Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/755 E. 2018/989 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/755 Esas
KARAR NO : 2018/989

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ : 14/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı ——– vekilince açılıp mahkememiz 2017/872 sayılı esasında derdest dosyada; davacı (dosyamızda davalı) şirket tarafından TTK 596 maddesi kapsamında alınan karar sonucu şirkete ortak olarak kabul edilmeyen mirasçı davalı ( dosyamız davacısı) …’a ödenecek olan %45 orandaki payın bedelinin TTK 597 maddesi anlamında tespitine karar verilmesi talep edilmiş; cevap dilekçesi ile birlikte yöneltilen karşı davada; davacının, müteveffa —— 1/2 miras payına sahip mirasçısı olduğu,——– ise yukarıda numarası belirtilen Mahkemeniz dosyası kapsamında görülen asıl davanın Davacısı —– %90 oranındaki payın sahibi olduğu, —- 07.09.2016 tarihinde vefatı ile söz konusu %90 esas sermaye payının—- olarak mirasçılarına geçtiği, bu durumda TTK. 596’ncı maddesinin 4’üncü fıkrası gereği 3 ay içerisinde Şirketin geçerli bir karar ile açıkça ve yazılı olarak sermaye payının geçişini reddetmemişse, onay vermiş sayılacağı, davaya cevaplarımız kapsamında belirtmiş oldukları üzere, davacı adına geçerli bir ret kararı alınmadığı, bu sebeple davacının diğer mirasçı ile beraber, ——- pay sahibi olduğu hususunda şüphe bulunmadığı, yukarıda numarası belirtilen dosyasına İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce gönderilen 10.08.2017 tarihli müzekkere cevabına göre, —- pay sahipleri olarak %5 paya sahip — ile %5 paya sahip —— yaranda geri kalan %90 payın ise—- ait olarak görüldüğü, İşbu %90 payın müteveffa —– ait olan esas sermaye payı olduğuna,——- vefatı ile de % 90 payın yasal mirasçılara intikal ettiğine dair şüphe olmadığı, davacının miras yolu ile intikal etmiş olduğu paylar üzerindeki hak sahipliğinin hem şirket pay defterine kaydedilmesi hem de Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescili gerektiği, ancak,——- taralından ———– müdürü sıfatı ile görevleri olarak gerçekleştirmeleri gereken işbu işlemler gerçekleştirilmediği, bu sebeple Sayın Mahkemeniz tarafından Müvekkilin —– %90 payının üzerindeki en az 1/2 oranındaki hak sahipliğinin tevsiken tespiti ve Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tesciline karar verilmesini talep ettikleri” şeklinde karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz —- Esas sayılı dosyasının 06/06/2018 tarihli celsesinde, karşı davanın esas davadan tefrikine karar verilmiş tefrik üzerine karşı davaya mahkememizin —– sayılı esası üzerinden devam olunmuştur.
Dava; davacı …’un davalı şirketin %90 payının üzerinde en az 1/2 oranında hak sahipliğinin tespiti ve bu hak sahipliğinin tescili istemine ilişkindir.
Davalı şirketin celp edilen sicil kayıtlarının ve veraset ilamının tetkikinden, davalı şirketin 3 ortaklık olup ortaklarının ——– — olduğu, ortaklardan — 07/09/2016 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
TTK 596/1 maddesinde “Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer.” düzenlenmiştir
Aynı maddesinin 2.fıkrasında “Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır.” hükmü getirilmiştir.
Davalı şirket ortaklarından ——vefatı üzerine ; 01/12/2016 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı ile ; 3.madde de ” Şirketimizde %90 oranında ortal olan ———————- mirasçılarından mirasçı—– %45 oranındaki pay ile şirkete ortak olarak kabul edilmesine, pay defterine kaydedilmesine ve ticaret siciline tescil ettirilmesine” 4. Madde de ise ” Diğer mirasçı …’un TK m. 596 ve 597 hükümleri uyarınca şirkete ortak olarak kabul edilmemesine ve %45 oranındaki payının şirket tarafından mevcut ortaklardan ———- hesabına eşit oranlarda devralınmasına, payı için tespit edilen 500.000 TL gerçek değerin mirasçının bildireceği hesap numarasına ödenmesine ” dair oy birliğiyle karar verildiği, toplantı tutanağının tetkikinde toplantının TTK 416 maddesi gereğince çağrı merasimine riayet edilmeksizin yapıldığının belirlendiği, hazirun cetvelinden de şirket ortaklarından —- katılımıyla ortaklar kurulu toplantısının gerçekleştirildiği görülmüştür.
