Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/548 E. 2019/442 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2018/187 Esas
KARAR NO : 2019/484

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 24/11/2014 tarihide ——– imzalandığını; davacı tarafından, davalı borçluya sunduğu hizmet karşılığında 28/12/2016 tarihli —– numaralı ve ———bedelli fatura kesildiğini; davalı tarafça —– tarihinde —– tarihinde — ödeme yapıldığı; ancak, bakiye 19.620,48 USD’nin ödenmediğini; bu nedenle, davalı aleyhine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün 2018/426 sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını; başlatılan takibe davalı tarafça yetki itirazında bulunulduğunu; icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak borca ve tüm ferilerine itiraz edildiğini; bu nedenle, davalının yaptığı icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ——-Sözleşmesi imzalandığını; sözleşme nedeniyle davacının, davalıdan alacaklı olduğunu; takibe dayanak alacağın takibe dayalı faturalardan kaynaklandığını beyan ettiğini; ancak, davalının, davacıya karşı muaccel bir borcunun bulunmadığını; ticari defterlerde davalının borçlu olmadığının sabit olduğunu; yine davacının iddia ettiği faturanın ödenmemiş olsa dahi davacı tarafından, davalıya fatura tarihinde herhangi bir ihtarname düzenlenmediğini; davacının talep ettiği faiz oranın fahiş olduğunu; bu nedenlerle, davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunu; %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; itirazın iptali istemine; ilişkindir.
Davacı tarafından verilen 21/05/2019 havale tarihli feragat dilekçesinde; davalı şirket ile 17/05/2019 tarihinde protokol ve ibraname imzalayarak sulh olunduğunu; bu nedenle davadan feragat ettiğini; konusuz kalan davada karar vermeye yer olmadığına dair karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı vekilince verilen 29/05/2019 havale tarihli feragati kabul dilekçesinde; taraflar arasında 17/05/2019 tarihinde protokol ve ibraname imzalandığını; tarafların bu protokol ile sulh olduğunu; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini; talep etmiştir.
Mahkeme huzurunda yapılan sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlığı ya da şüpheli bir durumu sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda karşılıklı fedakarlıkta bulunmak suretiyle gerçekleştirmiş oldukları bir işlemdir. Mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesi, mahkemeye verilmek ve onun tarafından, duruşma tutanağına geçirilmekle, mahkeme huzurunda yapılan sulhe dönüşür. Mahkeme huzurunda yapılan sulh davayı kendiliginden sona erdirir, mahkemenin, bu sonucun elde edilebilmesi için, sulhten sonra onu esas alarak aynca bir hüküm vermesine gerek yoktur. Mahkeme, sadece davanın konusuz kaldıgım tespit ve tevsik etmekle yetinecektir.
HMK.nun. 313. maddesine göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.”. Ancak mahkeme dışı sulh de hukukumuzda kabul edilmiş ve davayı sona erdiren taraf işlemlerinden sayılmıştır. HMK.nun. 315. maddesinde “Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” denilmekle sulhun neticesi düzenlenmiştir.
Davadan feragat HMK.m. 307. uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK.m. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan her ne kadar feragat ettiği yönünde beyanda bulunmuş ise de yasanın feragate bağlanan sonuç ile davacı ve davalının feragate bağladığı sonuç birbirinden farklı olmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 956,54 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 912,14 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Taraflarca vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
İlişkin, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; kararın taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.