Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/268 E. 2021/1311 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ -KARAR-

ESAS NO : 2018/268 Esas
KARAR NO : 2021/1311

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- davacı şirket ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, davacıdan—değerinde ürün alındığını, borçlunun fatura bedelini davacıya ödemediğini, bu nedenle —- dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirtmiş; takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak gösterilen faturanın davalının ticari işletmesi ile bağlantısı bulunmayan —- tarafından imzalandığını,—- davalı adına sözleşme yapma ve mal teslim alma yetkisi bulunmadığını, davalının bu faturayı kabul etmediğini, davalının faturanın düzenlendiğinden haberdar dahi olmadığını, taraflar arasında faturadaki malların satışına ilişkin yazılı ve sözlü anlaşma bulunmadığını, sözleşmenin varlığını ispat yükünün davacının üzerinde olduğunu, faturanın tek başına ticari satım ilişkisini ispatlamaya yeterli olmadığını belirtmiş; davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmet karşılığı bedelin davalı tarafından ifa edilip edilmediği, ifa edilen tutarın ne olduğu, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla—- dosyasında takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —–olduğu, toplam —tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi yapıldığı— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 08/08/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—-cevabı ile davacı— gönderildiği görüldü.
—cevabı ile davalı şirketin— formunun gönderildiği görüldü.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen 09/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, —faturanın davalının ticari defterlerinde yer almadığı, dava konusu faturanın davalı tarafından —dökümüne göre teslim alan kısmında imzası bulunan — davalının çalışanı olmadığı,— davalının ortağı olmadığı, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 54.438,00 TL alacaklı olduğu, davaya konu faturanın davacı tarafından —- bildirildiği mütalaa edilmiştir.
Davacı davalıya mal satıp teslim ettiğini, ancak satım bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise mal teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı, davacıdan mal almadığını savunduğuna göre davacı, davalı defterlerinde kayıtlı bulunmayan fatura kapsamındaki malları davalıya sattığını ve bu satış ilişkisi çerçevesinde davalı ya da çalışanına teslim ettiğini yazılı delille kanıtlamalıdır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir (Benzer yönde;—-
Dava konusu irsaliyeli faturada davalının kardeşinin imzasının bulunduğu belirtilmektedir. Bu durumda teslim alan bölümünde imzası bulunduğu belirtilen ve davalının kardeşi olduğu söylenen — celp edilerek teslim alan imzasının şahsına ait olup olmadığının sorulması ve bu malları hangi sıfatla teslim aldığı, daha açık bir anlatımla davalının yanında çalışıp çalışmadığı ve malları davalı adına teslim alıp almadığının sorularak araştırılması ve eksik deliller bu şekilde tamamlandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir (Benzer yönde;—–
Tanık— beyanında; dava konusu fatura altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, güven ilişkisi ile faturanın imzalandığını, içeriğine —olmadığı mal ve hizmeti ise teslim almadığını, kardeşinin davacı ile ticari ilişki bulunmadığını belirttiğini, davacının da kendisine faturayı yırtıp atabileceğini söylediğini ifade etmiştir.
Tanık —beyanında; davacı şirkette çalıştığını, dava konusu yatakların davalıya gönderildiğini, yatakların teslim edilip edilmediğini bizzat görmediğini, fatura alacağını tahsil edemediğini ifade etmiştir.
Tanık —– olarak çalıştığını, faturadaki yatakların —geldiğini, yatakların dükkan altına yüklendiğini, yatakların —teslim edildiğini, — babası olduğunu ve zaman zaman dükkana geldiğini ifade etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve alacak durumunun tespiti için defter incelemesi gerektiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 54.438,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya borcunun bulunmadığı, tek başına davacı ticari defterlerinin alacağın varlığını göstermeyeceği, teslim olgusunun ise irsaliyeli fatura ile ispat edilebileceği — üzerinde imzası bulunan davalının kardeşinin malı teslim alıp almadığı hususunda dinlenmesi gerektiği—- Karar), davalının kardeşinin faturaya konu malı teslim almadığını belirttiği, — iş yerinde bulunması ve yetkili kişi olarak iletişim bilgilerinin verilmesi hususunun davalı —çalıştığına karine teşkil ettiği (Benzer yönde;—- konusu fatura altındaki imzanın davalının kardeşi — ait olduğu, bu nedenle faturadaki malın teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği (Benzer yönde; —-malın tesliminin irsaliyeli fatura ile sabit olması karşısında dava konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmamasının davaya bir etkisinin bulunmadığı — Karar), takibe konu borcun ödendiğinin yazılı delil ile ispatlanamadığı, bu hususta yemin deliline de dayanılmadığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu — anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
— sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
Asıl alacak olan 54.438,00 TL’nin %20’sine tekabül eden 10.887,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.718,66 TL harçtan peşin alınan 657,48 TL harç ve 272,19 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 2.788,99 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 7.876,94 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 272,19 TL icra harcı ve 657,48 TL peşin harç toplamı: 965,57 TL ile 994,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.