TTK 596/1 maddesi gereğince miras yoluyla tüm hakların, payı iktisap edene geçtiğine ilişkin hükmü , TTK 596/3-2 cümle maddesindeki ” Red , bu konudaki kararın verilmesine kadar geçen süre içinde alınan genel kurul kararlarının geçerliliğini etkilemez ” hükmü karşısında 01/12/2016 tarihinde yapılan ortaklar kurulunda, tutanağın aksine TTK 416.maddesi şartlarının oluşmadığı, bütün payların temsil edilmediği, bu nedenle çağrısız genel kurul toplamanın şartlarının oluşmadığı görülmüştür.
TTK 622. maddesi atfıyla limited şirketler yönünden de uygulanan TTK 445.ve devamı maddelerinde genel kurul kararlarının iptali düzenlenmiş olup TTK 446/1-b maddesi gereği davacı 01/12/2016 tarihli genel kurul kararının iptalini dava edebilecek kişilerdendir.
Davacı tarafça yukarıda anılan yasa hükümleri gereği 01/12/2016 tarihli genel kurul kararının iptali yoluna gidilmeden ilgili yasa hükümlerini dolanmak mahiyetinde olacak suretle genel kurul kararının aksinin tespiti ve tescilini isteyemeyeceği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulunmayan davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL nin davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığıan,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere hakim …’in muhalefetiyle oy çokluğuyla verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

MUHALEFET ŞERHİ:
Tefrikine karar verilen —– Esas sayılı bu davanın konusu ;davacı …’un miras yoluyla diğer mirasçı —– ile birlikte davalı şirketin % 90 oranında hissedarı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Sayın mahkemecede belirtildiği üzere davalı —- şirketinin ortakları ;% 5 paya sahip ——-, % 5 paya sahip —- ve % 90 pay oranına sahip —–
Şirket ortaklarından ——– 07.09.2016 tarihinde vefat ettiği için TTK 596/1 maddesi gereği bu kişiye ait esas sermaye payı, mirasçıları olan davacı ile kardeşine geçmiştir. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur.
TTK 596/2.fıkrasında ise “Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır.” hükmü getirilmiştir.
Yasanın açık hükmünden de anlaşıldığı üzere şirketin, esas sermaye payının miras yoluyla geçtiği kişiyi onaylamayı reddetmesi için iktisabın öğrenilmesinden itibaren 3 ay içinde esas sermaye payını gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır. Oysaki dosya kapsamında buna dair bir uygulama yoktur. Tam tersi direk olaganüstü genel kurulda mirasçı davacının dışlanarak ortaklığa kabul edilmemesi, payının diğer iki ortak tarafından 500.000 tl bedelle eşit oranda satın alınmasına dair alınmış bir karar söz konusudur.
Nitekim murisin 07.09.2016 tarihinde vefatı üzerine 01.12.2016 tarihinde yapılan olaganüstü genel kurul toplantısında “% 90 pay oranına sahip murisin mirasçılarından ————— % 45 oranındaki pay ile şirkete ortak olarak kabul edilmesine, pay defterine kaydı ile ticaret siciline tescil ettirilmesine, diğer mirasçı …un ise TTK 596 ve 597 hükümleri uyarınca şirkete ortak olarak kabul edilmemesine ve % 45 oranındaki payının şirket tarafından mevcut ortaklardan—— hesabına eşit oranlarda devralınmasına, payı için tespit edilen 500.000 TL gerçek değerin mirasçının bildireceği hesap numarasına ödenmesine ” dair karar alınmıştır. Yine toplantı tutanağında toplantının açıkça TTK nın 416.maddesi gereğince çağrı merasimine riayet edilmeksizin yapıldığının yazılı olduğu görülmüş, hazirun cetvelinden toplantıya katılanların —– olduğu, başka katılan kişinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının ortaklığa red gerekçesi TTK 596 ve 597 ye dayandırılmış ise de 596.madde ,esas sermaye payının miras yoluyla geçmesi halinde, tüm hak ve borçların genel kurulun onayına gerek olmaksızın payı iktisap eden kişiye geçeceğini düzenlemiş olup 597.maddede ise esas sermaye payının bedeli olarak gerçek değerin ön görüldüğü durumlarda taraflar anlaşamamışlarsa bu değerin, taraflardan birinin istemi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere %10 pay oranına sahip diğer iki ortağın red gerekçesi olarak bildirdiği nedenler yerinde değildir. Çünki davacıya düşen esas sermaye payının gerçek değerinin 500.000 TL olduğunu ispata yarayan en ufak bir delil bulunmadığı gibi bu değerin davacıya teklif edildiğine ve anlaşamama halinde mahkemece tespiti yoluna gidildiğine dair de bir delil yoktur.
