Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/667 E. 2021/459 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/667 Esas
KARAR NO: 2021/459
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davalı ——faaliyet gösteren gıda işletmesiyle yapmış olduğu abonelik sözleşmesi kapsamında, çalışanlarının yemek ihtiyacını temin ettiğini, ancak davacı şirket edimini eksiksiz ifa etmesine rağmen davalı almış olduğu mal ve hizmetin karşılığını ödemediğini, davacı tarafından ——- bedel üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından ——– havale tarihli dilekçe ile alacaklı müvekkile böyle bir borçları bulunmadığı iddiasıyla takibin tamamına itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ancak davalı şirket tarafından davacı şirkete böyle bir borç bulunmadığı iddia edilmişse de itiraza dayanak hiçbir geçerli sebep bildirilmediği, iddiayı ispatlayacak herhangi bir belge ibraz edilmediği, ödeme belgesi, cari hesap ekstresi veya makbuz vb. hiçbir delil sunulmadığını, bu nedenle borçlunun itirazının soyut, haksız ve dayanaksız olduğunu, dilekçede açıklanan ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle, davalının haksız, dayanaksız ve kötü niyetli, borcun tahsilini geciktirmeye yönelik itirazı sonucu durdurulmasına karar verilen——- hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına ve takibe konu alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle tüm asıl ve ferileriyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı —- davacı ——- tedarikine dair sözleşme akdedildiği, sözleşmenin —–uygulanmasından doğacak her türlü ihtilafta yetkili mahkemenin—olduğu belirtildiği, davacı her ne kadar itirazın iptali davasını—– açmışsa da, itirazın iptali davası; başlatılan icra takibi ile doğrudan bağlantılı bir dava olduğunu, davanın açıldığı mahkemenin bulunduğu icra dairesinde icra takibi başlatılması özel bir dava şartı olduğu, açılan itirazın iptali davasının usulüne uygun açılmış bir dava olarak kabulü mümkün olmadığı, —–adliyesinin yargı çevresi dahilinde davacı tarafından davalı şirkete karşı başlatılmış ve durmuş bir icra takibinin de bulunmadığını, bu nedenle öncelikle davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, davacı tarafından davalıya yapılan teslimatlar ile ilgili davalı şirket tarafından davacıya ödemelerde bulunulduğu, ancak davacı tarafından davalıya yapılan teslimatlarda, gerek yemek kapları, yemek kaplarının plastik kokması ve yemeklere sirayet etmesi, gerek öğün çeşitliliği, yemek kalitesi, içeriği, teslimat zamanları, standartları, yemeklerin sıcaklığı/soğukluğu ve teslimatların sözleşmelerde belirtilen diğer standartlara uygun olmadığı ile ilgili davalı şirket tarafından davacıya şikayetler yapıldığı, davacı da şikayetlerin giderileceğini davacıya bildirdiğini, ancak bunlara rağmen şikayetlerin giderilmediğini, açıklanan bu nedenlerle, davanın icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olması nedeni ile dava şartı yokluğundan reddine, davacının yargılama sürecinde varsa ortaya çıkacak alacağı üzerindeki taleplerinin reddine, yoksa davanın tamamının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, davalı şirket ile mutabakat yapmadan ye mutabakata varılabilmesi için gerekli olan ve davalı tarafından talep edilen bilgileri, belgeleri, davalıya vermeden icra takibine girişen ve dava açan davacı şirketin davalı şirkete %20 tazminat ödemesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—— takip dosyası —— celbedilerek incelenmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; —– yazısı ekinde bulunan inceleme tutanağından anlaşılacağı üzere davalı—— beyanda bulunduğu, —-döneminde—– olarak davalının yasal defterlerine kayıt edildiğinin tespit edildiğini, davacının — ticari defter ve kayıtlarına göre dava konusu faturaların kayıtlarda yer aldığı, — cari bakiye ile davalıdan alacaklı olduğu, davalının — defter ve kayıtlarına göre dava konusu faturaların yer aldığı — cari bakiye ile davacıya borçlu olduğu, davalı ile davacının ticari defterlerindeki —- bakiye farkın yuvarlama farklarından kaynaklandığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ——geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —– aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ——
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi ——-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında takip dayanağı belgeye konu malın teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalı tarafça davacı tarafından yapılan teslimatlarda, gerek yemek kapları, yemek kaplarının plastik kokması ve yemeklere sirayet etmesi, gerek öğün çeşitliliği, yemek kalitesi, içeriği, teslimat zamanları, standartları, yemeklerin sıcaklığı/soğukluğu ve teslimatların sözleşmelerde belirtilen diğer standartlara uygun olmadığı ile ilgili davacıya şikayetler yapıldığının ileri sürüldüğü, ancak bu konuda usulüne uygun yapılmış herhangi bir ihbar yapıldığına dair belge sunulmadığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya —- borçlu olduğu, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği——- davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —– halinde alacaklının—-HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —–, davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ——, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——-alacaklı olduğunun sabit olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yetki hususunun düzenlendiği, buna göre—– yetkili olacağının düzenlendiği, takibin ——- İcra Dairesinde yapıldığı, ancak davalı borçlunun takibe itiraz dilekçesinde yetki yönünden itiraz ileri sürmediği, bu hali ile mahkememizin yetkili olduğu, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ İLE ; ——- icra dosyasına davalının yaptığı itirazın iptaline; takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.348,25 TL karar ve ilam harcından 591,99 TL peşin harç mahsubu ile bakiye 2.756,26 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.172,02 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 591,99 TL peşin harç toplamı: 627,89‬ TL ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 223,90 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 1.851,79‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/04/2021