık hakem kararlarında 5684 sayılı Yasa hükümleri özel kanun olması nedeni ile öncelikle uygulanacak, hüküm bulunmadığı takdirde ise HMK’da yer alan genel hükümlere gidilecektir.
Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin 26/06/2014 tarih, — Esas ve Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere — sayılı Sigortacılık Kanunu 30/12. maddesi gereğince temyiz yolu açık iken veya kesin karar varken hakem kararının iptali için dava açılmasında hukuki yarar olmadığı…” , HMK’nın 114/1.madde ve fıkrasının (h) bendinde hukuki yararın dava şartı olarak düzenlendiği, 115/2.madde ve fıkrasının birinci cümlesinde dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verileceği düzenlemesinin yer aldığı, bu hali ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli —- harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 8,5 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
5-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.