Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/472 E. 2020/517 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/472 Esas
KARAR NO: 2020/517
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/08/2012
KARAR TARİHİ: 05/10/2020
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ————-Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ———– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilerinin murisi —– kendi sevk ve idaresindeki ——- ile kendi kusuruyla —– tarihinde meydana gelen kazada vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak —– çocukları—- doğumlu —– doğumlu ——- doğumlu——— kaldığını, murisin sürücü olduğu— plakalı araç ——- adına kayıtlı ve davalı —– numaralı poliçe ile —————-olduğunu, kendi kusuru ile vefat eden sürücülerin mirasçılarına sigorta şirketleri tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak destekten yoksun kalma tazminatı ödenmemekte olduğunu, müvekkillerinin maddi durumlarının iyi olmadığını başkalarının yardımına muhtaç yaşamaya başladıklarını, bütün bu nedenlerden dolayı adli müzaheret taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çocukları ——– ———— olmak üzere toplam ——- destekten yoksunluk tazminatının ———–olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ——— tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ——– tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, kaza tarihi ————sigorta sözleşmesinden doğan tazminat talepleri kaza tarihinden itibaren işleyen ——– yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, bu süre hitama erdiğinden talep zamanaşımına uğradığını, davacının kazada %100 kusurlu olduğunu KTK. 86. Madde gereğince araş iuşletenin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, sürücünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında olduğunu dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğu bulunmadığını, dava dilekçesinin tebillüğü ile tazminat talebine ——– olunduğunu, kazaya ilişkin resmi evraklar dahi müvekkil şirkete sunulmadığını bütün bu nedenlerden dolayı davanın reddini masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıların murisinin davalıya trafik sigortalı aracı kullanırken meydana gelen tek taraflı bir trafik kazası sonucu vefat ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çocukları——————– olmak üzere toplam —– destekten yoksunluk tazminatının —————- olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı —- şirketinden tahsilini istemiş, ıslahla talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, taleplerin teminat dışı bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Olaya ilişkin ———Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ——— sayılı kararla, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre,————- toplam————- dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınıp davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İşbu hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bunun üzerine dosya üzerinden inceleme yapan ————– sayılı kararıyla, olayda görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu belirterek kararı usulden bozmuştur.
Davacı vekili söz konusu karara sadece vekalet ücreti açısından temyiz etmiş olup temyiz edilmeyen diğer hususlar da bir itirazı bulunmamaktadır. Bu noktada mahkememizce görevsizlik kararı üzerine yeni bilirkişi raporu alınmışsa da bu karar isabetsiz olmuştur.
Bu kapsamda daha önce Görevsiz Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan, Bilirkişi —————- ödemelerinin peşin sermaye değerleri düşüldükten sonra net zarar olduğunu ” belirtir raporunun esas alınması gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davacı vekili de mahkememizce icra edilen son celsede bütün alacaklarını aldıklarını, karşılanmayan bir alacakları olmadığını, önceki bilirkişi raporunun esas alınması beyan etmiştir.
Davacı vekilin son celsedeki beyanlarında, olaydan kaynaklı tüm alacaklırını aldıklarını beyan ettiğinden sebeple, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Vekalet ücreti yönünden ise, daha önceki bozmaya konu Asliye Hukuk Mahkemesi kararında, Davacı—–yönünden —- ücreti vekaletin, —- ücreti vekaletin, ——- ücreti vekaletin —— ücreti vekaletin————- ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun olmadığı anlaşılmakla, tarifeye göre hükümdeki şekliyle vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-KONUSUZ KALAN DAVADA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca; ———– ————vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 158,50 TL harç ile 126,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 284,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 230,50 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —— gün içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere, dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2020