Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/479 E. 2022/10 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/479 Esas
KARAR NO : 2022/10

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın— ettiğini, davacı firmanın—- yaparak onay için davalıya gönderdiğini, davacı firmanın ——– 21/10/2017 tarihinde sevk edilebileceğini bildirdiğini, 17/10/2017 tarihinde davalı firmaya —– tamire alınacağı bilgisi verildiğini, siparişin— sevk edildiğini, davalı — için—verdiği için kalan sevkin geciktirildiğini, üretimin istenilen koşullara uygun olduğu belirlendikten sonra 26/10/2017 tarihinde kalan siparişin davalı firmaya sevk edildiğini, davalı firmanın —– mamul hale getirdiğini ve ihracatı gerçekleştirdiğini, davalının malın müşteri tarafından kabul edilmemesi nedeniyle — olduğunu belirttiğini, davalının malı kabul etmeyip iade etmesi gerekirken kesip mamul hale getirdiğini, malın ekonomik değerini kaybettiğini, malların halen davalıda olduğunu belirtmiş; itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı şirkete—- sipariş ettiğini, —- özelliklerinin belirtildiğini, davacının üreteceği ürünü ayrıntıları ile bildiğini, davacı tarafın siparişi süresinde teslim edemediğini, —— ürettiği numunenin getirildiğini, numunenin siparişe uygun çıkmadığını, —– tutmadığını ve —–olduğunu, numunenin kabul edilmediğini, davacının — tamir edeceğini belirttiğini, mağduriyetin 18/10/2017 tarihinde davacı tarafa bildirildiğini, 19/10/2017 tarihli cevabi —– tekrar çalışıldığının bildirildiğini, 21/10/2017 tarihinde siparişin eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğini, bu durumun 21/10/2017 tarihli e-posta ile davacı tarafa bildirildiğini, davacıdan herhangi bir cevap alınamadığını, davalının — gönderemediğini, bu nedenle zarara uğradığını ve cezai şart ödediğini, durumun 17/11/2018 tarihli e-posta ile davacıya bildirildiğini, davacının davete rağmen gelmediğini, sipariş form sözleşmesine göre kumaşın kesilebileceğini, davalının maddi ve manevi zarara uğradığını belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki sözleşme gereği davacının edimini tam ve ayıpsız olarak ifa edip etmediği, dava konusu kumaştaki ayıbın niteliği ve miktarının ne olduğu, ayıpsız benzeri ile ayıplı hali arasındaki farkın ne olduğu, ayıplı kumaşın ekonomik değer taşıyıp taşımadığı, davalının ayıplı ürün sebebiyle zarara uğrayıp uğramadığı, davacının ifa ettiği edim nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, hangi miktarda alacaklı olduğu, bu itibarla takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— sayılı takip dosyası içeriğine göre; 23/02/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı …, borçlusunun daval— tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi yapıldığı, örnek no:—- tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 06/03/2018 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, hak düşürücü sürede davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen 26/10/2021 tarihli raporda; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde takip tarihi itibarıyla 25.117,43 TL alacaklı gözüktüğü, davalının ticari defterlerinde borçlu gözükmediği, davacı tarafından 2 adet fatura karşılığı 23.406,00 TL satım bildirimi yapıldığı, davalı tarafından 2 adet fatura karşılığı 23.406,00 TL alım bildirimi yapıldığı, takip konusu faturaya karşılık davalı tarafından aynı tutarda iade faturası düzenlendiği, mail yazışmalarına göre teslim edilen kumaşlarda açık ayıp olduğu, kumaşın ayıpsız değerinin — arasında değiştiği, ayıplı kumaşların ise —- satılabileceği mütalaa edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme, imalatı da içerdiğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluk borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Bu gibi durumlarda eserde dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken niteliklerin yokluğu söz konusudur.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır. 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir.
