Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/283 E. 2021/890 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/283 Esas
KARAR NO: 2021/890
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine icra takibine başlatıldığını ve —- tarihinde —- verilerek tebliğin gerçekleştirildiğini, oysa müvekkilinin tebliğat zarfında yazılı olan —- çalışmadığını ve bu yer muhtarında kaydı bulunmadığını, tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle itiraz ettiklerini, —-sayılı dosyasından itirazın kabul edildiğini ve tebligatın iptal edildiğini ancak davalının aleyhlerine olan işlemlerden vazgeçmediğini ve icra takibinde ısrarcı olduğunu, oysa, İcra Hukuk Mahkemesinin davada anlatılan şekli ile; davacının diğer borçlu—- tarihinde sona erdirdiğini ve şirket ile hiçbir hukuki ve fiili bağı kalmadığını, bundan —- görevinden ayrıldığını ve müvekkilinin hem —- ayrılma işlemini hem de hisse devirleri ile şirket bağının kalmadığına dair belgeleri icra alacaklısı bankaya bildirildiğini, müvekkili ayrıldıktan sonra —- ortaklık yapısının değiştiğini davalı bankanın, müvekkili ayrıldıktan sonra diğer ortaklarla çalışmaya devam ettiğini, hesap özeti getirtildiğinde müvekkilinin ortak olduğu döneme ait tek kuruş borcu olmadığını, o tarihten sonra defalarca hesabın hareket gördüğünin tespit edileceğini, bu nedenlerle banka kayıtları, —– deliller birlikte değerlendirilerek borçlu olunmadığının tespitini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcu bulunmadığını, icra alacaklısının borcun olmadığının tespitine, haksız icra tazminatının davalıdan alınmasına, dava masrafı ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini, davalının icra takibinin müvekkili mağdur ettiği ve etmeye devam edeceğinden öncelikle takibin durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini, talep ve dava elmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı banka tarafından dosyada faiz indirimi yapıldığını, dosya borcu ihtirazi kayıtsız olarak— —– yapılarak icra dosyasının kapandığını, huzurdaki davanın konusuz kaldığından bahisle davanın reddine, davacının —- —ayrıldığı, kefaletinin de bittiği iddialarının asılsız olduğunu, kefaletin şartlarının Borçlar Kanunu’nda düzenlendiğini, şarta bağlı böyle bir kefalet sözleşmesi olamayacağını, dava dışı — arasında —- imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden kredi kartı tahsisi edilerek kredi kartı verildiğini, borçlu tebligatın usulsüzlüğü ile ilgili olarak——- itiraz edildiğini ve itirazın mahkemece kabul edilerek tebligatın iptal edildiğini, ancak borçlu icra müdürlüğünde borca va takibe itiraz etmediğinden icra takibinin kesinleştiğini ve işlemlerin devam ettiğini, borcun ihtirazi kayıtsız ödenmesi sebebiyle konusuz kalan davanın reddine, mahkemece davanın esasına girilmesi halinde davanın esastan reddine, davanın kötüniyetle açılmış olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —- —- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, takibin alacaklısının dosyamız davacılı, borçlusunun davacı olduğu, davacı alacaklı banka ile dava dışı —– kaynaklı kefalete dayalı alacağın tahsili için başlatıldığı, davacı- borçlunun takibe süresinde itiraz etmediği anlaşlmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarihli kök rapor içeriğine göre; “Davalı banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan kredinin aksaması nedeniyle takip yapıldığı ve takip sonrası dosya borcu ihtirazi kayıtsız olarak vekil— hesap numaralı hesabına—– icra dosyası kapatıldığı, huzurdaki davanın istirdat davası olması nedeniyle, davacının dosyaya sunulan ————- Bu nedenle Kefil, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonta tek taraflı olarak kefaletini geri alamayacağı ve bu şekildeki bildirim akdinin diğer tarafça açıkça kabul edilmedikçe hukuki sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla davacının şirket ortaklığından ayrılmasının kefaleti sonlandırmayacağı, davacı şirket ortağı olarak değil müşterek müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığından kefalet limiti dahilinde sorumluluğunun devam edeceğinin —- vurgulandığından,——uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Rapora itirazlar üzerine değerlendirilmesi amacıyla dosya kök raporu sunan bilirkişiye tevdi edilmiş, ek raporda ” Sözleşme uyarınca, Banka; Müşteri lehine açtığı yukarıda belirtilen limiti; — veya herhangi bir para cinsinden, teminatsız, kefalet karşılığı veya herhangi bir teminat karşılığı, nakdi veya gayrinakdi —–kullandırabilecektir. Banka, anılan kredilerin yeniden finansmanı amacıyla da kredi kullandırabilir. Yukarıda sayılan kredi tipleri tahdidi olmayıp, Bankaca yukarıda sayılan kredilerin haricinde de kredi kullandırılabilecektir.
Banka, Müşteri’ye tahsis ettiği nakit kredileri Sözleşme’nin imzalanmasını müteakip yukarıda belirtilen şekil ve şartlarda kullandırabileceği gibi, kredinin bir bölümünü veya tamamını Müşteri’nin alacaklı cari veya diğer borçlu cari hesaplarına re’sen virman yapmak suretiyle ve/veya alacaklı cari hesaplarının borçlu cari hesaba dönüştürülmesi şeklinde de kullandırabilir. Banka ayrıca, bakiyesi sıfıra inmiş cari hesapların ve diğer türlerdeki kredilerin yeniden işletilmesine ve açılmış borçlu cari hesaplarla diğer türlerdeki kredileri dilerse kapatarak veya kapatmadan belirlediği limitlerle ve Müşteri ile mutabık kalınan her türde yeni kredi veya cari hesap açmak suretiyle kullandırmaya da yetkilidir.
Banka, münferit her bir kredi kullandırımına/işlemine ait müşteri hesabına geçilerek kullanılan kredi faiz, oran ve tutarlarını, ——– birlikte — cari hesabına borç yazabilecektir. Müşteri, hesabına kredinin geçilmesiyle bu şartları da kabul etmiş sayılır. Taraflar, işbu Sözleşme ile, Banka’nın kredi verme yükümlülüğü altına girmediğini kabul ve beyan ederler.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek rapor içeriklerine göre; davalı bankanın —–arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeyi davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, iş bu kredi sözleşmesinden kaynaklı davalı banka tarafından davacının da aralarında bulunduğu borçlular hakkında hesabın kat edilip takip başlatıldığı, davacı- borçlunun itiraz etmediği, eldeki davada davacı asıl borçlu şirketteki —- görevinden ayrıldığını ve hem müdürlük görevinden ayrılma işlemini hem de hisse devirleri ile şirket bağının kalmadığını görevinden ayrıldığından bahse konu borçtan sorumluluğun bulunmadığını, şirketle ilişkisinin sonlandırılmasına dair belgeleri davalı bankaya bildirdiğini beyan ettiği ancak bu yönde dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, ayrıca şirketteki görevden ayrılmanın kefaleti sonlandırmayacağı, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra kefilin tek taraflı olarak kefaletini geri almasının mümkün olmadığı, karşı tarafın bu şekilde bir bildirimi açıkça kabul etmedikçe sonuç doğurmayacağı zira davacı tarafça iddia edilen bir bildirim bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkememizce icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş ise de davacını teminatı göstermediği bu nedenle tedbir kararının uygulanmadığı, davalı alacaklının alacağına geç kavuşma durumunun meydana gelmediği gözetilerek davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE
4-Alınması gerekli 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 karar harcının davacıdan tahsili ile ile hazineye irad kaydına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021