Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/290 E. 2021/1303 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/290 Esas
KARAR NO : 2021/1303

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılar arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili banka tarafından davalıya kredi kullandırıldığını, ancak kredinin ödenmediğini, dava konusu krediye ilişkin takibe konu alacak miktarının 61.824,63 TL olup davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, davalıların —– sayılı takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği iddiasında bulunduğunu bildirmiştir.
SAVUNMA: Davalılara usulüne uygun tebligat işlemi yapılmasına rağmen davaya cevap dilekçesi verilmemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davalıların ——– takibine yaptığı itirazın 2004 sayılı İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
—— takip dosyası celp edilip incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçluları aleyhine 22/12/2017 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz toplamı 61.824,63 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlulara —- tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce 09/01/2018 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davanın, itirazın iptali davası olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın esası, takip alacaklısının takip tarihi itibariyle Genel kredi Sözleşmesine istinaden davalı borçluya kullandırılan krediden dolayı davalılardan alacaklı olup olmadığı, varsa asıl ve ferileriyle birlikte toplamının ne olduğu, uygulanacak faiz oranının ne olduğu noktalarında toplandığını, davacı banka ile davalı asıl borçlu—— tutarında çerçeve niteliğinde ve süresiz Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, diğer davalının da sözleşmede 1.050.000,- TL üzerinden müteselsit kefil olarak kefalet imzasının bulunduğunun görüldüğünü, — Sözleşmesinin 3.7. Gecikme ve Temerrüt Faizi başlıklı maddesinde; Müşterinin kredi borcunu (taksitlendirilmiş kredilerde taksitlerden herhangi birini ödeme tarihinde/vadesinde ödenmemesi veya borcun sözleşme kapsamında muaccel hale gelmesi halinde; alacağın muaccel hale geldiği tarihten müşteriye yapılacak ihtarda belirtilen sürenin hitamına kadar geçecek süreye kadar gecikme faizi uygulanabileceği, müşteri temrrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler içinse, temerrüt tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için cari olan en yüksek oranları geçmemek kaydıyla, bankaca belirlenmiş olan cari faiz oranının yıllık % 50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödeyeceğini, bankaya anapara geri ödemesi ve faiz ödemesi dahil her türlü ödemesini belirlenen vade tarihlerinde nakden, defaten ve herhangi bir kesinti olmaksızın yapacağını, cari hesap şeklinde işleyen kredilerde ise bankanın geri ödeme talebinin müşteriye ulaşmasını izleyen ve bu talepte tanımlanmış süre içerisinde bankaca talep edilen tutar nakden veya defaten ödeneceğini, müşteri hesabın kat edilmesi veya kredi yada teminat ilişkisinden dolayı bankanın göndereceği ihtarname veya belgeler için yapacağı her türlü masrafları, noter masraflarını ve benzeri giderleri de bankaya nakden ve defaten derhal ödemeyi kabul edeceğini, sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefiller “ müteselsil kefil sıfatı ile kefalet vermeyi kabul edeceğini, kefiller, müşterinin, bankaya sözleşmeden doğmuş ve doğacak borçları için ve sözleşmede belirtilen kefalet limiti ve kendi temerrütlerinden doğacak tüm sonuçlardan sorumlu olduğunu, müteslsil kefiller, kredinin-kredilerin anapara ve akdi faizini, bilcümle işlemiş işleyecek temerrüt