Taraflar arasındaki yazışmalarda davalı şirket yetkilisinin —- düzeltilmesini talep ettiği, davacı şirket şirket yetkilisinin ise——- edilen —- iş sahibi tarafından kabul edilmediği, davacı tarafından gönderilen mailde “—–” ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
Somut olayda; taraflar arasında—- kurulduğu, davacı tarafından imal edilen kumaşın davalıya teslim edildiği, davalının ayıptan haberdar olur olmaz durumu—- davacıya bildirdiği, davacının da cevabi e-maili ile ürünleri test edip sonucu bildirdiği, karşılıklı— teatisinin her iki tarafın da kabulünde olduğu (Benzer yönde; —teslim edilen —- davalı tarafından ——- getirildiği, iş bedelinin ise davacıya ödenmediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için dava konusu kumaşın ayıplı olup olmadığının tespiti gerekir. Eserin ayıplı olduğu ispat yükü davalı iş sahibi üzerindedir. Taraflar arasında dava konusu kumaşın 21/10/2017 tarihinde teslim edileceği yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı yüklenici tarafından — tarihinde —-edildiği, — 26/10/2017 tarihinde teslim edildiği tarafların kabulündedir. Dosya içerisindeki yazışmalara göre 17/10/2017 tarihinde teslim edilen—- kısmen teslim edilen kumaşın ayıplı olduğu, davalı iş sahibi tarafından eserin kabul edilmediği, davacı yüklenici tarafından ayıbın giderilmesine çalışıldığı, 24/01/2017 tarihli mailde istenilen kalitenin oturtulamadığının belirtildiği, yüklenici tarafından 07/02/2017 tarihinde kontrol yapılacağının bildirildiği, tespit edilen ayıbın teslim tarihinden sonra giderildiğine dair herhangi bir—— bulunmadığı anlaşılmaktadır. Alınan denetime elverişli bilirkişi raporu, taraflar arasındaki yazışmalar, dosyadaki fotoğraflar ve kontrol raporları ile olayın meydana geliş şekli bir bütün olarak nazara alındığında dava konusu —- geç ve ayıplı teslim edildiği sabittir.
Davalı, sipariş form sözleşmesinin 5. maddesinde dava konusu — kesilebileceğinin kararlaştırıldığını savunmuştur. Dosyaya sunulmuş sipariş form sözleşmesi bulunmadığı, davacı tarafından da anılan sözleşmenin kabul edilmediği anlaşıldığından bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 475. maddesine göre iş sahibinin ayıp halinde; sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve onarım talep etme hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, dava konusu kumaş davalı iş sahibi tarafından kesilerek mamul hale getirilmiştir. Bu durumda, davalı iş sahibi yalnızca ayıp oranında bedelde indirim hakkını kullanabilir. Her iki tarafın ticari defterlerde kayıtlı takibe konu fatura içeriğine göre teslim edilen —– bedeli —-. Başka bir anlatımla, taraflarca —-tutar ile —- kararlaştırılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ile de dava konusu ——-değerinin —- değişiklik gösterdiği, ayıplı kumaşların ise — olarak satılabileceği tespit edilmiştir. Mahkememizce takibe konu fatura bedelinden ayıp oranında (%75) indirim yapılarak hesaplanan iş bedeli üzerinden hüküm tesis edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonucunda; dava konusu —- ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıplı kumaşın davalı iş sahibi tarafından kabul edilmediği, ayıp nedeniyle iş sahibinin yükleniciden tazminat talebinde bulunabilmesi ve bedelde indirim istemesi için ayıplı malların yükleniciye iade edilmesinin gerekmediği — davacının sipariş ettiği sözleşmede fiyatı belirli ürünlerin yerine davacı tarafından teslim edilen ve davalı tarafından da teslim alınan iadesi yapılmayan ürünlerin rayiç fiyatı saptanıp eğer teslim edilen ürünlerin değeri sözleşme ile belirlenen ürün bedelinden daha az ise aradaki fark davalının zararı kabul edilerek davalının ilamsız takipteki itirazının bu zarar kadar haklı olduğunun benimsenmesi gerektiği—-
—hale getirilmesi nedeniyle davalı tarafından ayıp oranında bedelde indirim seçimlik hakkının kullanılabileceği, TBK 50/II maddesinde “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler” hükmüne yer verildiği—-, ayıp oranının %75 olarak mahkememizce belirlendiği, buna göre davalı tarafından teslim edilmeyen ve bedeli ödenmeyen kumaş bedelinin 6.279,36 TL olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;——takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 6.279,36 TL yönünden iptaline, takibin anılan tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına, aşan istemin reddine,
Koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 428,94 TL karar ve ilam harcından 302,18 TL peşin harç ve 126,77 TL icra harcının mahsubuna, hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 302,18 TL peşin harç ve 126,77 TL icra harcı toplamı: 470,05 TL ile kabul oranına (%25) göre hesaplanan 386,63 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 75,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.