Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/343 E. 2019/1298 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/343 Esas
KARAR NO : 2019/1298
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 04/02/2013
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat ve taahhüt işi ile iştigal eden müvekkilinin taahhüt ettiği ———-mevkiinde bulunan——– ıslahı ve çevre düzenlemesi ” işinin yapımı konusunda dava dışı ——— bir ortaklık oluşturduğunu, davacı …’in % 60, …’ın % 30 ve—- % 10 pay sahibi olduğunu, daha sonra davalının da bu ortaklığının düşünüldüğünü, nihayet üç ortağın kabulü ve ————– hisse devri ve sözleşmesi ” başlıklı sözleşme ile mevcut ortakların belli oranlarda hisselerini davalıya devretmeleri hususunda anlaştıklarını, bunun sonucunda …’in % 47, …’ın % 25, davalı …’nun % 20, ——– hissesinin olduğunu, davalının % 20 hisse ortaklık payı için ——— ödemeyi teklif ve taahhüt ettiğini, ödeme koşullarının da sözleşmede kararlaştırıldığını, buna göre——-nakit olarak ödeyeceği, kalan —kısmı ise — tarih — bedelli, — tarih —bedelli, —tarih —— tarih — bedelli çeklerle ödemeyi taahhüt ettiğini, nakit olarak ödemeyi taahhüt ettiği paranın — ortaklardan — hesabına yatırdığını, ———–kısım için şantiyeye bu miktar karşılığı inşaat demiri teslim ettiğini, ancak geri kalan ödemeye ilişkin 4 çeki teslim etmediği gibi başka bir ödeme de yapmadığını, sözleşmede ortakların görev ve sorumluluklarının da ayrı ayrı belirlendiğini, davalının görevlerinin daha çok mali nitelikte olduğunu, bir başka deyişle davalının ortaklığın kasası olarak tayin edildiğini, ortaklığın kurulmasından kısa bir süre sonra ortaklığın konusu olan işin ortakların iradesi dışında iş sahibi ———– idari bir tasarrufu ile durdurulduğunu, bunun doğal sonucu olarak ortaklık inşa ve faaliyetlerinin de durdurularak —— alınacak idari bir kararın beklenmeye başlandığını, bu aşamada davalı yanın ortakların her birine ve bu kapsamda davacıya — Noterliğinin ——-yevmiye nolu ihtarnamesi ve “uygulama sahasındaki işyerinin kendisine haber verilmeksizin ve hiç bir gerekçe gösterilmeksizin boşaltılmış olduğu, böylelikle ortaklık sözleşmesine aykırı hareket edildiği” iddiası ile hisse devir bedeli olarak peşin ödediği —– ve ortaklık faaliyetlerinin devamı için gerekli olan malzemelerin sağlanması amacı ile sözleşme gereği kendisinden temin edildiğini iddia ettiği üç adet çek tutarı olan —olmak üzere toplam —— ayrıca işyerinin faaliyette olduğu iki haftalık süre içinde sağlanan gelirden payına düştüğünü iddia ettiği ——- kendisine ödenmesini ihtar ettiğini, bu ihtarnameye —–. Noterliğinin——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verilerek iddia ve taleplerin kabul edilmediği bildirilerek, bakiye ortaklık bedeli olan ——- ile varlığı iddia edilen ——- kar bedelinin ödenmesini ihtar ettiklerini, bunun üzerine bir süre bekleyen davalının davacı ve diğer ortaklar aleyhine ——– İcra Müdürlüğünün ——- E. sayılı dosyası ile icra takibine geçerek —– TL asıl alacak ve — TL işlemiş faiz olmak üzere toplam —– tahsilini talep ettiğini, ancak yaptıkları itirazın süresinde olmaması nedeni ile bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, ihtilafın ————— tarihli sözleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini, davalının talep ettiği tutarın ortaklık payı olarak koyduğunu iddia ettiği tutar olduğunu, ancak hisse devir bedelinden halen borçlu olduğunu, ayrıca verdiği paranın aynen diğer ortakların ortaklık payları gibi yapılan işe harcandığını, davalının ayrıca ortaklığın kasası olarak yaptığı bazı eylemlerin usulsüz olduğunu ve bu işlerden dolayı dava açma hakkını saklı tuttuğunu