Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2020/690 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/359 Esas
KARAR NO: 2020/690
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacının —– tarihinde sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı —-seyir halindeyken——-üzerinden———seyir halinde iken sokak arasından çıkan—–plaka sayılı aracın kendisine çarpması neticesinde ağır yaralandığını; davalı—– aracın işleteni ve maliki olduğunu; meydana gelen kazada —– kurallara riayet etmeyerek gerekli dikkat ve özeni göstermediğini; kaza sebebiyle davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini; davacının kaza tarihinde öğrenci olduğunu; kazaya karışan aracın———- nolu sigorta poliçesi ile —- olduğunu; kazaya ilişkin —– hasar nolu dosya ile davalı —- başvurulduğunu; sigorta şirketince maluliyet raporu ibraz edilmesine müteakip ödeme yapılacağının bildirildiğini; davacı tarafından alınan maluliyet raporunun —-tarihinde sigorta şirketine sunulduğunu; fakat tazminat hesabı oldukça düşük yapıldığından sigorta şirketi ile anlaşılamadığını belirtmiş, davacının maluliyet oranı uyarınca uğradığı zarar tam olarak bilinmediğinden şimdilik — maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, maddi tazminata davalılar —–kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden ise sigortaya başvuru tarihi olan — tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, ——- manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı — vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığından yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini; davada—— yetkili olduğunu; davaya konu kazada — plakalı araç için davalı şirketçe — tarihleri arasında —poliçe numarası ile ———düzenlendiğini; davalı şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olduğunu; davalının sorumluluğunun da gerçek zarar üzerinden belirlenmesi gerektiğini; bu nedenle, meydana gelen kazada davalı sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu bulunup bulunmadığı; bulunuyor ise kusur oranının tespiti gerektiğini; sağlık giderleri yönünden davalı şirketin sorumluluğunun olmadığını; davacının manevi tazminat taleplerinin de reddi gerektiğini belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında, davalının dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama giderleri, faiz ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalıların yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu; görüldü.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine; ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık:—- tarihinde davacı — sevk ve idaresinde—- plakalı araç ile —ve idaresindeki davalı —- olduğu —– plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kaza nedeniyle davalının kusuru bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı uğradıysa hangi miktarda maddi zararının oluştuğu noktasında; toplanmaktadır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —- plakalı sigortalısı davalı —– aracın —– başlangıç ve bitiş tarihleri arasında davalı sigortacı nezdinde —–sigortalı olduğu, davalı —- KTK’nın 97. maddesi gereği —– tarihinde başvuru yapıldığı görüldü.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —- tarihli esas rapora göre;—- tarihinde kazanın meydana gelmesinde davacı —- %25 oranında, davalı sürücü—- %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun——–sayılı dosyasındaki kusura ilişkin tespite uyumlu olduğu görülmüştür.
—— gelen ——— tarihli rapora göre; davacı——– tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakknda Yönetmelik hükümlerine göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %5 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —- tarihli esas rapora göre; davacının — geçici iş göremezlik devresinde uğradığı kazanç kaybının —– olduğu, davacının çalışma gücünde —– eksilme meydana gelmesi sebebiyle uğradığı maddi zararın —- olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce—– numaralı ara kararı gereği davacı vekiline talep sonucunu açıklaması ihtar edilmiş,—- tarihli beyan dilekçesi ile maddi tazminat talebi—— geçici iş göremezlik tazminatı,—– kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak somutlaştırılmıştır.
Davacı vekilince verilen harcı da yatırılan —- havale tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; dava değeri olan — geçici iş göremezlik tazminatının — —- sürekli iş göremezlik tazminatının ise —— çıkartılmasının; talep edildiği, talep arttırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği görüldü.
