Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/298 E. 2018/873 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/298 Esas
KARAR NO : 2018/873

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 30/01/2014

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketlerin, —-Şirketi: İstanbul “Ticaret Sicilinde —- sicil sayısı ile işlem gören şirketin 04.12.1990 tarihinde kuruluşuna ait ilan T. Ticaret Sicili Gazetesi’nde —-tarih ve 2690 sayılı nüshasında yayınlandığı, —- Şirketi: İstanbul Ticaret Sicilinde —- sicil sayısı ile işlem gören şirketin 19.10.1998 tarihinde kuruluşuna ait ilan T. Ticaret Sicili Gazetesinde —- tarih ve 4655 sayılı nüshasında yayınlandığı, —- Şirketi; İstanbul Ticaret Sicilinde —-sicil sayısı ile işlem gören şirketin 22.11.2007 tarihinde kuruluşuna ait olan T. Ticaret Sicili Gazetesinde — tarih ve 6946 sayılı nüshasında yayınlandığı, Müvekkili şirketler; kimya sektöründe faaliyet gösterdiklerini, Şirketlerin faaliyet merkezi —olup; —Bölgesi’nde ise 15 bin metrekare kapalı alanda kurulu, aylık 4500 ton Üretim kapasitesine sahip üretim tesisi bulunduklarını, müvekkili şirketlerinin en önemli ürünü — ile reaksiyona girerek meydana çıkan ürünün elastikiyetini sağlayan ve şekillendiren bir kimyasal madde olan “—-‘ olduklarını, Diğer önemli ürünlerinin ise — ve stabilizatördür olduklarını, Müvekkil şirketlerin aralarında fiili ve organik bağ bulunduğundan ve birbirlerinin borçlarına müşterek borçlu-milteselsil kefil olduklarından dolayı birlikte dava açılması gerektiği, her bir şirket için ayrı ayrı dava koşulu mevcut olduğu, her biri için iyileştirme projesi hazırlandığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05.11.2009 tarih 2009/778 E. 2009/10219 K. kararında da “Birden fazla şirketin birlikte yapacaktan bir taleple iflasın ertelenmesini karar verilmesini istemelerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından’ şeklindeki kararı uyarınca birlikte dava açıldığı, Müvekkili şirketlerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilânçolara göre, aktif değerler toplamları, pasif kalem toplamlanın karşılamadığından borca batık olduklarını, Mevcut durum ve diğer veriler muvacehesinde; müvekkil şirketlerden; —- Şirketi Gebze —- Notertiği’nin 24.01.2014 tarih ve — yevmiye numarası; —- Şirketi Gebze — Noterliği’nin 24.01.2014 tarih ve— yevmiye numarası; —-Şirketi Gebze — Noterliğinin 24/01/2014 tarih ve —yevmiye numarası; —Şirketi Gebze — noterliğinin 24/01/2014 tarih ve — y.numarası; — Şirketi Gebze — noterliğinin 24/01/2014 tarih ve — yevmiye numarası ile onaylı TTK 376/3, 377 maddesi ve llK 179 vd maddeleri kapsamında mahkemeye başvurma ve gerekli önlemleri alma yönünde kararlar alındığını, Mezkur projelerin titizlikle uygulanması ile müvekkil şirketler borca batıklıktan çıkabileceklerini, davacı vekili her üç şirket için; proje dahilinde mali durumunu düzeltebilmesi amacıyla iflaslarının birer yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil vekilleri davanın reddine, davacı şirketlerin iflaslarına karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkememizce 27/04/2016 tarihinde davacı şirketlerin iflaslarının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Asli müdahil —.Şti vekili tarafından, taraflardan yalnızca davacı —Şti. gösterdiği dilekçesi ile kararı temyiz etmesi üzerine; Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/6496 Esas, 2017/3802 karar ve 21/12/2017 tarihli ilamında; davacı şirketlerin grup şirketler olduğu dikkate alındığında, grup şirketler açısından kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti açısından kötüye kullanabilmekte ve bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelmektedir. Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekli olup, davacılardan —- Şti. Ile — Ltd. Şti’nin diğer davacı — A.Ş.’nin borcuna ilişkin (-) 27.286.004,22 TL kefaletlerinin bulunduğu, bu miktarın davacılar— Şti. ile — Şti.’lerinin pasif hesaplarında gösterilmemesi halinde bu davacıların borca batık olmadığı nazara alınarak bu yönüyle davacılar — Şti. ile — Şti. açısından iflas erteleme dava şartı olan borca batıklık unsurunun gerçekleşmemiş olduğu gözetilerek bu davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesi, davacılar —- Şti. ile — Şti.’nin iflasına karar verilmesi doğru olmamıştır şeklinde mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Dava; davacı şirketlerin iflasının ertelenmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizin 25/04/2018 tarihli celsede Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 21/12/2017 tarih ve 2016/6496 Esas 2017/9802 sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan bozma kararına uyulmasına, davacı— A.Ş hakkında verilen iflas erteleme kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve bu davacı şirket tarafından iflas erteleme uzatım davası açılmadığı dikkate alındığında esas kararla birlikte (2) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere bu davacı yönünden açılan davanın bu dosyadan ayrılmasına/ tefrikine karar verilmesi ile yargılamaya dosyamız davacıları yönünden devam olunmuş; Mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay ilamı doğrultusunda; davacılar — Şti. ile — Şti. açısından iflas erteleme dava şartı olan borca batıklık unsurunun gerçekleşmemiş olduğu gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
Kayyımların görevinin sonlandırılmasına ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, 25/04/2018 tarihli oturumun (5) nolu ara kararı ile karar verildiğinden; bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde; keyfiyetin [davacı şirketin ticaret sicil kaydındaki iflas erteleme davası açtığına ilişkin şerhin/ kaydın kaldırılması hakkında] İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı ile bildirilmesine,
2-Alınması gereken peşin harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının ve asli müdahillerin yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı ve asli müdahiller tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,

Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (10) gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı ve müdahil vekilinin yüzüne karşı, diğer müdahillerin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/10/2018