belirterek davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, icra takibinin durdurulmasına, davacının % 40 tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının şahsi müracaatla dere ıslahı işi için —- izin aldığını, sonra dava dışı iki borçlu ile anlaşarak aldığı izne aykırı olarak bahse konu yerde kaçak döküm yaptırdığını, bu nedenle ——– verilen iznin iptal edildiğini ve idari para cezası tayin edilerek kaçak döküm sahasının kapatıldığını, davacı ve diğer ortakların kendisini hile ile ortaklığa dahil ettiklerini, ortaklığın konusunun suç teşkil etmesi nedeni ile BK nun 19/2. maddesi gereğince geçersiz olduğunu, bu nedenle sözleşme gereği aldıklarını geri vermekle yükümlü olduklarını, sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse bile ortaklığa konu işin yasaklanması nedeni ile ortaklığın tasfiyesi gerekeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava davalının başlattığı icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı, ——– çevre düzenlemesi işinin yapımı konusunda dava dışı —— adi ortaklık oluşturduklarını, davalının da daha sonra bu ortaklığı %20 oranında hisse ile dahil olduğunu, davalının devraldığı %20 hisse karşılığı 230.000 TL ödemeyi taahhüt edip ———– ödediğini, ancak ortaklık konusu olan ıslah çalışmalarının belediyece daha sonra durdurulduğunu ve davalının da buna istinaden ödediğini iddia ettiği para ile yoksun kaldığı iddia ettiği kar bedeline karşılık kendisi ve dava dışı diğer ortaklar aleyhine ———–tahsili için icra takibi yaptığını, bu durumun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra dosyasında borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı, davacı ve diğer dava dışı ortakların kendisini kandırarak sözleşme imzalattıklarını, sözleşmenin geçerli olmaması nedeniyle verdiklerinin iadesinin gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davacı ve davalı ile dava dışı .—— arasında, ——- ıslahı ve çevre düzenlemesinin yapılması hususunda ——- tarihli sözleşme ile adi ortaklık teşkil edildiği, davalının bu ortaklık kapsamında ortaklığa bir miktar ödemede bulunduğu, ancak ortaklık konusu için yapımının belediyece durdurulması üzerine, davalının ortaklığa verdiğini iddia ettiği para ile yoksun kaldığını iddia ettiği miktar için davacı ile dava dışı iki ortak alehine icra takibi yaptığı, diğer iki ortağın takibe itiraz ettiği, davacı hakkındaki takibin kesinleşmesi üzerine de davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu tür adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığı için taraf ehliyetleri yoktur. O nedenle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik davada tüm ortakların taraf sıfatıyla bulunmaları gerekir. Öte yandan gerek davalının diğer dava dışı ortak ile davacı aleyhine icra takibi yapması ve gerekse davacının eldeki bu davayı açması aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminide kapsamaktadır. Bu itibara dava dışı ortaklar olan ————- davaya dahil edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Adi ortaklık tasfiyesi ortaklığın alacakları tahsil ve borçları ifa edildikten sonra ortaklardan her birine ortaklığa yaptığı avanslarla ortaklık için gerçekleştirilen masraflar ödenir. Bundan sonra geriye bir şey kalırsa bundan ortakların her birine ortaklığa koydukları katılma payları ödenir. Bütün bu işlemlerden sonra geriye bakiye kalırsa bu ortaklığı karını oluşturur ve bu kar ortaklar arasında paylaştırılır. Ortaklığın mal varlığı borçları, avans ve giderler ödendikten sonra sermayelerin iadesine yeterli gelmezse zarar ortaklar arasında bölüşülür. Ortaklar aksine bir düzenleme yapmamışlarsa kar ve zarar paylaşımında ortaklara eşit davranılır.