Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1521 E. 2020/832 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1521 Esas
KARAR NO : 2020/832

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin mühendislik işleri yaptığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete sunulan ———— numaralı —-. tutarlı faturaların tanzim edildiği, davacı şirket tarafından 31.12.2017 itibariyle alacak/borç bakiyesinin davalıya gönderildiği, davalının 03.01.2018 tarihli belgeyle alacak/borç bakiyesinde mutabık olduğunu teyit ettiği, ancak davalı şirketçe ödeme yapılmamış olduğundan ——. alacağın tahsili için İstanbul Anadolu————.icra dosyası ile takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu beyan edilerek, davalının İstanbul Anadolu ———icra dosyasına vaki itirazının iptaline, icra takibinin takipteki şartlarla devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Taraflar arasında———— muayene/kabul raporu, — oluşan ödeme evrakının tam ve hatasız ———- bölümüne intikalinden itibaren fatura bedelinin — içerisinde ödenmiş olacağının yazılı olduğu, davacı tarafından faturaya ek olarak bu belgelerin sunulmamış olduğundan ödeme sürecinin başlamadığı, davacı tarafından dava dosyasına sözleşmenin sunulmamış olmasının sebebinin sözleşmede yer alan —- maddeleri gereği gibi yerine getirmemiş olduğu, bu sebeple davacının alacağını sadece bir fatura alacağı gibi gösterme niyetinde olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4.2.2.maddesi gereğince davacının sözleşme kapsamındaki uygulamaları tamamlamadığından 15.000,00 TL. + KDV’nin %20’si kadar tutarı teminat olarak tutmakta olduğu, davacının sözleşme gereğince sözleşmeye ait her türlü ———–diğer her tür giderleri ödemek zorunda olduğu, davacının — yapmadığı sürece davalı şirketin bu giderleri kendi yaparak davacının alacağından mahsup etme hakkına sahip olduğu, bu sebeple davacının bu giderleri yaptığını ispat etmesi gerektiği, aksi takdirde alacağından mahsup edilmesi gerektiği, davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan cari hesap mutabakatının altında yer alan imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı, kime ait olduğunun tespit edilemediği beyan edilerek, davanın reddine, haksız icra inkar tazminatı talebinin reddine, %20’den az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; tacirler arasındaki hizmet alımından kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu —- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: davacının davalıya aradaki ticari ilişkiden kaynaklı hizmet ifasında bulunup bulunmadığı, bulunduysa davalının karşı edimini ifa edip etmediği, bu itibarla İstanbul Anadolu — esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu —- esas sayılı takip dosyası içeriğine göre;26/11/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ———- olduğu; takibin hizmet sözleşmesi ve faturaya dayanan hak ediş alacağına ilişkin olduğu; 16.000,00 TL asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; borçlu tarafından 04/12/2018 tarihinde borca itiraz edildiği; 04/12/2018 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi rapor içeriğine göre; “Davacı ve davalının tacir oldukları, alacağın dayanağı taraflar arasındaki ———- başlıklı sözleme kapsamında vermiş olduğu — ilişkin olduğu, icra takibine konu edilen faturaların—— hakkedişler olduğu, hakkedişlerin davalı şirket tarafından onaylandığı, faturaların onaylanan hakkedişlere istinaden düzenlendiği, davacının yukarıdaki usulüne uygun olarak yasal süreler içinde e-beratlarını oluşturduğu ve tuttuğu ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan— itibariyle — hesap alacağı bulunduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
—— ve sözleşme —-bilirkişiler tarafından hazırlanan———- Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin TBK 470. Madde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, davalının davacı tarafından verilen malların ayıplı olduğu yönündeki iddiasını ispata yarayan delilleri sunmadığı, hangi iş kaleminin gizli ayıplı olduğu ve hangi işin eksik -kusurlu yapıldığının açıkça belirtilmediğinden dosya kapsamından kusurun var olup olmadığının tespit edilemediğini, takip konusu hakediş—- davalı tarafça imzalandığı, onaylandığından davacının eser meydana getirme borcunu ifa ettiği ve fatura bedellerine eser bedeli olarak hak kazandığının kabul edilebileceğinin bildirilmiştir.
Davacı, davalıya hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle16.000,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin incelemeye ibraz edilmediği, taraflar arasında —— danışmanlığı sözleşmesinin bulunduğu, davalı tarafça sözleşmenin ——- altında faturanın, muayene/kabul raporu, vs.den oluşan ödeme evrakının tam ———- intikalinden itibaren fatura bedelinin — ödenmiş olacağının yazılı olduğu, davacı tarafından faturaya ek olarak bu belgelerin sunulmamış olduğundan ödeme sürecinin başlamadığı belirtilmiş ise de bu yönde dosyaya sunulan iddiasını ispata yarar belge bilgi sunulmadığı, takip konusu fatura içeriği hakedişlerin davalı tarafça onaylandığı, bu haliyle davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğinin kabulünün gerektiği bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklanan 16.000,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ; İstanbul Anadolu —İcra müdürlüğünün —– takip sayılı icra dosyasına davalının yaptığı itirazın İPTALİNE; takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.092,96 TL’den peşin olarak yatırılan 193,24 TL’nin mahsubu ile 899,72 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 193,24 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 106,50 TL tebligat-müzekkere gideri, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.547,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan — hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.