Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/218 E. 2021/437 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/218 Esas
KARAR NO : 2021/437

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından—— tarihinde meydana gelen kaza sonucu hasarlandığını, kaza neticesinde hasar onarımı yapan —— —— ödeme yapıldığını, söz konusu kazada davalı——- tarafından ——— araç sürücüsünün — kusurlu olduğunu, ödenen hasar bedelinin kusura isabet eden kısmı için davalıya başvuru yapıldığını, ancak talebin kabul edilmediğini belirtmiş, İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü’nün—— sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada kazaya karışan araç sürücülerinin kusurlu olup olmadıkları, trafik kurallarına uygun olarak seyir halinde olup olmadıkları bilinmediğini, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiğini, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren (8) işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğunun da bulunmadığını, sigortalının maddi araç başına sigorta —- olduğunu belirtmiş, davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; maddi hasarın rücuen tazmini için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilince verilen 28/10/2020 havale tarihli sulh dilekçesinde; dava konusu alacağın 11/06/2020 tarihinde davalı tarafından ödendiğini ve davalı taraftan vekalet ücreti ve yargılama giderleri talepleri olmadığını belirtmiş, mahkemenin buna göre hüküm tesis etmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Mahkeme huzurunda yapılan sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlığı ya da şüpheli bir durumu sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda karşılıklı fedakarlıkta bulunmak suretiyle gerçekleştirmiş oldukları bir işlemdir. Mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesi, mahkemeye verilmek ve onun tarafından, duruşma tutanağına geçirilmekle, mahkeme huzurunda yapılan sulhe dönüşür. Mahkeme huzurunda yapılan sulh davayı kendiliginden sona erdirir, mahkemenin, bu sonucun elde edilebilmesi için, sulhten sonra onu esas alarak aynca bir hüküm vermesine gerek yoktur. Mahkeme, sadece davanın konusuz kaldıgım tespit ve tevsik etmekle yetinecektir.
HMK.nun. 313. maddesine göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.”. Ancak mahkeme dışı sulh de hukukumuzda kabul edilmiş ve davayı sona erdiren taraf işlemlerinden sayılmıştır. HMK.nun. 315. maddesinde “Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” denilmekle sulhun neticesi düzenlenmiştir.
Somut olayda; dosyaya sunulan “makbuz ve ibraname” başlıklı sulh protokolü uyarınca uyuşmazlığın sona erdiği, tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 39,53 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 217,53 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 178,00 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu başvurusunda bulunma hakkı olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.