Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/383 E. 2021/1193 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/383 Esas
KARAR NO : 2021/1193

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı borçlu … den ticari ilişkileri sebebiyle alacaklı olduğunu, müvekkil şirketin alacağına istinaden ————- ödenmesi ihtar edildiğini, alacağının —- istenmesine rağmen ödenmemesi sebebiyle borçlu davalı aleyhinde——- başlatıldığını, borçlu davalı tarafın yetki itirazında bulunmuş olduğunu, itirazı taraflarınca kabul edilerek takibin yetkili—– taraflarınca talep edildiğini, takibe —- dosyasından devam olunduğunu, borçlu tarafın —– dosyasına yetki ile borca itirazlarının sunulduğunu, huzurdaki itirazın iptali davasını açmak zarureti hasıl olduğunu, müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğu müvekkil şirket defter kayıtları ve cari hesap dökümleriyle ispat olunabileceğini, borçlunun itirazının haksız olduğunu, borçlunun—— İcra Müdürlükleri olduğunu, söz konusu icra takibiyle muaccel bir alacağın ödenmesinin talep edildiğini, borçlunun asıl alacağa ve ferilerine itirazı yerinde olmadığını, davalı borçlunun itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, itiraz alacağının tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyet ile sunulduğunu, itirazın iptalinin gerektiğini bildirmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın her ne kadar alacaklı olduğunun kendi defter kayıtları ve cari hesap dökümleri ile ispat olunacağını iddia etmekteyse de; müvekkilinin ödeme emrinde yazılı olduğu şekilde bir borcu bulunmadığı gibi ödeme emrine herhangi —- ve müvekkiline tebliğ edilen dava dilekçesinde de herhangi bir delil gösterilmeyip, dilekçeye eklenmediğinden (—- davacının iddiasının dinlenmesinin mümkün bulunmadığını, taraflar arasında uzun yıllar süren alış-veriş, davacı tarafın kötü niyetli tutumları nedeni ile icra takibinden çok uzun süre önce sona ermiş olduğunu, usul ve yasaya uygun bir cari hesap ilişkisinden bahsetmenin mümkün olmadığını, bu nedenle davacıya ispat olanağı tanınacaksa, davacının, alacağının hangi faturalardan doğduğu ve bu faturaların müvekkile tebliğ edilerek, faturalara konu malların da teslim edildiğini kanıtlaması gerektiğini, bu aşamada davacının alacak iddiasının hangi faturalara dayandığı belli olmadığından, peşinen zaman aşımı itirazında da bulunduğunu, müvekkilin herhangi bir borcu bulunmadığından, davacının bu tür bir ispatı gerçekleştirmesi de mümkün bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddi ile davacının %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki —- bulunup bulunmadığı; davacı alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu ile bu alacağını tahsil için davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı, davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazında haklı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
———-asıl alacak + işlemiş faiz+ noter masrafı toplamı 17463,88 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —- edildiği, borçlu tarafından verilen 26/12/2016 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir—– düzenlenen kök ve ek raporlar sonrası alınan bilirkişi —-dava dosya kapsamında daha önce düzenlenen bilirkişi raporları ve dosyaya mührez belgelere göre tarafların ——– dayandığı, davacı tarafından davalı— fatura düzenlendiği, yıllar itibariyle borç alacak bakiyesi ile yılı kapattığı ve tutarın bir sonraki yıla devir ettiği, ancak davalının bilirkişi raporlarına sürekli davacının devir tutarlarını ispat etmesi gerektiği yönündeki itirazları bulunduğu, —— defter ve kayıtları ile ——- dökümlerinin aksine davalının ise hiçbir delter, kayıt veya belge sunmadığı, sadece itirazda bulunduğu, defter. kayıt ve belge sunulmuş olsa davacı tarafın kayıtları ile karşılaştırma —– imkanı olacağı, davalı ——–vermiş olduğu —— —— davalıdan mal, hizmet aldığıma delil teşkil ettiği, davacı —– tarihi itibariyle davalıdan —— bulunduğu, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesi aksi taktirde yasal yollara başvurulacağı ihtar edildiği, ihtarname davalı tarafa ———– gönderilmiş ancak davalı —— dolayı iade edildiği, davacının kayıtlarınızı ——– alacaklı olduğu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ve icra takip öncesinde davalı tarafa BK nin temerrüde ilişkin 1I7. Mad. hükümleri çerçevesinde ihtarnamenin tebliğ edilmediğinden işlemiş faiz talebinin taktirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye —— değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları —– değerleri —————–olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan ———– —— bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir———–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan——-lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun —- ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması —– diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir.—- içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir ——–
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden —— davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ——– kayıtlarının incelendiği, davalının—– dayandığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 17.072.52 TL alacaklı olduğu, HMK. 221. maddesi —– formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği——-tutarında mal aldığının sabit olduğu, bu halde davalının ———formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (mal teslim etmiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ——– davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ——-sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.072.52 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin ihtarnamenin tebliğ edilememesi nedeniyle yerinde olmadığı, ihtarname —- belgeli olduğu, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE———– dosyasına davalının 17.072,52 TL asıl alacak ve 155,62 TL masraf olmak üzere toplam 17.228,14 TL yönünden yaptığı itirazın iptaline; takibin 17.228,14 TL alacak üzerinden aynı koşullarla aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.176,85 TL’den peşin olarak yatırılan 210,92 TL’nin mahsubu ile 965,93 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 210,92 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 135,60 TL tebligat-müzekkere, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 976,70 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%99 Kabul) 963,52 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen 700,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 9,45 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —— hesaplanan—– davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9—– sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.