Yine sayın mahkemece de kabul edildiği üzere 01.12.2016 tarihli toplantıda TTK nın 416.maddesindeki şartların oluşmadığı, bütün payların temsil edilmediği, bu nedenle çağrısız genel kurul toplamanın şartlarının oluşmadığı açıktır. Çünki geriye kalan % 10 pay oranına sahip iki ortağın toplantıya çağrı usulüne uymaksızın, yani mirasçı diğer ortaklara haber vermeksizin, kendi başlarına toplanarak ve olaganüstü genel kurul yaparak hiçbir gerekçe göstermeksizin davacı ortağın şirkete ortak olarak kabul edilmemesine yönelik karar aldıkları sabittir.
TTK nın 418.maddesinde Genel Kurulların, bu Kanunda veya esas sözleşmede aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanacağı kararlaştırılmıştır. Oysaki toplantıya katılanlar sadece % 10 paya sahip azınlık ortaklardır.
TTK nın 447 .maddesinde de Genel Kurulun, özellikle;
A)Pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
C)Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,
Kararları batıldır.
Şeklindeki açık düzenlemeden de görüleceği üzere pay sahibinin genel kurula katılma hakkı engellenemez ve kısıtlanamaz. Dolayısıyla pay sahibine haber verilmeden yapılan bu genel kurul kararları yoklukla maluldur.
Her ne kadar sayın mahkeme, çağrı usulüne uyulmadan yapılan olaganüstü genel kurulda alınan kararları TTK nın 446.maddesindeki iptal davası açılabilecek şartlar içerisinde değerlendirmiş ise de tam tersi TTK nın 447.maddesindeki butlan hükümleri arasındadır ve yoklukla malul olduğundan süre şartına tabi olmaksızın yokluğunun tespiti her zaman ve herkes tarafından ileri sürülebilecektir. Çünki TTK nın 418.maddesinde ” sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahipleri ile genel kurulun toplanacağına ” dair yasa hükmüne açıkça aykırı davranılmıştır. Toplantı nisabı % 25 olmasına rağmen, %10 paya sahip ortakla toplantı yapılmıştır. Mirasçı olan davacı ,pay sahipliği sıfatını TTK 596/1 gereği ortağın ölümüyle ve miras yoluyla kendiliğinden kazandığından artık TTK nın 414.maddesinde belirtilen çağrı usulüyle toplantıya çağrılmaya hak kazanmıştır. Oysaki bu çağrı usulüne uyulmamış, % 90 paya sahip iki adet mirasçıya hiç haber verilmemiştir. Dolayısıyla hem toplantı nisabına uyulmadan hem de toplantıya çağrıya ilişkin usule uyulmadan alınan kararlar ,pay sahibi ortağın oy kullanma hakkını açıkça engelleyen bir durum olduğundan TTK 447/1-a bendi gereği butlanla batıldır, geçersizliğinin tespiti süre ve kişi sınırlamasına tabi olmaksızın ortaklardan herhangi birisi tarafından her zaman istenebilir.
Açıklanan gerekçelerle davanın kabulü ile davacının TTK 596 gereği % 45 pay oranına sahip olduğunun tespiti yönünde karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan sayın mahkemenin ;iptal davası açılmadığı için davacının davasının reddine dair kararına katılmıyorum.