Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/538 E. 2018/602 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/538 Esas
KARAR NO : 2018/602

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 09/05/2018 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde 12/10/2016 – 12/10/2017 vadeli,….. sayılı Kasko poliçesi ile sigortalı, dava dışı……… ait ……. plakalı aracın 05/07/2017 tarihinde davalı … adına kayıtlı bulunan …. plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza sonucunda hasara maruz kaldığını, meydana gelen hasarın süresi içerisinde sigortalı araç maliki tarafından müvekkili sigorta şirketine ihbar edildiğini, yapılan ihbar üzerine müvekkili sigorta şirketi tarafından görevlendirilen ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca bağımsız olarak görev yapan sigorta eksperince tespiti yapılan hasar bedelinin 07/08/2017 tarihinde sigortalı araç malikinin muvafakatiyle aracın onarımını gerçekleştiren ………… tam olarak ödendiğini ancak meydana gelen zarardan Davalı …’ün 2918 sayılı KTK’nun 85 ve 6098 sayılı TBK’nun 49. Maddesi uyarınca sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili tarafından ödenen 61.580,00 TL hasar tazminatının ödeme tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davalının maliki olduğu ……… plakalı araç ile davacı … nezdinde 12/10/2016-2017 dönemlerini kapsayan şekilde kasko poliçesi ile güvence altına alınan …….. plakalı araç arasında 05/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sigortalısına ödenen hasar bedelinin kusurlu olduğu bildirilen davalıdan halifiyet ilkesine dayalı rucüen tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; rücu talebi, haksız fiil iddiasına dayalı olup davacı sigortalı tacir ise de davalı … gerçek kişidir. Uyuşmazlık, TTK 4.maddesinde yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir ihtilaftan da bahsedilemez.
6102 sayılı TTK.’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için, uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklanması veya anılan yasa maddelerinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gereklidir.
Halifiyet ilkesine dayalı olarak sigortalısana ödenen hasar bedelinin kusurlu tarafa rücuen tazminine ilişkin iş bu davanın taraflarından birinin gerçek kişi tüketici, diğerinin ise hizmet veren sigorta şirketi olduğu göz önüne alındığında bahse konu davaya bakma görevi Asliye Hukuk mahkemesine ait olduğu, kısa yol ekranlarından yapıştırma suretiyle görevli mahkemenin sehven İstanbul Anadolu Tüketici Hukuk mahkemesi olarak belirtildiği, oysaki görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğu, kısa kararın taraflara tebliğ edilmediği görülmekle HMK 304 gereğince hükmün tashihi ile görevli mahkemenin kısa kararda düzeltilmesi suretiyle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın; mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 115-(2) maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzii Müdürlüğü’ne tevdiine,
Yargılama giderlerinin ; HMK 331-(2) maddesi uyarınca yargılamaya görevli mahkemedi devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde bu dosya üzeniden mahkememizce karara bağlanmasına,
Davacı vekilinin; teminatsız olarak ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz verilmesi yönündeki talebinin; HMK’nun 390-(1) maddesi asıl davanın görüleceği görevli mahkemede incelenerek karar bağlanmasına,
İlişkin; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içeriside bavurulduğunda İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.