Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/737 E. 2019/176 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2018/737 Esas
KARAR NO : 2019/176

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; 20/08/2016 tarihinde davalıların maliki ve sürücüsü olduğu —– plakalı araçla meydana gelen trafik kazasında dava dışı—- hayatını kaybettiğini; hak sahiplerinin kazaya karışan aracın poliçesi bulunmadığından tazminat isteğiyle davalı sigorta şirketine başvurduklarını; hak sahiplerine 4.396,00 TL tazminat ödendiğini; ——-Yönetmeliği uyarınca, ——– zarara neden olan aracın sürücüsüne ve işletenine rücu hakkı doğacağını; bu nedenlerle davalılar hakkında alacağı tahsil için İstanbul Anadolu ———– İcra Müdürlüğü’nün 2017/22397 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını; davalılara —– ödeme emrinin tebliğ edildiğini; ancak, davalılara 08/09/2017 tarihinde ödeme emrinin tebliğ olduğunu; 13/09/2017 tarihinde borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiğini; bu nedenle, takibin durduğunu; bu nedenlerle, davalıların haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine; karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalıların yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Dava; itirazın iptali istemine; ilişkindir.
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22397 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 25/08/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ——-, borçlusunun —– olduğu; 4.396,00 TL asıl alacak, 141,77 TL asıl alacağın işlemiş faizi olmak üzere toplam 4.537,77 TL’nin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlulara 08/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlular tarafından verilen 13/09/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde, borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamında, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacının dava dışı —– vefat etmesi şeklinde gerçekleşen olay nedeniyle yapmış olduğu tazminat ödemesi —- İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun —- tarih —- sayılı kararında “—- inci maddesiyle konulmuş bulunan esasa göre sigortacı poliçede yazılı olupda sigortalısına ödediği sigorta bedeli nispetinde sigortalının yerine geçer. Bu, bir kanuni halefiyettir. Binaenaleyh, sigortacının haksız fiil failinin karşısına çıkması mutazarrır olan şahsa ödemiş olduğu miktar nispetinde dâva külfetinden kurtarmış olduğu içindir. Hatta, zararının tamamını sigortadan temin edememiş olan mutazarrırın şirketten aldığı bedelden fazlası için haksız fiil faili aleyhine dâva ikame etmiş olması dahi mümkündür. Bu takdirde aynı membadan çıkan bir tek borcun bir kısmı Hukuk Mahkemesinde talebedilmiş olacaktır. Şimdi, sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir deye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu dâvası için Ticaret Mahkemesinde dâva ikame etmesi icabeder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmıyan bir borç için iki ayrı kaza merciinde birden dâva açılabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise, kanuna ve hukuka uygun düşmez. Bu itibarla, sigortacının sigorta poliçesinden mümbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada Hukuk Mahkemesine başvurması lâzımgeleceğine reylerin üçde ikisini geçen çoğunluğiyle —– tarihinde karar verildi.” şeklinde ifade edildiği üzere kanuni bir halefiyet olup, somut olayda davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden gerçekleştiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalının yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.