Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/418 E. 2021/306 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/418 Esas
KARAR NO: 2021/306
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden doğan fatura borcunun tahsil edilememesi üzerine —–sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sekiz adet faturaya dayandığını, fatura bedeli tutarındaki cari hesap alacağına ilişkin yasal takibe geçildiğini, davalının faturalara süresinde itiraz etmediğini, alacağın taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını belirtmiş, —— dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiği, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalı, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davacının —– adet fatura konusu malı davalıya teslim edip etmediği, teslim etti ise davalının borcunu ifa edip etmediği, etti ise hangi miktarda bakiye borcu bulunduğu bu itibarla davacının davalıdan ne kadar alacaklı olduğu noktasında toplanmaktadır.
—–tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı — borçlusunun davalı— takibin toplam —tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ——havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarihli esas rapora göre; davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerinde listelendiği, davalı tarafından —- yapıldığı, dava konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işletme defteri tutulması nedeniyle ödeme bilgilerinin defterde yer almadığı, — yılı kapanış kaydında davalının davacıya —- borçlu gözüktüğü tespit edilmiştir.
Bilirkişi —— tarihli esas rapora göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde — yılında toplam —- borç kaydedildiği, takip tarihi itibariyle davacı şirketin kendi defterlerinde — alacaklı gözüktüğü, takip konusu faturaların davacı defterlerinde gözüktüğü, davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olan—tutarlı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, TTK. 1530. maddesi gereği —- işlemiş faiz hesaplandığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. —–
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapora göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibariyle —- borcu bulunduğu, dava konusu faturaların bir kısmının davalının ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi — halinde alacaklının —HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —-davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —– davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, —– tutarlı faturaların ise davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturalara konu mal ve hizmetin teslim edildiğinin yazılı delil ile ispatlanamadığı görülmüştür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir —– Bu itibarla, işlemiş faiz talebi yerinde değildir.
İİK’nın 67/2. maddesi, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaya itiraz edilmeksizin ticari defterlere işlendiği, davalı tarafından herhangi bir ödeme definde bulunulmadığı, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacı lehine kabul edilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
—– takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın —– asıl alacak yönünden iptaline, anılan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan 3.755,18 TL’nin %20 sine tekabül eden 751,04 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 256,52 TL harçtan peşin alınan 107,72 TL harcın mahsubuna, bakiye 148,80 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.755,18 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 107,72 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 148,82 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın ret %40 ve kabul %60 oranına göre hesaplanan 921,24 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021