Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/339 E. 2019/362 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/339 Esas
KARAR NO : 2019/362
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/03/2018
KARAR TARİHİ: 26/04/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; ——- tarihinde meydana gelen, davalı şirketin güvenliğini sağla–dığı, davacı şirketin sigortalısı —— ait “————-adresinde konutta meydana gelen hırsızlık neticesinde; davacıya ait sitenin güvenliğini sağlamayı taahhüt eden davalı şirketin güvenliği yeterince sağlayamadığı ve hizmet kusuru gerçekleştirdiğini; hizmet kusurunun davalıdan tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün———— sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını; davalı haksız ve yersiz itiraz ederek takibi durdurduğunu; icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ile davalının en az %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında güvenlik hizmeti sağlamaya yönelik sözleşme olduğunu; meydana gelen hırsız olayının personel sayısı yetersizliğinden kaynaklandığını; site alanının çok büyük olması; elektronik güvenlik sistemleri, bariyer sistemleri ve personel syasının güvenliği sağlamada yetersiz kaldığını; bu durumun site yönetimine bildirilmesine rağmen site yönetimince dikkate alınmadığını; meydana gelen güvenlik zaafiyetinden site yönetiminin sorumlu olduğunu; davalıya atfedilebileek herhangi bir kusurun bulunmadığını; tüm bu nedenlerle, davanın kötüniyetli olarak açılması nedeniyle davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; itirazın iptali istemine; ilişkindir.
İstanbul Anadolu 13.İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 01/06/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının -, borçlusunun ———– olduğu; takibin 3.677,06 TL asıl alacak + 430,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.107,73 TL’lik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 07/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince verilen 08/06/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 08/06/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamında, tarafların iddia ve savunmalarına göre; dava, davacının dava dışı ——ait ———– adresindeki konutunda gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle yapmış olduğu tazminat ödemesinin rücuen tahsiline ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakma görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalardır. Buna göre, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davaları, ticari dava sayılmıştır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda; davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta poliçesi kaynaklı olmadığı anlaşıldığından mahkememizce her ne kadar görevsizlik kararı verilmesi gerekmişse de dava dışı sigortalının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olup olmadığı, davalı güvenlik şirketi ile arasında 6502 sayılı TKHK kapsamında tüketici işlemi bulunup bulunmadığı, başka bir anlatımla “Koruma ve özel güvenlik hizmet alım sözleşmesi”‘nin tarafı ve tüketici sıfatı bulunup bulunmadığının görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından Tüketici Mahkemesi yerine aşağıdaki şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2019