Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/789 E. 2020/264 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/789 Esas
KARAR NO : 2020/264

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçmişten gelen ticari ilişkiler kapsamında davalı şirketin ——————–borçlandığını, davalı şirketin borcunu ödemekten kaçındığını, davacının borcun tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü —————-Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, ödeme emrinin —- tarihinde borçlu davalıya tebliğ edildiğini, davalının haksız ve kötüniyetli olarak —-tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğini, davalının itirazında ödemeyi gerçekleştirdiğine dair bir belge sunmadığını belirtmiş, davanın kabulüne, davalı borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine; ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı şirket arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirip getirmediği, mal ve hizmet tesliminde bulunup bulunmadığı, davalının teslim edilen mal ve hizmetin bedelini ödeyip ödemediği, bu itibarla davacının davalı şirketten açık hesap gereği alacaklı olup olmadığı, hangi miktarda alacaklı olduğu noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —————-tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ….——- olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı ——– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 22/05/2018 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
————————— tarihli yazı cevabına göre; taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair düzenlenen faturalara ilişkin ——– formlarının gönderildiği, davalı şirketçe faturaların KDV indiriminde kullanılmış olduğu bildirilmiş, ———— formu dosya içerisine alınmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi———–tarafından düzenlenen ————-tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından davalıya satışı yapılan ve sevk irsaliyesi ile teslimi yapılan mallara ilişkin olarak açık fatura düzenlendiği, satış yapılan faturaların davalının hesabına borç olarak kaydedildiği, davalı alınan tahsilatların alacak kaydı yapıldığını, davacının ticari defter ve ———– icra takip tarihinde davalıdan 75.464,03 TL cari hesap alacağı bulunduğu, davacı şirketin davalıya satışını ve teslimini yaptığı mallara ilişkin faturaları, davalının ise alımını yaptığı mallara ilişkin faturaları vergi dairesine bildirdiği, davacı tarafından bildirilen BS formları ile davalı tarafından bildirilen BA formlarının birbirini teyit ettiği mütalaa edilmiştir.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay ———————————————–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine ve—– cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle ———- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği —– formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (Yargıtay —-. HD. ——-.), davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, dava konusu faturaların ise ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay—-. HD’nin —- tarih ve ——-Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —–.HD’nin —– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazında haksız olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce (2) numaralı oturumun (1) numaralı ara kararı ile davacı vekiline, talep sonucunu HMK. madde 119/1.ğ gereği açıklamak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiş, ———tarihli beyan dilekçesi itirazın iptali talep edilen tutar 79.132,82 TL olarak beyan edilmiştir. Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir (Yargıtay ——. HD. —- Karar). Davalının icra takibi başlatılmadan temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispatlanamadığı için talep edilen işlemiş faiz tutarı yönünden davacının korunmaya değer hukuki menfaati yoktur. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu, anılan kanun maddeleri ve Yargıtay kararları gereği açıklanan hukuki gerekçelerle tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazın ———asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan—– sine tekabül eden —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan—– harçtan peşin alınan —— harcın mahsubu ile bakiye —— karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan ——nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 851,98 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplamı: 893,08 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden kabul %95,36 oranına göre hesaplanan 911,83 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda verilen karara karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.