Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/741 E. 2021/252 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/741 Esas
KARAR NO : 2021/252
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
——- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; müvekkili firmanın davalı firmaya makam aracı tarzında bir araç almak üzere ——- gönderdiğini, ancak daha sonra müveakkil firmanın davalının kendisine uygun araç bulunmadığı için araç alımından vazgeçtiğini, gönderdiği paraları ise geri istediğini davalının ise müvekkil tarafından gönderilen paraları iade etmediğini daha sonra ——- esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı firmanın haksız biçimdei itiraz edip takibi durdurduğunu bunun sonucunda takip yetki itirazı sebebiyle — gönderildiğini beyan ederek; —— sayılı dosyaya borçluca yapılmış olan itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere inkar/kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; haksız açılan işbu davanın reddine, davacı taraf haksız ve kötüniyetli olarak işbu takibi yaptığından %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
—- görevsizlik kararı dava dosyası mahkememize gönderilmiştir.
Davacı şirket vekili, davalı firmaya, davacı şirketin makam aracı tarzında bir araç almak üzere —— gönderildiğini, ancak uygun araç bulunamamasına rağmen paranın iade edilmediğini, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği paranın iadesi gerektiğini, bu hususta yapılan icra takibine itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, yapılan birden fazla araç satışı olduğunu, satışların para havalesinden sonra olduğunu, davacı — olduğunu,—- yetkilisi de olduğunu, davalı şirket yetkilisinin de —- araç almak istediğini, para alışverişinin her iki tarafın sahibi oldukları şirketler üzerinden yapıldığını,— marka aracı beğendiğini, —- satımı konusunda anlaştıklarını, aracın tesliminden sonra davacının da belirttiği — davacı şirketçe gönderildiğini, daha sonra dava dış—- gönderildiğini, — tarihinde devredildiğini, — daha sonra —- plaka sayılı aracı geri alındığını, —- plaka sayılı aracın devredildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir araç alıp almadığı, davacı şirketçe davalı şirkete gönderilen —- herhangi bir araç satışı için gönderilip gönderilmediği, davalı şirketin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, davacı şirketin ——- tahsili yönünden yaptığı takibe itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Davacı şirket, davalı şirkete makam aracı alınması için —– gönderildiğini, ancak araç alınmamasına rağmen paranın iade edilmediğini iddia etmektedir. Davalı şirket ise, taraflar arasında araç satış ilişkisi olduğunu kabul etmekte olup, karşılığında ——-plaka sayılı aracın teslim edildiğini savunmaktadır.
Davalı vekilinin beyanları karşısında, davacı şirket araç satışına dair paranın gönderildiği iddiasını ispatlamıştır. Bu noktada artık davalı şirket ispat yükünü üzerine almış olup davacı şirkete —-plaka sayılı aracı teslim ettiğini ispatlaması gerekmektedir.
Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde;
Dosyaya sunulu banka dekontlarında, — tarihinde—- Davacı —- açıklamasız şekilde havale edildiği görülmektedir.
Araç satışlarına ilişkin ise, — tarihinde davalı şirket tarafından dava dışı — devredildiği, bilahare — plaka sayılı aracın tekrar –tarihinde — tarafından davalı — adlı şirkete devredildiği, daha sonra ise — tarihinde Dava dışı —— davacı şirkete devredildiği, noter araç satış sözleşmeleri ile sabittir.
Davalı şirketin sunduğu —- plaka sayılı aracı sattığı, karşılığında davacının — plaka sayılı aracı devredeceği ve ——- ödeyeceğine ilişkin anlaştıkları, işbu sözleşme de davalı şirket yetkilisi —— şahit olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen araç devirlerinden de anlaşıldığı üzere, davalı şirket tarafından davacı şirkete resmi olarak devredilmiş herhangi bir araç olmadığı, aksine davalı şirket tarafından davacı şirkete devredildiği iddia edilen —plaka sayılı aracın dava dışı — şirkete devredildiği, keza —- sayılı aracın devrinde davalı şirketin taraf dahi olmadığı anlaşılmaktadır.
Noter araç satış sözleşmelerinde, Davacı —– adlı şirketlerin yetkilisini—- olduğu anlaşılmışsada, —— yetkili kişi olarak işlem yapması nedeniyle aracın davacı şirkete teslim edildiği satıldığı kabul edilemez.
TBK. 77. maddesi uyarınca; haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu, sözleşmenin geçersiz olması ya da sözleşme geçerli olarak kurulduktan sonra sözleşmeden dönülmesi halinde verilenlerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerekeceği, TBK madde 125 uyarınca da, sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulacağı ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri,
Bu kapsamda, davalının davacının araç satışına dair —- havale ettiğinine dair iddiasını kabul ettiği, ancak bedel karşılığında —— plaka sayılı aracı devir ettiğini ispatlayamadığı, zira araç satışlarının noter kanalıyla resmi şekilde devredilmesi gerektiği, davalının ise buna ilişkin yazılı delil sunamadığı, bu hususun tanıkla da ispatlanamaycağı, ——- plaka sayılı aracın resmi olarak devredildiği dava dışı şirketin temsilcisinin davacı şirketinde temsilcisi olamasının bu durumu değiştirmeyeceği, TBK gereği sözleşmelerin sadece sözleşmenin taraflarını bağlayacağı, böylelikle davacının araç satışı için para göndermesine rağmen araç alamadığının ortaya çıktığı anlaşılmakla, yukarıda açıklanan TBK madde 77 ve 125 hükümleri gereği davalının aldıklarını iade etmesi gerektiğinden, davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibinin asıl alacak yönünden haklı olduğu anlaşılmakla, söz konusu alacağa ilişkin icra takibine itirazın bu yönden iptaline karar verilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği ——– anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67/2. maddesine göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan, borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. ———–
Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
———- sayılı takip dosyasında takip borçlusu davalı tarafından yapılan itirazın —– asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-Asıl alacak olan 35.000TL %20 sine tekabül eden 7.000 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.390,85 TL harçtan peşin alınan 653,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.736,98 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.250,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.288,08 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 689,77 TL harç ile 337,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 308,06 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/03/2021