faizlerini, —-, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de ödemeyi kabul ve tahhüt edeceğini, ödeyeceği bu faizlerin yanında — vergi, harç vb. mevzuat ve sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer mali yükümlülükleri mevzuat değişikliği ile sonradan getirilecek her türlü vergi ve yükümlülüklerini, yasal takip giderleri, vekalet ücreti ve sair her türlü mali külfetlerini de ödeyeceğini kabul ve tahhüt edeceğini, “Tarafların karşılıklı olarak imza altına aldığı Sözleşmedeki ilgili maddeleri yukarıdaki şekilde bağıtlandığını, davacı bankanın— ile, Davalı Borçlular arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince, davalı asıl borçlu şirkete kredi kullandırımının yapıldığını, hesap kat tarihi itbariyle talep edilen borç tutarına davalının somut olarak bir itirazının olduğundan bahsedilemeyeceğini, ödenmeyen ve hesap kat ihtarının tebliği ile muaccel hale gelen kredi bakiyelerine, temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar da temerrüt faizi işletilmesinin yasal ve bankacılık tekniği açısından uygun olduğu değerlendirilmekle birlikte davacı bankaca takip tarihine kadar akdi faiz yürütüldüğü, mevcut verilerin ışığında hesap ekstreleime yansımayan herhangi bir tahsilat bulunmadığını, yerleşik Yargıtay kararlarında ve öğretide; davacı banka alacağının hesaplanması için bankanın hesap kat tarihindeki alacağına temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin banka — uygulanıp kapitalize edilerek oluşan alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanmak suretiyle, takip tarihi itibariyle davacı banka alacağının tespit edilmesi gerektiği yönünde olduğunu, —- sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan —- sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan —sayılı Bankamız Tebliği.nin 2, 3 ve 4 üncü maddeleri ile — sayılı Resmi Gazete.de yayımlanan — sayılı Bankamız Tebliğinin 3 ve 4′ üncü maddelerinde, bankaların mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri ve bu faiz oranlarını Bankamıza bildirmeleri esası getirilmiştir.”
Davacı banka alacağının hesabı: A) Hesap Kat Tarihi İtibariyle Alacak Tutarının Tespiti — Dosya içeriğinde bulunan ve yerinde inceleme ile elde edilen banka kayıtları hesap ekstreleri üzerinde yapılan incelemede, davacı bankanın davalı asıl borçtu şirkete aşağıda dökümü yapılan ticari kredileri kullandırdığı, hesap kat tarihi itibariyle borç bakiyesinin aşağıda gösterildiği şekilde olduğu tespit edildiği, esasen takibe yapılan itirazda alacaklı şirket tarafından müvekkillere haksız bir şekilde takip başlatılıp faiz işletildiği, borcun tamamına faize, talep edilen faiz oranına, işlemiş faiz ve tüm ferilerine itiraz edilmekte ise de somut bir tutardan, ödemeden vs bahsedilmediği görüldüğü bildirilmiştir.
Takip tarihi (22.10.2015 ) itibariyle alacak tutarının tespiti, takip tarihi itibariyle, hesap kat tarihinde 51.178,56 TL olan nakdi kredi hesap bakiyelerine, hesap kat tarihinden itibaren karşılarında gösterilen oranlarda akdi faiz yürütülmek suretiyle aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde hesaplandığını,
Davacı bankanın temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan alacağına temerrüt tarihinden takip tarihine kadar (bu tarih dahil) asıl alacak tutarına temerrüt faiz oranı üzerinden faiz yürütülmek suretiyle yapılar hesaplama aşağıdaki şekilde olduğunu,
¸Nakdi Krediler Yönünden : Takip tarihi itibariyle Davacı Bankanın Nakdi Kredi hesaplarından dolayı davalı asıl borçlu,—- alacak, — Yönünden 151,18 TL asıl alacak, taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan — alacaklı olduğu hesaplandığını bildirmiştir.
