Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/47 E. 2019/112 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/47 Esas
KARAR NO : 2019/112

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; dava dışı——————.ortakları olan davalıların şirketin yönetim kurulu üyeliğinden azli ile şirket ortaklarından davacının şirkete yönetici olarak atanmasını ve işbu davanın neticelenmesine kadar davacının uğrayabileceği maddi zararların engellenmesi, şirket aktif mal varlığında bulunan mali haklarının muhafazası ve şirket pasif mal varlığının borçlar yolu ile arttırılmasının şirketin sahibi bulunduğu tüm taşınmazların tespiti ile üçüncü kişiler lehine temlik ve sınırlayıcı haklarının kurulmasını engellenmesi; şirketin sahibi bulunduğu tüm banka hesaplarına tasarruf engelleyici ve şirketin sermaye arttırımı ve azaltımı yaparak davacıyı zarara uğratmasının engellenmesi amacıyla şirketin yapacağı sermaye arttırım, sermaye azaltım işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması ve şirketin usulsüz borçlanmasının engellenmesi için çek, senet ve sair ticari borçlanmalarının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması ve alınan tüm bu tedbirlerin üçüncü kişilerin zarar görmesini engellemek amacıyla Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini; usulsüz işlemler yapılması ve hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçu işlediği anlaşılan davalıların şirket yöneticiliğinden azledilmesine, müvekkil şirketin yönetisi olarak atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; yönetim kurulu üyelerinin azli için dava ikame etmiş , yönetim kurulu üyelerinin azline ilişkin TTK 408/2 C maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin azli kararı genel kurulda alınacak kararla olduğunu, Şirket ortağının tek başına yönetim kurulu üyelerinin azlini isteme yetkisinin olmadığını, tarafların ortak oldukları ——–. bir aile şirketi olduğu, davalılardan … ve … şirketin büyük ortakları olduğu, diğer davalı … ise 12.08.2015 tarihli genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, dava dilekçesinde iddia edilen dönemlerde görevli olmadığını, bir kişinin görevli olmadığı döneme ilişkin olarak hukuki sorumluluğunun olmayacağını, Davacının haksız şikayet ve şirket parasını kullanmasına rağmen işbu davayı açmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmişlerdir.
Dava, dava dışı—————– ‘nin yönetim kurulu üyesi olan davalıların şirketin yönetim kurulu üyeliğinden azli ile davacı …’in şirkete yönetici olarak atanması istemine ilişkindir.
Davacı vekilince davacının, dava dışı———nin hissedarı olduğu, aynı şirkette yönetim kurulu üyesi olan davalıların şirket defter ve kayıtları üzerinde kanuna aykırı ve suç teşkil eden iş ve işlemler yaptıkları, şirketi doğrudan zarara uğrattıkları, şirket menfaatlerine aykırı davrandıklarından bahisle TTK’nun 630/2 maddesi gereğince davalıların yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Anonim şirketlerde yönetim kurulunun görevden alınmasına ilişkin olarak TTK’nun 364/1 maddesinde “Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir.” hükmü getirilmiştir.
TTK’nun 408/2-b maddesi gereği de “yönetim kurulu üyelerinin seçimi,(…) görevden alınmaları” genel kurulun devredilemez yetkilerindendir.
Davacı vekilince talebine dayanak yapılan ve haklı sebeple, yöneticilerin yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını her ortağın mahkemeden isteyebileceğine ilişkin düzenleme getiren TTK 630/2 maddesi, limited şirketler yönünden getirilmiş bir hükümdür ve anonim şirketler yönünden de uygulanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Mahkememize, anonim şirket yönetim kurulunun yetkisinin, sınırlandırılması veya kaldırılması yönünden, TTK ile verilmiş bir yetki bulunmadığı, TTK 364/1 maddesi gereği bu yetkinin genel kurula verildiği, aynı şekilde davacının yönetici olarak atanması talebine ilişkin olarak da , yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması gibi seçilmesinin de genel kurulun devredilemez yetkilerinden olduğu, mahkememizin, dava dışı ———- genel kurulu yerine geçerek talep edildiği suretle yönetim kurulunun azli, davacının yönetici olarak seçilmesi konusunda karar vermesine hukuken olanak bulunmadığı değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş, karar celsesinde davalı vekilince her ne kadar dosyanın müracata bırakılması talep edilmiş ise de, davacı vekilince mesleki mazeret bildirilerek duruşmaya iştirak edilmediği, ne var ki taleplerinin hukuken kabule şayan olmadığı değerlendirilerek ve bu mahiyetteki bir dosyanın talikinin dosyaya ve sonuca katkısının olmadığı da gözetilerek celse talik edilmeksizin karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 8,50 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar vekili için takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davalı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.