Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/188 E. 2020/768 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/188 Esas
KARAR NO: 2020/768
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ——alım satımına ilişkin ticari bir ilişki bulunduğunu, davacının davalıya satmış olduğu tüm ürünler ile ilgili olarak davacı tarafından faturalar düzenlendiğini, ürünlerin teslimine dair de sevk irsaliyeleri düzenlendiğini, faturaların davacı —– ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafından —– seri numaralı —- tutarlı ve —- seri nolu —– tutarında iade faturası oluşturulduğunu; iade faturalarının davacının iş yerindeki masasının üzerine konulduğunu; davacı tarafından bu iade faturalarının——— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya iade edildiğini; davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını; alacağın tahsili için —— sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalı tarafından başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının davacıdan satın aldığı ürünleri —- firmaya gönderdiğini, davacıdan —- tarihinde ürünler alındığını; karşılığında da —- seri numarası ile —- tarih ve —– fatura düzenlendiğini, davalıya teslim edilen ürünlerin —- firmaya gönderildiğini, firma tarafından ürünler incelendiğinde ürünlerin ayıplı olduğunun davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirkete ayıp bedelleri düşülerek ödeme yapıldığını, davalı tarafından ürünlerin ayıplı olması nedeniyle uğramış olduğu zarar bedelini bildirmek için davacıya yansıtma faturası düzenlendiğini, davalının herhangi bir kötüniyet ve kastı olmadığını belirtmiş, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisi kapsamında davacı tarafından davalıya faturalara konu emtianın teslim edildiği, davacı yanca sunulan sevk irsaliyeleri ve tarafların birbirini teyit eden ticari defterleri ile sabit olup, teslim hususu davalı tarafından da kabul edilmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından teslim edilen satılanda ayıp bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ayıbın niteliği ile bu niteliğine göre davalı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayıp ihbarı süresinde ise davalı tarafından düzenlenen yansıtma faturası kapsamında davacının bakiye alacağının miktarına ilişkindir.
——- takip dosyası içeriğine göre; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının—– borçlusunun —–olduğu; takibin——- fatura alacağının fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekilince verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —–tarafından düzenlenen —- tarihli esas ve —- tarihli ek rapora göre; davacı şirketin kendi defterlerinde —- takip tarihi itibariyle davalı şirketten —— alacaklı bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerine icra takibinden sonra düzenlenen yansıtma faturalar ile —- borç kaydedildiği, davalı şirketin kendi ticari defterlerinde —– alacaklı gözüktüğü, yansıtma faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/1). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23/I hükmü de uygulanacaktır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinde; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirilerek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü bulunduğu, diğer durumlarda TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanacağı” hükme bağlanmıştır.
Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. ” düzenlemesi uyarınca ortaya çıkan ayıbın davacılara hemen bildirilmesi gerekir.
Somut olayda, emtianın teslim alınmasından sonra, açık ayıba ilişkin süresinde bildirimde bulunulmadığı gibi, açık olmayan ayıplar yönünden de ayıbın satıcıya ihbar edildiğine ilişkin kanıt sunulmamıştır. Davalı tarafça düzenlenen yansıtma faturasının davacıya süresi içinde tebliği kanıtlanamamış, zamana yaygın olarak — ayında teslim alınan emtia yönünden düzenlenen ———– tarihli yansıtma faturası davacı tarafça kabul edilmeyerek iade edilmiştir. Bu durumda, davalı tarafın süresinde ayıbı belirleyerek ihbarda bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir ——————–
Taraflar arasındaki ilişki ticari satım olup, TTK’nun 23/1-c maddesinde ayıplı mal hakkında alıcıya ihbar yükümlülüğü getirilmiştir. Alıcı muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden satıcıdan mal bedeli konusunda istemde bulunamaz. Davalı alıcı, ihbarda bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır——————-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli esas ve ek rapor içeriklerine göre; davalı alıcı tarafından teslimden sonra süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, aksine faturalara konu emtianın yurt dışına ihracının sağlandığı, bu suretle TBK. 223. maddesi gereğince davalı alıcı tarafından emtianın kabul edilmiş sayılacağı ——————— artık davacı satıcının satılanı geri alma zorunluluğu bulunmadığı, takibe konu fatura alacağı miktarının likit ve belirlenebilir olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
———-takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ——- asıl alacak yönünden iptaline, anılan tutar yönünden takibin aynen devamına, anılan tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına,
Asıl alacak olan —- tekabül eden ——— icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.930,55 TL karar ve ilam harcından 350,84 TL peşin ve 631,80 TL icra harcının mahsubu ile bakiye 2.947,91 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.280,18 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 350,84 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı ve 631,80 TL icra harcı toplamı: 1.023,74 TL ile aşağıda dökümü yazılı 1.163,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2020