Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/419 E. 2022/418 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/419 Esas
KARAR NO: 2022/418
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 10/04/2018
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı — geçirdiği trafik kazası sonucu sakat kaldığını, davalı — tazminat tutarının ödenmesi için başvuruda bulunulduğunu, yasal süre içerisinde talebin karşılanmadığını, —- tarihinde meydana gelen kazanın oluşumunda— plakalı araç sürücüsü — asli kusurlu olduğunu, kazaya karışan—plakalı aracın davalı tarafından —- sigortalandığını, işleyecek faizin kaza tarihi olduğunu belirtmiş; zararın belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere —- maddi tazminatın (iş gücü kaybı) faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın başvuru yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, —– plakalı aracın davalı nezdinde sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının gelirini somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, davalının temerrütünün söz konusu olmadığını belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş gücü kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — tarihinde davalı —— yolcu olarak bulunan davacının meydana gelen kaza sonucu iş gücü kaybına uğrayıp uğramadığı, hangi miktarda maddi zararının olduğu, sigortalının kusuru bulunup bulunmadığı, davalının maddi zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
— tarafından düzenlenen— tarihli rapora göre; davacı—- trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle——-hükümleri uyarınca tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iş göremezlik süresinin —- kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Bilirkişi ——- tarafından düzenlenen — plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik tazminat tutarının — olduğu mütalaa edilmiştir.
Somut olayda; dava dilekçesinde ve aşamalarda sunulan beyan dilekçeleri ile —- iş gücü kaybı zararının tazmini talep edilmiş, davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekilince —– tarihli ıslah dilekçesi ile —- geçici iş gücü kaybının ödenmesi istenmiştir. Bu itibarla; talep edilen iş gücü kaybının geçici iş göremezlik tazminatını da kapsayıp kapsamadığı ve ıslah ile dava dilekçesinde talep edilmeyen tazminat türünün davaya dahil edilip edilemeyeceği hususları üzerinde durulması gerekmiştir:
—–Karar sayılı ilamında “…Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. ——-
HMK’nın 176. maddesinde düzenlenen ıslah mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Ancak her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Mevcut istem korunarak dava konusu ile ilgisi olmayan başka bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
Yukarıda açılanan ilkeler çerçevesinde davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak İleriye yönelik iş gücü kaybı” açıklaması ile sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici iş göremezlik tazminatı talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece de sürekli ve geçici maluliyete göre yapılan aktüer raporu esas alınarak ıslah edilen tutar üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Oysa davacı, sadece sürekli iş göremezlik tazminat talebinde bulunduğuna göre dava dilekçesindeki talebi ile bağlıdır ve dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26. maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, geçici iş göremezlik bakımından usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak geçici iş göremezlik tazminatı hakkında da hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece bilirkişinin sürekli maluliyete ilişkin tazminat hesabı esas alınarak hüküm kurulması, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı — talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden hüküm bu yönden düzeltilmiştir—- denilmek suretiyle iş gücü kaybı talebinin geçici iş göremezlik tazminatını kapsamadığı esası benimsenmiştir —-
Benzer şekilde, —– Karar sayılı ilamı ile iş gücü kaybı talep edilen davada “Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesi talebinin; kaza nedeni ile davacının uğradığı “daimi sakatlık” zararına ilişkin olduğu, geçici iş göremezlik zararına ilişkin olarak talebinin olmadığı görülmüş, talep aşılarak geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.” şeklinde karar vermiştir. —–davacı tarafın dava dilekçesinde —-tazminatı talebinde bulunduktan sonra, alınan aktüerya bilirkişisi raporu neticesinde, —- geçici iş göremezlik tazminatı talebini —- sürekli iş göremezlik tazminatı talebini — olarak ıslah etmiş olduğu anlaşılmakla; davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talebinin —olduğu, — geçici iş göremezlik tazminatı talebinin olmadığı, —- talebinin ıslah dilekçesinden sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu kanaatine varılarak, ıslah yoluyla yeni talep eklenemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığından, ıslah yoluyla yeniden talepte bulunamayacağına, davacının ıslah yoluyla yapmış olduğu — geçici iş göremezlik tazminatı talebinin, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından dilekçenin reddine,…” şeklinde karar vermiştir.
Öte yandan—- sayılı ilamında “…dava dilekçesinde maddi tazminat (iş gücü kaybı) isteminde bulunulmasına, isteminin geçici iş görmezlik tazminatını da içermesine, kaldı ki geçici iş gücü kaybı tazminatından vazgeçildiğine dair bir beyanın bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince geçici iş görmezlik tazminatına hükmedilmesinde bir hata bulunmamasına…” şeklinde karar verildiği görülmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucu; belirsiz alacak davasında— iş gücü kaybı talep edildiği, kaza nedeniyle davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiği, —–edildiği üzere iş gücü kaybı zararının geçici iş göremezlik talebini içermeyeceği, mahkememizce aksi yönde verilen kararların istinaf incelemesi aşamasında açıklanan nedenlerle kaldırıldığı, dava dilekçesinde kazanç kaybı talep edildiği yönünde bir anlatım da bulunmadığı, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde karar verilemeyeceği —–anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Geçici iş göremezlik talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 43,90 TL harcın mahsubuna, bakiye, 36,80 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle —- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.24/05/2022