Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/401 E. 2021/1199 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/401 Esas
KARAR NO : 2021/1199

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; davacının davalı ile imzalamış olduğu sözleşme uyarınca hak kazandığı ücretin ödenmesi için davalı aleyhine—- sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, 09.02.2018 tarihinde icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı–teklif istendiğini, 18.11.2017 tarihinde davalı — tarihinde davalının —– keşif incelemesi yapıldığını, davacının iyi niyetli olarak çalışmalara başladığını, 05.12.2017 tarihinde davalı — toplantı yapılarak——teslim edildiğini,—- davacının — çalışmalarına devam ettiğini, davalı tarafından dile getirilen — — sunumunun yapıldığını ve bu çalışmaların—- yardımcısına teslim edildiğini, ——— sözleşmesinin —- tarihinde Imzalandığını, — imzalanmadığını—- Sözleşmesinin 13. Maddesine göre avans bedeli olarak ödenmesi gereken– davacıya ödenmediğini, davacı tarafından —- yapıldığını, davacının — etmeyerek kanuni hakkını kullandığını, davacının davalı tarafa 04.01.2018 tarihinde davalının yerine getirmediği yükümlülükleri yerine getirmesi halinde — teslim edileceğini e-mail ile bildirdiğini, davalı şirketin —– dair —-vasıtasıyla ihtar çektiğini, davacı tarafından —cevap ihtarnamesi keşide edildiğini, —- ücretin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek; alacağın en az %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, asıl alacağa ve faize ilişkin itirazların kaldırılmasına ve takibin devamına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davacı tarafın sözleşmedeki edimini öncelikle kendisi yerine getirmesi gerektiğini, davacının kendisine gönderilen — sözleşme kapsamında kendisine düşen asli edimi yerine getirmekten kaçındığını, davacı taraf ile davalı şirket arasında —– ——- düzenlendiğini,—- Ödeme ve Hakediş başlıklı 13.2. Maddesindeki —- sözleşme imzalanması ve iş başlangıcı itibariyle ——— tarihli fesih bildirimi ile söz konusu sözleşme sona erdiğinden davacının fesh olan bir sözleşmeye dayanarak avans talebinde bulunmasının hukuki dayanağı olmadığını—-ile ilgili olarak davacı tarafın dava dilekçesinde —kanuni —” ifadesi ile ikrar ettiği üzere teslim edilen ——–, davalı şirketin davacı tarafa bir borcu söz konusu olmadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
———– sayılı dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı — olmak üzere toplam 27.254,47 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalı——— alacağı bulunup bulunmadığı, davacı alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu ile bu alacağını tahsil için davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı; başka bir anlatımla davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazında haklı bulunup bulunmadığı şeklinde tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi — bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- raporunda, sözleşmenin feshi — yapılmaması, ——- alacakta kaydı da bulunmaması nedeniyle davacının alacaklı olmadığı,
08.09.2021 tarihli heyet raporunda, taraflar arasındaki —— yapılması ———-sona erdiği, — — — sözleşmenin maddelerine dayanmak süretiyle davacının ödeme talebinde bulunmayacağı, ancak uyuşmazlık konusu sözleşmede vekalet sözleşmesinin de unsurlarının yer alması sebebiyle davacının hizmetleri ile orantılı bir ücretin ödenmesini talep edebileceği, dosya kapsamına —–açıdan değerlendirildiğinde,—-ile serbest — koşullarında — olabileceği, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Taraflar arasında —– —-imza edildiği, sözleşmenin 2.maddesi gereğince sözleşmenin konusu,—- hazırlanması —— olduğundan sözleşmenin, TBK m. 470 vd. hükümlerinde düzenlenen eser sözleşmesi ve TBK m. 502 vd. hükümlerinde düzenlenen vekalet sözleşmesi edimlerini içeren ——sözleşme olduğu,
Uyuşmazlıkta davacı yanın iddiasının, sözleşmenin 15. maddesi gereğince —- hazırlanmış ve davalının gördüğü —- — ihtarla sözleşmeyi feshedildiği alacaklı olduğu, bu cihette 27.000,00 TL için yaptığı takibe itirazın iptaline ilişkin olduğu,
Sözleşmenin 13.2.1. maddesinde sözleşmenin imzalanması — kararlaşlırıldığı, ancak davalının — gönderdiği ihtarname —– 10.3. hükmünce feshedildiği ve sonlandırıldığı, sözleşme imzalandıktan sonra davalı —- sonlandırması sebebiyle sona erdirilen sözleşmeye dayalı olarak ödenmemiş olan ve davaya konu edilmiş avans bedeli artık talep edilemeyeceği, lakin 08.09.2021 tarihli heyet raporunda da bildirildiği üzere, kural olarak sona ermiş bir sözleşmenin maddelerine dayanmak süretiyle davacının ödeme talebinde bulunmayacak ise de, uyuşmazlık konusu sözleşmede vekalet sözleşmesinin de unsurlarının yer alması sebebiyle davacının hizmetleri ile orantılı bir ücretin ödenmesini talep edebileceği, dosya kapsamına —— değerlendirildiğinde,—- olduğu belirtildiği, belirlemelerin denetime açık olması nedeniyle hükme esas alınarak, alacağın bu miktar yönünden bulunduğu değerlendirilmekle, takibe itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği——- anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir—-
Bu kapsamda, alacağın likit olmaması nedeniyle, icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —- sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin 15.000,00 TL asıl alacak, üzerinden aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 648,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 375,92 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte — davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte— davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.850,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 684,63 TL harç ile 5.349,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.485,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.