Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/409 E. 2018/461 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-K A R A R-
ESAS NO : 2014/1568 Esas
KARAR NO : 2018/344

ESAS VE KARŞI DAVA : Tazminat
ESAS DAVA TARİHİ : 08/10/2014
KARŞI DAVA TARİHİ : 12/01/2015
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Davacı-k.davalı vekili tarafından davalı-k.davacı arasındaki işbu esas ve karşı davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 23/07/2012 tarihinde Franchıse Sözleşmesi yapıldığı; davacının müsteciri bulunduğu —- Merkezi’nde — adı altında bu sözleşmeye dayalı olarak faaliyette bulunduğu; ancak davalının, davacının çalışma alanı kapsamına dahil bölgede dava dışı —Şubesi’ne imtiyaz tanıyarak satış yapma hakkı sağladığı; bundan dolayı davacının zarara uğradığını ve davalının da sözleşmeye aykırı davrandığını; dava dilekçesindeki açıklamalar kapsamında, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının sözleşmeye aykırı haksız tutumu ve anlaşma şartlarına uymayan tavrının tespiti ile davacıya sözleşme ile tanınan satış bölgesinde çalışma hakkı tanınmasına, ayrıca, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tazminine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinde özetle; davaya cevap dilekçesinde belirtilen ayrıntılı açıklamalar kapsamında, davacı şirket ile yapılan sözleşmenin — Şubesi’nde yapılan sözleşmeden sonra olduğunu; ayrıca, davacının sözleşme kapsamını—- Merkezi ile sınırlı bulunduğunu; evlere servis hakkının bulunmadığını; bu nedenle, yemek sepeti üzerinden yapılacak satış ve servis hizmetinin — Şubesi üzerinden sözleşme gereğince yürüdüğünü; bu nedenle davacının bu hususta hakkının bulunmadığını; eğer davacının bir zararı varsa bu husustaki tazmin sorumluluğunun davalıda olmadığını; karşı dava olarak da; karşı dava dilekçesinde ayrıntılı olarak yapılan açıklamalar kapsamında; ödemelerin yerine getirilmemesi ve sözleşmeye aykırılıklar nedeni ile sözleşmenin feshi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminat/cezai tazminatın, davalıdan tahsiline, karar verilmesini; talep etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; karşı davalının karşı davada ileri sürdüğü hususların doğru olmadığını; davacıların ödemelerini mail-order sistemi ile karşı davacıya yaptığını; bu sistemin kapatılması nedeni ile ödeme yapamadığını bunun üzerine tevdi mahalli kararı alınarak ödemelerin bu karar doğrultusunda düzenli yapıldığı; bu nedenle karşı davanın haksız olduğunu, reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Esas dava; taraflar arasındaki franchise sözleşmesine, davalının aykırı davrandığından bahisle davacının uğradığı maddi zararın davalıdan tazmini istemine; ilişkindir.
Karşı dava; taraflar arasındaki franchise sözleşmesine davalının aykırı hareket ettiğinden bahisle sözleşmede yazılı ceza tazminatının davalıdan tazmini istemine; ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Doç. Dr. —-, Yrd. Doç. Dr. —–ve—- tarafından müştereken düzenlenen 12/04/2017 tarihli rapora göre; tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiğini; asıl davada; davalının sanal ortamdan verilen sipariş ve paket servisini —-şubesine yönlendirmek suretiyle davalının taraflar arasındaki franchise sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek maddi zararının tazmini istemli olarak dava açıldığını; sözleşmenin 6.3. ve 11.maddelerine göre asıl davada davalı Franchise veren farklı kişilerle, farklı hükümleri içeren sözleşmeler yapabileceği gibi paket servis alanını da serbestçe belirleyebileceğini; diğer taraftan dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde de davacı yanın iddiasını ispata yarar usulüne uygun delillerin sunulmadığının görüldüğünü; bu veriler ışığında asıl dava konusu davacı yan talebinin kabule şayan olmadığı sonucuna varıldığını; karşı dava konusu uyuşmazlıkta karşı davacı franchise veren şirketin karşı davalının sözleşme şartlarına uygun davranmadığını belirterek sözleşmenin feshi ile uğramış olduğu zararın tazminini talep ettiği; karşı davacının dilekçesinde, karşı davalının sözleşmenin hangi hükümlerini ihlal ettiğine ilişkin açıklamada bulunmadığı gibi sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğini gösteren usulüne uygun delilleri de dosyaya sunmadığını; karşı davacı tarafından düzenlenen ihtarnamelerde yer alan sözleşme ihlali olduğu iddia edilen hareketlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de anlaşılamadığını; bu kapsamda, — ve Dış Ticaret A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında —- Şirketi’ne toplamda 1.837.053,06 TL ödemede bulunulduğunu; bu ödemelerin kira ve alınan mal alışlarına karşılık yapıldığını; 2014 ve 2015 yıllarında ödemelerin önemli bir kısmının şirket ortağı —–. açıklaması ile kayıtlara alındığını ve —-‘un kredi kartı hesap ekstreleri ile de bu tutarların uyumlu bulunduğunu; asıl davada 23/07/2012 tarihli Franchise sözleşmesi uyarınca davalı yanın paket servis alanını belirleme yetkisine haiz olduğunu; diğer taraftan dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı yanın iddiasını ispata yarar uygun delillerin dosyaya sunulmadığını; karşı davada, karşı davacı yan talebinin ispata muhtaç bulunduğu yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.

İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında 23/07/2012 tarihinde Franchıse Sözleşmesi yapıldığı; davacının müsteciri bulunduğu—-Merkezi’nde —- adı altında bu sözleşmeye dayalı olarak faaliyette bulunduğu; davalının, davacıya ödemelerini —- sistemi üzerinden yaptığı; bu sistemin davalı tarafından kapatılması üzerine davacı-karşı davalının mahkemenin tevdi mahalli kararı aldığı; hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; tarafların karşılıklı olarak Francishe Sözleşmesi’ne aykırılık teşkil eden tutum ve davranışının bulunup bulunmadığı ve ayrıca yemek sepeti sitesi üzerinden yapılan paket servislerinde taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlık kapsamında, davalının sözleşmeye aykırılığının bulunup bulunmadığı; ayrıca, davacı-karşı davalının Francishe Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerini/ödemeler noktasındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği; yerine getirilmemiş ise saptanan durumların davalı-karşı davacı yönünden sözleşmenin haklı nedenlerle fesih koşullarını oluşturabilecek nitelikte bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre;
esas davada; davalının, sanal ortamdan verilen sipariş ve paket servisini—- Şubesi’ne yönlendirmek suretiyle davalının, taraflar arasındaki 23/07/2012 tarihli Franchise Sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek maddi zararının tazmini istemli olarak dava açılmış ise de; sözleşmenin 6.3. ve 11.maddelerine göre asıl davada davalı Franchise veren farklı kişilerle, farklı hükümleri içeren sözleşmeler yapabileceği gibi paket servis alanını da serbestçe belirleyebileceği; bu nedenlerle, esas davada davacı iddiasının yerinde bulunmadığı;
karşı dava; karşı davacı franchise veren şirketin, karşı davalının, sözleşme şartlarına uygun davranmadığını belirterek sözleşmenin feshi ile uğramış olduğu zararın tazmininin talep edildiği; karşı davacının, karşı davalının, sözleşmenin hükümlerini ihlal ettiğine ilişkin karşı dava dilekçesinde açıklamada bulunmuş ve ihtarnameye dayanmış ise de sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğini gösteren usulüne uygun somut delillerin dosyaya sunmadığı; tarafların tacir olduğu dikkate alındığında; TTK.m.18-(2). maddesi uyarınca karşı davacının, başlangıçta basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek karşı davalının iddia edildiği şekilde sözleşmeyi ihlaline ilişkin hareketleri [olumlu ve/veya olumsuz şekilde] ileride uyuşmazlık çıkması halinde karşılaşabilecek ispat sorunlarını aşmak için bir belgeler dizisi (belgeler zinciri) oluşturmadığı [Konuralp, Haluk: Medeni Usul Hukukunda İspat Kurallarının Zorlanan Sınırları/İspat Hukukunun Güncel Sorunları, Ankara, 1999, s:98]; bu noktada, ortaya çıkan belirsizliğin sonuçlarına da karşı davacının katlanması gerektiği; bu nedenlerle, TMK.m.6 uyarınca, karşı davacının karşı dava dilekçesinde ve ihtarnamede yer alan sözleşme ihlali olduğu iddia edilen hareketlerin/olumlu ve/veya olumsuz şekilde maddi vakıaların gerçekleştiğinin ispat edilemediği; bu kapsamda, —-Ticaret A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında —- Şirketi’ne toplamda 1.837.053,06 TL ödemede bulunulduğu; bu ödemelerin, kira ve alınan mal alışlarına karşılık yapıldığı; 2014 ve 2015 yıllarında ödemelerin önemli bir kısmının şirket ortağı —- açıklaması ile kayıtlara alındığı ve —‘un kredi kartı hesap ekstreleri ile de bu tutarların uyumlu bulunduğu da görülmekle;
Taraflar arasındaki işbu esas ve karşı davanın sübut bulmadığından reddine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
A-Esas davanın reddine,
B-Karşı davanın reddine,
ESAS DAVADA HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ:
1-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,80 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 134,90 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
2-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
KARŞI DAVADA HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ:
1-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 305,65 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
2-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
C-Esas ve karşı davada; taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/04/2018