¸Davacı Bankanın— asıl alacak, —asıl alacak, Tazmin edilen kredi yönünden 113,23 TL asıl alacak , 92,61 TL işlemiş akdi faiz, ve 0,23 TL akdi faizin % 5 —alacak talebinde bulunmuş olup talebin tespitlerimizi —yerinde olmadığı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Gayri Nakdi Alacak ( Deposu Talep Edilen Çok sorumluluk Bedeli) Yönünden : Dava tarihinden sonra dava konusu alacağın—— devredilmiş olduğu, davacı Bankaca çek sorumluluk bedelinden dolayı deposu talep edilen —, yani çek kalemlerinden dolayı talebi mümkün olabilecek yasal sorumluluk bedeli, sadece Bankanın sorumluluğunda olan bir yükümlülük olduğundan ve sadece münhasıran bankadan talep edilebileceğinden, mantıken ve yasal olarak devir ve temlik edilemeyeceğinden davalıların gayri nakdi alacak talebinden dolayı bu davada herhangi bir sorumluluklarından söz edilemeyeceği kanaatine varıldığını, tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin Mahkemenin görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle; davacı Banka ile davalı asıl borçlu— tutarında çerçeve niteliğinde ve süresiz —düzenlendiği, diğer davalının da sözleşmede 1.050.000,- TL üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu , takip tarihi itibariyle davacı bankanın nakdi kredi hesaplarından dolayı davalı asıl borçlu,—-aşağıdaki tabloda detaylı olarak gösterildiği şekilde — asıl alacak, — asıl alacak, taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan 92,61 TL işlemiş akdi faiz, — 50.184,79 TL asıl alacak, — asıl alacak, —asıl alacak , 92,61 TL işlemiş akdi faiz, ve 0,23 TL akdi faizin — talebinde bulunmuş olup talebin tespitlerini aşan 113,23 TL’lık kısmının yerinde olmadığı, müteselsil — üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzaları bulunduğundan doğan nakdi borcun tamamından sorumlu oldukları, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar,— Yönünden 50.184,79 TL asıl alacak, — asıl alacak üzerinden % 28,08 oranında, İhtar Gideri (Muhtelif Alacak) Yönünden 151,18 TL asıl atacak üzerinden % 40 oranında (–Tebliğleri gereği değişen oranlarda) temerrüt faizi ve %5 gider vergisinin istenebileceği, Gayri Nakdi Alacak ( Deposu Talep Edilen Çek sorumluluk Bedeli) Yönünden : Dava tarihinden sonra dava konusu alacak ———devredilmiş olup, Davacı — çek sorumluluk bedelinden dolayı deposu talep edilen —çek kamelerinden dolayı talebi mümkün olabilecek yasal sorumluluk bedeli, sadece Bankanın sorumluluğunda olan bir yükümlülük olduğundan ve münhasıran Bankadan talep edilebileceğinden, mantıken ve yasal olarak devir ve temlik edilemeyeceğinden davalıların gayri nakdi alacak talebinden dolayı bu davada herhangi bir sorumluluklarından söz edilemeyeceği, tarafların masraf, ücreti vekalet, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin ise mahkemenin takdirleri içinde kaldığı, yönündeki kanaatini Mahkemenize ait olmak üzere bildirilmiştir.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında aldırılan denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; davacı Banka ile davalı asıl borçlu —- tutarında– diğer davalının da sözleşmede 1.050.000,- TL üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin davalılar tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam — olarak tespit edildiği, dava tarihinden sonra dava konusu alacak— devredildiği, davacı —çek sorumluluk bedelinden dolayı deposu talep edilen —gayri nakdi alacak, çek karnelerinden dolayı talebi mümkün olabilecek yasal sorumluluk bedelinin, sadece Bankanın sorumluluğunda olan bir yükümlülük olduğundan ve münhasıran Bankadan talep edilebileceğinden, yasal olarak devir ve temlik edilemeyeceğinden davalıların gayri — talebinden dolayı bu davada herhangi bir sorumluluklarından söz edilemeyeceği kanaatine varılmış, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;—- sayılı takibine davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen İPTALİ İLE takibin
842,59 TL asıl alacak —-
50.184,79 TL asıl alacak—
151,18 TL masraf
113,23 TL asıl alacak (Tazmin edilen kredi)
92,61 TL işlemiş faiz ve 0,23 TL akdi faiz — üzerinden aynen devamına, aşan istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen tutarın ( 51.384,63 TL ) % 20’si Oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 3.510,08 TL’den peşin olarak yatırılan 746,70 TL’nin mahsubu ile 2.763,38 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 746,70 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 197,00 TL tebligat-müzekkere-posta, 850,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.088,10 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%83 Kabul ) 904,36 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte —— davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — —- davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9- —-sayılı takip dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.