Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1309 Esas
KARAR NO : 2019/372
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 05/11/2018
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacıların miras bırakanı —————ev kredisi olarak ——- TL kredi kullandığını, muris —— tarafından——————– tanzim tarihli ——- poliçe numaralı hayat sigortası yapıldığını, kredi hayat sigorta sözleşmelerinde asıl amacın sigorta ettiren tüketicinin bir ihtiyacının karşılanması olmadığını, kredi kullandıran bankanın kredi verdiği kişinin ölümünden dolayı krediyi geri ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alındığını, muris ————arihinde kalp krizi nedeniyle vefat ettiğini, mirasçıların ——– kredi borcunu ödemesi için başvurduğunu, davalının tazminat talebini haksız olarak reddettiğini belirtmiş, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren mirasçıların ödemek zorunda kaldıkları kredi miktarının fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’sinin davacılara ödenmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın hayat sigortasına ilişkin olduğunu, Hmk gereği davacıların ikametgah adresi Bakırköy Mahkemeleri’nin kesin yetkili olduğunu, davanın mutlak ticari dava olması sebebiyle ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın sigortalının tüm mirasçıları tarafından açılması gerektiğini, dava konusu sigorta poliçesi üzerinde——– daini mürtehin kaydı bulunduğunu, sigortalının sağlık beyanında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, kendisinde var olan teşhis ve tedavi gördüğü ölümüne neden olan hastalıkları beyan etmediğini belirtmiş, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; kredi sözleşmesine bağlı hayat sigortasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un geçici 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1.maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir. Aynı yasanın 114/1-c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konular taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz. Çünkü dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığının tespitin halinde, davanın HMK 115. maddesi gereğince usülden reddine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; davacılar miras bırakanının tüketici olduğu, davanın açıldığı tarih itibari ile davanın Tüketici Mahkemesi’nin görev alanına girdiği konusunda bir tereddüt bulunmadığından, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde; karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/05/2019