Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/451 E. 2019/509 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/451 Esas
KARAR NO : 2019/509
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/04/2018
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 17/04/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, —- ikamet eden ve ——— ticari faaliyet yürüten basiretli bir iş adamı olduğunu, müvekkilinin, avukatlık mesleğini icra eden davalı Av. ———- kendisinin ve şirketinin karşılaştığı hukuki meselelerin çözümü için genel avukatlık vekaleti verdiğini, müvekkilinin davalıya aralarındaki avukatlık-müvekkil ilişkisinden dolayı takibe konu müşteri çekini teslim ettiğini, davalının, bankadaki kendi hesabında bu çeki iskonto ettiğini, davalının iskonto işlemi neticesinde bankadan tahsil olunan ——–TL’nin, ——- TL’lik kısmını müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından alınan bu —— TL’lik kısmın ise——— TL’sinin ——- tarihinde talep üzerine davalıya gönderildiğini, böylelikle çekte ——TL’lik bakiye kaldığını, davalının iskontodan kalan ———TL’lik bakiyeyi ise kendi hesabına kullandığını, müvekkilinin vekalet ilişkisinden doğmuş yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, bankaya ibraz edilerek, iskonto-tahsilat ve ibrazı halinde tahsil edilemez ise hukuki takibe konu edilebilmesi için 3. Maddede bahsi geçen 50.000,00 TL bedelli çeki davalıya teslim ettiğini, davalının vekalet alacakları olduğundan bahisle çeki usul ve yasaya aykırı olarak yedinde tuttuğunu, akabinde 30/10/2014 tarihinde muhatap bankaya ibraz edilen çekin karşılıksız çıktığını, karşılıksız bu çek müvekkili adına icra takibine konu edilmesi gerekirken cirosu bulunan müvekkil ve lehtar olan müvekkile ait aynı zamanda vekil oldukları İmaj ———karşı haksız ve kötü niyetli olarak ——— TL miktarlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu haksız ve kötü niyetli icra takibine karşı süresi içerisinde itiraz ettiğini, müvekkilinin eski vekilli olan davalıya herhangi bir borcu olmadığını beyan ederek davanın kabulüne, kötü niyetli açılan İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas numaralı takibin durdurulmasına ve iptaline, müvekkilinin takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin——-tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan bu davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde değil Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerektiğini ayrıca davacının davasını süresi içerisinde açmadığını ve davacının taleplerinde haksız olduğunu beyan ederek görev itirazının kabulüne, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, hak düşürücü süre yönünden itirazlarının kabulü ile davanın hak düşürücü süre aşımı nedeniyle usul yönünden reddine aksi taktirde davanın esas yönünden reddine, davacı tarafın asıl alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini; talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakma görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalardır. Buna göre, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davaları, ticari dava sayılmıştır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin———– karar sayılı ilamında da “Taraflar arasındaki temel ilişki taşınmaz satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşme de ticari satım sözleşmesi değildir. (…)mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken (…)” şeklindeki kanaat ile Asliye Ticaret Mahkemesince verilen karar görev yönünden bozulmuştur.
Yine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin————- karar sayılı, merci tayinine yönelik kararında da, uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklanmayıp, temel ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
Anılan Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, somut olayda uyuşmazlık taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklı olup, kambiyo senedinden kaynaklanmadığı gibi dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre tarafların tacir de olmadığı, bu itibarla Mahkememizin görevli olmadığı kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nın 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına dair,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2019