Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/151 E. 2022/244 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/151 Esas
KARAR NO: 2022/244
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/02/2018
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili —- yolcu olarak ——- oturduğunu, söz konusu —— araca arkadan —– biçimde çarptığını, öyle ki çarpma neticesinde müvekkilinin oturduğu—-, şoförün bulunduğu alana —- çarptığını, hastanede tedavi gördüğünü, müvekkili aracın —- çarpması neticesinde sürünerek ön konsola çarptığından yüzünün alın,—- kısımlarında yırtık ve yaralanmalar meydana geldiğini ve kazanın üzerinden — ay geçmiş olmasına rağmen yüzünde halen bu kazaya ilişkin izler bulunduğunu, kaza neticesinde—- numaralı dosyası ile davalılardan —- soruşturma başlatıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla trafik kazasında kalıcı bedeni zarara uğrayan ve iş gücü kaybı ile beden gücü kaybına uğrayan—- 6100 sayılı yasanın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre; öncelikle kazaya karışan— plakalı araç ve ticari plaka kaydına devir ve temlikin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına,—— iş gücü ve beden gücü kaybı tazminatı olarak sürücü ve işteten/araç sahibi yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olarak davalılara ödetilmesine, sigorta şirketi yönünden, maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle, sorumluluk sınırlarına göre yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, müvekkil için—- manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte sürücü ve işleten/araç sahibinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —–cevap dilekçesinde özetle, müvekkili sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusu bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirket temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına sebebiyet vermediğini, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davanın reddi talebi asıl olmakla, maluliyet tazminatı hesaplamasında esas alınacak unsurların, genel şartlarda açıkça belirlenmiş olup, yapılacak hesaplamada genel şart hükümlerinin esas alınması gerektiğini, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun —- tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, KTK 97. madde gereği yerine getirilmesi icap eden sigorta kuruluşuna başvuru şartının davacı tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle, HMK 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazların kabul görmemesi halinde ise esasa ilişkin itirazlar dikkate alınarak davanın esastan reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durumları tespit ettirilmiş, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—tarihli raporuna göre; “Mevcut belgelere göre — tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle —- maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından;
1- Kişinin tüm vücut engellilik oranının—- olduğu,
2- İyileşme süresinin—-haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur. ” yönünde görüş bildirilmiştir.
—tarihli raporuna göre
“1- Mevcut belgelere göre—— kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı,
2- İyileşme süresinin —haftaya kadar uzayabileceği .” yönünde görüş bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan — tarihli raporda özetle; davacı— nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının —olduğu, temerrüt başlangıcının — dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden —kaza tarihi ve faiz nev’inin avans faiz olduğu bildirilmiştir.
Davaya konu tazminat dayanağı trafik kazası sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağı ve—-dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre davacının kazada kusursuz, davalı sürücü —- tam kusurlu, diğer araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Davalı —tarafından bila tarihli dilekçe ile davacı taraf ile sulh olduklarının bildirildiği ve ekinde dekont, ibraname sunulduğu, davacı vekilinin —-tarihli duruşmada da sulh beyanını sunduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin beyanları içeriğine göre; maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi —- özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.—– gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde — ölçülere göre uygun —- biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. —-
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde manevi tazminatın takdirinde esas olacak sosyal ekonomik durum araştırmasına ilişkin kolluk raporu, kusur ve maluliyete ilişkin rapor ve tedavi evrakları bulunmaktadır. Davacının kaza nedeniyle duymuş olduğu acı ve elemin belirlenmesine dair anılan hususlar dışında delil bulunmayışı, maluliyet oranı, tarafların kusur oranı, kazanın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, davacının araçta yolcu oluşu, tarafların gelir durumu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tespitler uyarınca manevi tazminat miktarı tam ve bağımsız vicdani kanaat ile takdir edilmiş, davacının yaralanmasına sebebiyet veren kazada kusurlu bulunan araç sürücüsü ve malikinin KTK m:85 ve TBK m: 49 hükümlerine göre sorumlulukları bulunduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminata ilişkin davası hakkında konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminata ilişkin davasının KISMEN KABULÜ İLE; — tazminatın kaza tarihi — itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya dair talebin REDDİNE,
3-Karar harcı 683,10 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 71,73 TL harcın mahsubu ile 611,37 TL bakiye harcın davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça sarfedilen 41,11 TL ilk dava masrafı 624,13 TL tebligat müzekkere gideri, 900,00 TL bilirkişi gideri, 1.757,00 TL —— gideri, 71,73 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.393,97 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%50 kabul) 1.696,99 TL’sinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılardan —- kendisini vekle temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile anılan davalı tarafa ödenmesine,
8-Maddi tazminat talebi açısından taraflar lehine/aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022