Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/277 E. 2018/723 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-K A R A R-
ESAS NO : 2018/277 Esas
KARAR NO : 2018/723

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/04/2013
KARAR TARİHİ : 11/07/2018

Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalıların, davalılara ait arsaya kat karşılığı inşaat yapan dava dışı —- San. Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı ve aynı zamanda müdürleri olduğunu; yapılan inşaatta dava dışı şirketin yaptığı eksiklikler, ayıplı işlerin karşılanması ve fazla imalattan kaynaklanan payın müvekkillerine verilmesi için açılan davada müvekkillerine 34.510,00 TL’nin ödenmesine karar verildiğini, temyiz incelemesi sonucu yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onandığını, ayrıca vekalet ücretine karar verilerek kesinleştiğini, şirket aleyhine hükmün infazı için takip başlattıklarının ancak şirketin haczi kabil malvarlığı olmadığından takibin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalıların ortağı ve yöneticisi oldukları dava dışı şirketi kötü yöneterek acze sürüklemiş olduklarının tespiti ile 47.368,75 TL’nin 18/01/2013 tarihinden, 2.503,35 TL’nin de dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalılar, davacılara ait kat karşılığı olarak inşaa edilen binadan (6) adet bağımsız bölümün dava dışı —‘a düşük bedelle satıldığının doğru olmadığını, bu bağımsız bölümlerin 2007 yılı rayiç bedelleri hesaplanarak satıldığını, 2007 yılının ekonomik darboğazı içinde inşaatın tamamlanabilmesi için bu dairelerin satılmasının gerektiğini, şirket yönetiminde ihmallerinin bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava;6762 sayılı TTK’nın 336. maddesine dayalı şirket yöneticilerinin sorumluluğuna; ilişkindir.
Başlangıçta; İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esasına kayıtlı davada; 30/12/2014 tarih ve—- esas, — sayılı kararla; iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların davalıların yöneticisi olduğu, —- San. Tic. Limited Şirketi’nin aleyhine 25/11/2010 tarihinde Ümraniye —- Asliye Hukuk Mah. — Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtıkları, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararda 34.510,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalısı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiği, davacılar tarafından ilamın Bakırköy—- İcra Müd. —- Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu, ve takip tarihi itibariyle alacak tutarının 49.085,52 TL olduğu, borçlu şirkete ait herhangi bir mal varlığı bulunmadığından 28/12/2012 tarihinde icra müdürlüğünce davacılara aciz belgesi verildiği, şirkete ait 6 adet dairenin KDV hariç 415.841,60 TL’ye satıldığı, alıcı Metin Yeşilyurt adına satış faturası düzenlenip kapatıldığı, şirkete ödenen 357.300,00 TL ödemenin şirket hesabına nakledildiğine dair herhangi bir kayda rastlanmadığı davalı müdürlerin davacı tarafın alacağından daha fazla miktarda şirketi zarara uğrattıkları gerekçesiyle, Mülga TTK’nın 556. madde atfıyla aynı Yasa’nın 336.maddesi uyarınca davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği; bu kararın, davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine karar; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2015 tarih ve E:2015/6139 – K:2015/13937 sayılı kararı ile “… Davacılar vekili, kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu altı adet bağımsız bölümün ayıplı inşaası nedeniyle dava dışı şirkete karşı açtıkları davada davanın kabulüne karar verildiğini, kesinleşen bu ilama dayalı olarak başlatılan icra takibi sırasında davalı şirketin malvarlığının bulunmadığının tespit edildiğini, davalı şirket yöneticilerinin şirket idaresindeki başarısızlıkları nedeniyle şirketi acze düşürdüklerini, davalıların kusuru nedeniyle alacaklarını tahsil edemediklerini ileri sürerek, işbu davayı açmış olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, TTK’nın 309. maddesi “ Şirketin 305, 306, 307 ve 308 inci maddelerde yazılı fiillerle ızrar edilmesi halinde, bundan dolayısiyle zarar gören pay sahipleri ve şirket alacaklılarının dava hakları vardır. Ancak, hükmolunacak tazminat şirkete verilir. “ hükmünü haiz olup, belirtilen hükümle şirkete bir zarar verilmiş olması halinde alacaklıların da dava yolu ile şirketin uğradığı zararın tazminini isteyebilecekleri düzenleme altına alınmıştır./ Somut olayda, davacılar vekilinin yönetici-ortaklar hakkında ileri sürdüğü talep dolaylı zarar kapsamında olup, dolaylı zarar durumunda alacaklılar da talepte bulunabilir ise de, zarar nedeniyle hak kazanılan tazminatın kendilerine değil, şirkete verilmesini istemiş olmaları gerekir. Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekirken, mahkemece yazılı olduğu şekilde davacılara ödeme yapılmasına dair karar verilmesi doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektir[diği]…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bozmadan sonra; mahkememizin —- esasına kaydedilen davada; usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verildiği; yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunarak, davanın sonuçlandırıldığı; görülmüştür.
Davacı vekilince verilen 18/06/2018 kayıtlı yazılı beyanında; “dava konusu uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırıldığının” beyan edildiği; görülmüştür.
Davalılar vekili 11/07/2018 tarihli oturumdaki beyanında; tarafların sulh olduğunu; yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini; beyan etmiş olduğu ve beyanını imzası ile de onayladığı; görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; 6762 sayılı TTK’nın 336. maddesine dayalı şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davanın, tarafların sulh olması nedeniyle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalmadığından; davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; karar vermek gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın, tarafların sulh olması nedeniyle,taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 851,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 815,80 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,

Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olduğuna dair davalı … ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2018