Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/728 E. 2022/722 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/728 Esas
KARAR NO : 2022/722

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ————-yayınlarına —- süreyle —- aracılığıyla satışına ilişkin yapılan — tarafından satın alınması ve teklif verilmesi, önceki ihalede ise hiç teklif verilmemesi ve ihaleye konu hususlarda rekabet koşullarının sağlanmadığının anlaşılması, anılan ihalenin planlanması ile gerçekleşmesi arasındaki dönemde — koşulların değişmesi, — genişlemesi ve — alınması sebebiyle kurum imkânlarının, —- ve tecrübelerinin daha aktif kullanılabileceği bir ortam oluştuğu, ihalenin iptaline, ihaleye —- sürelerinin pazarlanması ve ———-yapılmasına karar verilmiş olduğu, anılan karar gereği ———– yılına kadar kurum —— yerlerinin satışının ihaleler sonucunda tek bir firma aracılığıyla yapılmış olması, kurumlarının mevcut yapılanması ile 6 yıldır sürekli değişkenlik gösteren ——- tespiti ve buna göre satış işlemlerinin daha aktif kullanılabilmesi için işlerin mevcut personellerinin — yürütülmeye başlanılmış olduğu, —– ait toplam fatura tutarının —– faturasından mahsup edildiği, —- davalı yanca ödenmediği, —— imzalanan ——- gecikilen her gün için kanuni faiz ödeneceğinin taahhüt edilmiş olduğu, müvekkilince davalıya düzenlenmiş faturalara ve fatura içeriklerine TTK 21/2 maddesi hükmü gereği 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu beyanla; davalarının kabulü ile —- alacağının davalı firmadan, her bir fatura tarihinden —- işletilecek kanuni faizi ile birlikte tahsili, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA: Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; yayınlanan —- bedelinin tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalıya ———– ilişkin olarak düzenlemiş ——- mahsup edildikten sonra kalan ——— ödenmemiş alacağı olup olmadığına ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen —- tarihli bilirkişi rapor içeriğine göre; ——– ekinde gönderilen ——— düzenlendiği, davacı ——- dava dosyasına sunduğu ——- ticari defterlerinin incelenmesinde, —- defterlerinin—— tasdiklerinin yaptırılmış olduğu, davacı—-, ticari defterlerin TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak tutulmuş olduğu, davalı ile olan ticari ilişkiye ait işlemlerin ticari defterlere işlenmiş olduğu, defter bakiyelerinin birbiri ile örtüştüğü, ————– tasdik ettirilmemiş olduğu, defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşımayacağı kanısına varılmış olmakla birlikte bu husus Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, davacı ticari defterlerine göre taraflar arasında—– bu yana devam eden bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı yanca, davalı şirkete düzenlenen faturaların—– ——— ettiği tespit edildiği, davacı———- defterlerinin incelenmesinde, taraflar arasında yazılı sözleşmeye dayanmayan, davalı taahhüdüne dayanan ticari ilişki nedeniyle davacı—–, davalı —- alacaktı gözüktüğü, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilince —-faturalar toplamının———-edildikten sonra davalının kalan bakiye borcunun — olduğunu beyan etmiş olmakla birlikte, davacı alacaklarının bu faturalardan değil, taraflar arasında sürdürülmüş olan ticari ilişkinin genelinden kaynaklandığı, davacı ticari defterlerinde, davalı yanca yapılan ödemelerin hangi faturadan kaynaklanan borca mahsuben yapıldığı ile ——- bedeli olarak davalı cari hesabına alacak kaydedilmiş tutarın da hangi faturalardan doğan davalı— alacağı olduğu tespit edilemediğinden, davacı faiz talebi ile ilgili yapılacak hesaplamanın doğru sonuç doğurmayacağı, taraflar arasında gerçekleşmiş ticari ilişki nedeniyle, davacı —– itibariyle davalı—– —— alacaklı gözüktüğü yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı taraf defterlerinin incelenmesi sonucu—– bilirkişisi rapor içeriğine göre; davacının yasal ticari defterleri —–bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacının, davalıdan ——–alacaklı olduğunun gözüktüğü, davacının nezdinde incelenen, davalı aleyhine ——–. borç bakiyesinin ticari ilişki çerçevesinde oluşmuş cari hesap bakiyesi olduğu, ancak davacı tarafından sondan başa doğru olmak üzere davalı adına düzenlenmiş son 5 adet fatura toplamından——— kısmi mahsup yapılarak —-talep ettiği, talep edilen bu tutarın cari hesap— bakiyesi ile de örtüştüğü, altında, davalının kaşe ve imzasının bulunduğu taahhütnamede ; ödeme vadesinin 90 gün olduğu, her geçecek gün için kanuni faiz ödeneceğinin belirtildiği, davacı — kaynaklanan —–. tutarında cari hesap alacağı olduğu, söz konusu muaccel olmuş asıl alacak yanında, her fatura için ayrı ayrı 90 gün sonraki başlangıç tarihinden başlamak üzere, — dava tarihine kadar % 9 oranında toplam— tutarında yasal faiz ödenmesi gerekeceği bildirilmiştir.
—-tarafından düzenlenen — ise; davacı — olduğu, gerek davacı ve gerekse davalının defter kayıtları ve dayanak belgelerinin bu hususta örtüştüğü, tarafların —– defterleri kayıtları ve dayanak belgelerinden tespit edilen——– davacı tarafın asıl alacağı dışında, davacının, tarafların taahhütnamede belirttikleri üzere her bir faturaya % 9 oranında yasal faiz uygulanarak tespit edilen ——- yasal faiz alacağı olduğu bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi,——— yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar ——– değerleri—– senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir— bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı alacaklının davalı borçlu hakkında ödenmeyen faturaya dayalı olarak eldeki davayı açtığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise dava dayanağı belgeye konu hizmetin sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan —— olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği —- formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği—-, davalının —- bildirimlerine göre uyuşmazlık—-davalı tarafından ———- dairesine bildirildiği, bu halde davalının —– formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği———, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan —– asıl alacağının sabit olduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığı, fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı, dava açılış öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerektiği, işbu davada davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, davacı yanca davalının verdiği iddia olunan taahhüt belgesine dayanıldığı, bu belgenin incelenmesinde;—- ait tüm yayınlarla ilgili verildiği, ödeme vadesi olarak — yazılı olduğu ancak alt kısımda—– görüşmelere neticesinde mutabık kalınan vadenin yazılacağının yer aldığı, —————-anlaşıldığına dair belge bulunmadığı, taahhüt belgesinin davalı tarafından tek taraflı olarak düzenlendiği ve imzalandığı, bu haliyle bu belge kapsamında faiz hesaplanmasının doğru olmayacağı kanaatine varıldığı, faturaların incelenmesinde ise———- faturaların üzerinde son ödeme tarihinin yazılı olduğu, bu iki fatura alacağı üzerinden faiz hesaplanıp ——- alacak ile —- alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE; —— olmak üzere toplam —– alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin REDDİNE,
2-Karar harcı —–davacı tarafça peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 3.228,07 TL harcın mahsubu ile 9.367,86 TL bakiye harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafça yatırılan —- harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarfedilen 41,10 TL ilk dava masrafı 223,50 TL tebligat müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.064,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%98 kabul) —davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.