Davalının yetki itirazı öninceleme duruşmasında mahkememizce ilk itiraz olarak değerlendirilmiştir. Haksız fiilden kaynaklı davalarda yetkili mahkeme HMK’nın 16. maddesinde düzenlenmiş ve söz konusu maddede “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir. Bununla birlikte haksız fiilin trafik kazasından kaynaklandığı görülmekle 2918 sayılı KTK’nın 110/2.madde ve fıkrasında yetkili mahkemeye ilişkin olarak “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yetkili mahkemenin birden fazla olduğu hallerde seçimlik hak davacıya aittir. HMK’nın 16. maddesi gereği mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından işin esasına girilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden ve —- alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; — günü davalı sürücü —-sevk ve idaresindeki davalı — işleteni, davalı ——- olduğu —- plakalı aracın—- sevk ve idaresinde —- plakalı araç ile çarpışması şeklinde olayın meydana geldiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre kazanın oluşumunda davacının %25 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü —- ise %75 oranında kusuru bulunduğu, Mahkememizce kusura ilişkin alınan bilirkişi raporu ile ceza dosyasında alınan rapor arasında mübayenet bulunmadığı anlaşılmıştır. —— tarafından kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakknda Yönetmelik hükümlerinden yararlanılarak ve (1) numaralı meslek grup numarasına göre düzenlenen maluliyet raporu içeriğine göre davacının %5 oranında meslekte kazanma gücünde eksilme meydana geldiği, geçici iş göremezlik süresinin — aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiş, uygulanan yönetmelik ve ekli cetveli de gözetilerek denetime elverişli rapor üzerinden tazminat hesabı için bilirkişi raporu düzenlenmiştir. Gerçek zararın tazmini ilkesi uyarında davacının gelir durumunun belirlenmesi ile maddi zararın hesaplanması amaçlanmış ise de davacı vekilinin açık kabulü karşısında asgari ücret üzerinden hesaplanan kazanç kaybına ve sürekli iş göremezlik tazminatına mahkememizce itibar edilmiş, anılan tutarlar yönünden denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekir. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse ——- benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut olayda davacı motosiklette sürücü olup kask ve koruyucu ekipman takıp takmadığı kaza tespit tutanağına göre belirsiz olup, mahkememizce zarar görenin müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediği araştırılmış, dosya içerisindeki delil durumuna göre davacının zararın artmasına yol açmadığı kanaati oluşmuştur ———– Yine, davacının ehliyetsiz —– kullanması kazanın meydana gelmesine yol açan bir etken olmadığı için bu yönde de müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi —–olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum—-duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ————- gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde —- ölçülere göre uygun —-biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ——–
Somut uyuşmazlıkta; davacı ve davalılar hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapılmış, tarafların gelir durumu tespit edilmiştir. Öte yandan, mahkememiz —– tarihli oturumun—- ara kararı ile davacı vekiline manevi tazminatın takdirinde esas olacak tanık dahil somut delillerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, sonuçları ihtar edilmiş, verilen kesin süre içerisinde herhangi bir somut delil sunulmadığı görülmüştür. Yine, aynı oturumda davacının duyduğu acı ve elemin tayini için bir sonraki celse hazır edilmesi uygun görülmüş ise de ara kararın gereği yerine getirilmemiştir. Bu itibarla, dosya içerisinde maluliyete ve kusura ilişkin rapor ile gelir durumu araştırması dışında manevi tazminatın tayinine yarar herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmış, dosya içerisindeki delil durumuna göre mahkememizce manevi tazminat takdir ve tayin olunmuştur. Kazanın meydana geliş şekli, davacının maluliyet ve kusur oranı, tarafların gelir durumu, davalının kazanın ardından zararı gidermeye yönelik girişimi ile dosya içerisindeki delil durumu bir bütün halinde nazara alınarak tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne;
Davacı —uğramış olduğu bedensel zararlar için hesaplanan — kazanç kaybı, — sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam— maddi tazminatın davalılar —–kaza tarihinden itibaren davalı —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacı tarafından, davalılar —-aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne;
—– manevi tazminatın —- kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.501,91 TL harçtan peşin alınan 304,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.197,01 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.889,75 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı—- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı ——davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı—– kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı ve 304,90 TL peşin ve ıslah harcı toplamı: 346,00 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red 42,57 ve kabul 57,43 oranına göre hesaplanan 1.325,44 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020