Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/471 E. 2021/1134 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/471 Esas
KARAR NO: 2021/1134
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
—- maddesine göre — adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak borcunu ödemeyen davalı şirket aleyhine —– –sayılı takip dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olup, ancak davalı borçlunun itirazı nedeniyle takibin durdurulmuş olduğunu, davalı şirketin, ——faaliyet gösteren müvekkili şirketten satın aldığı ürün bedellerini ödemeyerek icra takibi başlatılmasına sebebiyet vermiş ve haksız bir şekilde takibe itiraz ederek alacağı sürüncemede bırakmak amacını gütmüş olduğunu iddia ederek, davalı borçlu şirketin vaki itirazının iptali ve takibin işleyecek avans faiziyle birlikte devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkili şirketin alacaklı/davacı tarafından başlatılmış olan —— icra takibine dayanak borcunun bulunmadığını, mahkemece yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirketin bir borcunun bulunmadığının ortaya çıkacağını, ayrıca takibin yetkisiz icra müdürlüğü nezdinde açılmış olduğunu savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine en az %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—– dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, —– yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda, Davacı — —- üzerinden harçlandırarak İtirazın İptali istemi ile Davalı — ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı —– Tarihinde — olarak —- haricen tahsil edilen —- Davanın dayandığı Takip Dosyasının infazı aşamasında değerlendirilebileceği,
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda, Davacı ve davalının tacir oldukları, — tarihinde davalının —alacağı bulunduğu, bu tutarın mahsup edildiğinde —- davacının davalıdan içra takip tarihi itibariyle — tarihindeki çek yaprak bedeli açıklamalı — tahsilat da mahsup edildiğinde —-davacının davalıdan alacağı kalacağı, beliritlmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı vekilince, davalı taraftan —– sıra nolu faturadan kaynaklı alacaklı olunduğuna ilişkin takip yapılmış, dava dilekçesi ekinde nokta satış sözleşmesi sunulmuştur.
Bu noktada davacı vekilinin, takip miktarı kadar alacaklı olduğunu ispatla mükellef olduğu, davalı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu sözleşmeye ve bilirkişi raporundaki sözleşmeyele ilgili tespitlere bir itirazının bulunmadığından, sözleşmenin taraflar arasında tanzim edildiği hususnda ihtilaf yoktur.
Bu kapsamda, tarafların ticari defterleri incelettirilerek uyuşmazlık hakkında bilirkişi raporları aldırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; Davacı Şirketin davaya konu ettiği —-tutarlı faturanın, fatura içerik açıklamasından da görüleceği üzere, taraflar arasında imzalanan —- tarihli nokta satış sözleşmesinin özel şartları kapsamında belirlenmiş toplam—- kotasına bağlı olarak pazarlama katılım bedeli adı altında davacı şirketçe davalı şirkete —-tarihinde ödenmiş bulunan—- ödemenin iade alınacak tutarın esas alınmak üzere, davalı şirket tarafından gerçekleştirilmiş satış miktarlarının taahhüt edilen satış kotası karşısında kıstelyevm yapılmak suretiyle düzenlenmiş bulunduğu,
Davacı şirketçe, davalı şirkete —-pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli ödendiği, davalı şirketin taahhüt edilen satış kotasının —- kısmını ise gerçekleştiremediği, sözleşmenin özel hükümler başlığı altında yer alan—- gereğince gerçekleştirilemeyen satış kotası doğrultusunda davacı şirketçe davalı şirketten talep edilebilecek—–olacağı,
Davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmesi gereken —- olacağı, takip tarihi öncesinde davacı şirket ticari defter kayıtlarında yer alan —- davalı alacak bakiyesinin, davacı şirketçe düzenlenecek —- —-iade bedeli fatura alacağından mahsup edildiğinde, davacı şirketçe davalı şirketten — takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek asıl alacağın —–olabileceği, buna göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten — alacaklı olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile takibin —- yönünden devamına karar verilmiştir.
Davacı şirketçe takip tarihi sonrası—- tarihinde çek güvence bedeli olarak muhatap bankadan haricen tahsil edilen —-TBK.100 gereğince davanın dayandığı takip dosyasında, infaz aşamasında değerlendirilmesine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —–
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —– sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin —- asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Kabul edilen alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.072,23 TL harçtan peşin alınan 853,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.218,97 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 8.549,81 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 889,16 TL harç ile 1.713,20 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.445,61 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzene karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2021