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller çerçevesinde taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğu davalının icra takibine konu ettiği alacakların ortaklığa koyduğu katılma payı tutarı ortaklığın faaliyetleri için temin ettiği çekler ve ortaklığın elde etmiş olduğu gelirden payına düşen tutar olduğu anlaşılmaktadır. Davalı hile ile aldatılmak suretiyle kanuna aykırı olan adi ortaklık sözleşmesine dahil edildiğini ileri sürmüştür. İspat yükü aldatılan tarafa aittir. Aldatma her türlü delille ispat edilebileceği kabul edilmiş, dosya kapsamında aldatma fiilinin, aldatma kastının ve sebep sonuç ilişkisinin bulunmaması nedeniyle savunmaya itibar edilmemiştir. Davacı ve diğer ortaklara gönderdiği ihtarnamede sözleşmenin kurulmasından kısa süre sonra faaliyete son verildiği belirtildiği gibi davalının icra takibine konu ettiği çekleri malzeme ve mazot satın almak için temin ettiğini beyan ettiği anlaşılmakla davalının sözleşmenin geçersizliğine ilişkin iddiası kabul edilmemiş, tarafların ortaklık ilişkisine başladıkları kabul edilmiştir. Davalının Davalının takipte talep ettiği çek bedelleri ortaklığa verilen avanslar veya yapılan masraflar olarak değerlendirilmelidir. ———tarihli sözleşmenin özel şartlar başlıklı kısmının—- numaralı madde hükümleri gereği davalının bu harcamaları ortaklık adına ve hesabına avans ya da masraf ödemesi olarak yapıldığı kabul edilmelidir. Nitekim davalı davacı ve diğer ortaklara gönderdiği ihtarnamede bu çekleri mazot ve malzeme alımı için temin ettiğini belirtmekte, davacı da söz konusu çeklerin bu amaçla düzenlenmiş olabileceğini kabul etmektedir. Davalının icra takibine konu ettiği çekler, ——— bedellidir. ——– bedelli çekin karşılıksız çıktığı ———- yazısından anlaşılmaktadır. Ayrıca bu çeke ait fotokopi metin üzerindeki ifadelerden bu çekin davalıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Davalı bu hususu kabul etmekte ancak çek bedelini haricen ödediğini iddia etmektedir. Fakat dava dosyası içeriğinde haricen ödemeyi ispata ilişkin bir delil bulunmadığından haricen ödeme iddiası kabul edilmemiştir. Yine ——– bedelli çeke ait herhangi bir belge dosyada mevcut olmadığından davalı iddiasının yerinde olmadığı kabul edilmiş, —–TL bedelli çekin arka yüzüne ait fotokopi metinde söz konusu çekin bedelinin müşterinin talimatı nedeniyle ödenmediğine yönelik net okunamayan ifade yer aldığı bu ifade kapsamında yine davalının iddiasının yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Takip konusu diğer alacaklar hususunda ise, dava dosyasında bakiye mal varlığı değerinin kaldığı hususunun anlaşılamadığı kabul edilmekle davalının ortaklık katılma payı ve kar payı talep etmeye de hak kazanmadığı kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Davanın kabulüne,
1-Davacının—–İcra Dairesi’nin ( Kapatılan —İcra Dairesi) ———- Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine,
2-Yasal koşulları bulunmadığından İİK’nın 72/5.maddesi uyarınca davacı yanın %40 tazminat isteminin reddine,
2-Alınması gereken 9.455,47 TL harçtan peşin alınan 1.868,70 TL’nin indirilerek bakiye 7.587,77 TL’nin davalı .———- alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.823,61 TL vekalet ücretinin davalı ———– alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 1.868,70 TL peşin harç, 2,30 TL vekalet harcı toplamı 1.915,40 TL ile bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olan 4.634,60 .TL olmak üzere toplam 6.550,04 TL yargılama giderinin yargılama giderinin davalı —– alınarak davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2019