Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/180 E. 2021/409 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/180 Esas
KARAR NO : 2021/409

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının; davacı——- tutarlı fatura alacağı için ödenmesi gereken borcunu ödemediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun borca ve takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle haksız itirazın iptali ile davanın kabulüne, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının babası——- —– işletmekte iken 10.09.2012 tarihli işyeri devir ve teslim sözleşmesi ile ———— devrettiğini, işyerinde bulunan malzemeleri de —– sattığını, dükkanı aylık—– kiraya verdiğini, kiracı —— kiraları ödememesi üzerine müvekkilinin babası tarafından Kartal——-Noterliğinin —- yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, —— tarihinde tebliğ edildiğini, ——– tarihinde de sözleşmenin feshi ve anahtar teslim tutanağı düzenlendiğini, daha sonra —- işyerini geri alıp ——olarak işletmek istediğini ve tüm emtiaların—- —— fatura edildiğini, ancak emtiaların davacıya teslim edildiğini, davacı ——-müvekkilinin imzasını taklit ederek özel evrakta sahtecilik yaparak kira sözleşmesi akdettiğini, ancak müvekkili ile bir sözleşmesnin olmadığını, bu nedenle davanın reddini yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; fatura alacağına dayalı İstanbul Anadolu —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İstanbul Anadolu —— esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, 04/03/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ——–olduğu, asıl alacak olarak 99.120,00 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —–ödeme emrinin borçluya 08/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 14/03/2016 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; ———– ilişkin ticari defterlerinin TTK 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, sahibi lehine delil vasfına haiz olup olmayacağı hususunda takidirin mahkemeye ait olduğu, Davalı, ——– ibraz edilen 2015 yılına ilişkin ticari defterlerinin TTK 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, sahibi lehine delil vasfına haiz olup olmayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı tarafından davalıya düzenlenen ———— seri nolu ve ayrıntılı olarak ——malzemelerin belirtildiği, 99.120,00,00 TL tutarlı faturanın davacı kayıtlarında mevcut olduğu ve bedelinin nakit olarak tahsil edilmiş olarak muhasebe kayıtlarında yer aldığı,—– sayılı yazıda; davacı tarafından düzenlenen faturanın davacı tarafından —- formu ile bağlı olduğu vergi dairesine bildirildiği, Davacı tarafından davalıya ürünlerin teslim edildiğine dair tutanak veya sevk irsaliyesinin dosyada mevcut olmadığı, davacı ve davalı kayıtlarına göre dava konusu faturanın defterlere kaydedildiği ve bedelinin tahsil edildiği, bu nedenle davacının davalıdan alacaklı olduğu, ek raporda ise Tarafıma tevdi edilen ——sayılı dava dosyası ve davacı ve davalının defterleri ve sair belgelerin incelenmesi sonucunda raporumuz içinde detaylı arz ve izah edilen nedenlerle; her türlü değerlendirme ve takdir hakkı mahkemenize ait olmak üzere, Davacı —– ibraz —— ilişkin ticari defterlerinin; T.T.K. 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, Davalı, ——–ibraz ———— ilişkin işletme defterlerinin; T.T.K. 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, Davacı tarafından davalıya düzenlenen 10.10.2015 tarih ve —– seri numaralı faturanın davacı ve davalı kayıtlarında mevcut olduğu, davacı tarafından —— formu ile bağlı olduğu —— bildirildiği, Davalının işletme defteri tuttuğu için ödeme kayıtlarının mevcut olmadığı, Davacı kayıtlarında ise dava konusu faturanın ——- sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak 01.01.2016 tarihinde Yürürlüğe giren 459 Sayılı V.U.K. Genel Tebliği hükümlerine göre; ödemenin aracı ———— olması ve —– tarafından tespit edilmesi durumunda Ceza uygulanmakta olup, ödemenin yapılmadığı yada kabul edilmediği anlamına gelmediği, aynca, Tebliğ 01.01.2016 Tarihinde yürürlüğe girmiş olup, dava konusu işlem 2015 yılında gerçekleştiği, — hükümlerini kapsamadığı, kök raporda belirtildiği üzere davacı kayıtlarına göre; davacının davalıdan alacaklı olmadığı,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz —düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay—
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde takip konusu faturanın kayıtlı olduğu, ancak bedelinin nakit olarak tahsil edilmiş olduğu, davalının işletme defterinde takip konusu faturanın 84.000,00 TL tutarının ——-tutarının ise gider olarak kaydedildiği, HMK. 221. maddesi gereği (—-) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (Yargıtay —–, davalının tabi olduğu sistem nedeniyle —–formu vermesinin zorunlu olmadığı, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay ——Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, ancak davacı tarafça delil olarak dayanılan ticari defterlerinde bahse konu borcun ödendiğinin sabit olduğu, davacı tarafça ileri sürülen belli bir miktarın üzerindeki tutarda ödemenin —- aracılığıyla yapılması iddiasının dinlenemeyeceği zira bu konuyu düzenleyen tebliğin bahse konu fatura tanzim tarihinden sonrasına ait olduğu, kaldı ki bu kurala uyulmamasının cezai yaptırımı olacağı, ödemenin yapılmadığı veya kabul edilmediği anlamına gelmeyeceği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan karar harcı 59,30 TL’nin başlangıçta yatırılan 1.197,13 TL’den mahsubu ile 1.137,83 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa idesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan—- uyarınca hesaplanan 13.366,40 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstanbul Anadolu —- esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.