Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1509 E. 2020/260 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1509 Esas
KARAR NO: 2020/260
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 11/12/2018
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; dava konusu ——– plakalı aracın ——–tarihinde davalıdan ——– bedelle davalının övgülerine itibar edilerek satın alındığını, davalıdan satın alınan aracın —– Noterliği ———– yevmiye numaralı ———–ile davacı tarafından dava dışı———- satıldığını, alıcının aracı hasarlı olduğundan bahisle davacıya iade ettiğini, —- kaydında aracın ön kapısının davacıya satış tarihinden önce değiştiğinin anlaşıldığını, aracın bu hali bilinse idi aracın davacı tarafından satın alınmayacağını, aracın gerçek değeri ile satış bedeli arasında açık orantısızlık bulunduğunu, davalının satış sırasında ayıbı gizlediğini ve aldatma sonucu aracın satın alındığını, davalı aleyhine———– İcra Müdürlüğü ——— Esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirtmiş, hasarlı araç satışı nedeniyle davacının zararının tespiti neticesinde ——— alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, alıcı davacının ayıptan sorumluluğa dayanabilmesi için gerekli olan gözden geçirme ———– yerine getirmediğini, buradan satılanın kabul edildiği sonucunun çıktığını, ayıp ihbar süresinin dava konusu uyuşmazlıkta dolduğunu, davalının davacıyı yanıltmaya yönelik beyanlarının bulunmadığını, daha sonra yapılan satışlar nedeniyle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, satış sözleşmesine konu araçtaki ayıptan kaynaklı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; satış sözleşmesine konu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise nasıl ve ne kadar ayıp bulunduğu, davacının aracın teslimi sırasında aracın ayıplı olup olmadığını bilip bilmediği, basit bir gözden geçirme ile anlayıp anlayamayacağı, var ise ayıbın gizli ayıp teşkil edip etmediği ile davacının usulüne uygun ve süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, bu itibarla davalının sorumlu olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——— tarafından düzenlenen—– tarihli raporda; dava konusu ———- plakalı aracın ——— tarihinde meydana gelen kaza dolayısıyla ön kapısında hasar oluştuğu, ayıbın mutat bir gözden geçirme ve muayene ile anlaşılabilecek nitelikte olduğu, araçtaki hasar kalemlerinin şekli ve niteliği, değişen parça sayısı, işçilik kalemlerinin niteliği ile dava konusu araçta ——– değer kaybı meydana geldiği mütalaa edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun satış sözleşmesine dair hükümlerinin esasen tacirler arasında yapılan satış sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/1). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23/I hükmü de uygulanacaktır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinde; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirilerek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü bulunduğu, diğer durumlarda TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanacağı” hükme bağlanmıştır.
Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. ” düzenlemesi uyarınca ortaya çıkan ayıbın davacılara hemen bildirilmesi gerekir. Ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ispat yükü davacı alıcı üzerindedir.
Hemen bildirme, şüphesiz ki ayıbın anlaşıldığı anda hiç vakit kaybetmeksizin satıcıyı haberdar etme gerekliliği anlamına gelmemektedir. Buradaki bildirim süresi mutlak bir şekilde kanunda belirlenmediğinden, her bir somut olayda, dürüstlük kuralına göre belirlenir. Öğretide, “hemen” ifadesinden her ne kadar daima aynı günü anlamak gerekmese de altı gün ya da daha uzun bir gecikmenin hiçbir şekilde caiz olmadığı ifade edilmektedir————
Somut olayda; davacı, davaya konu aracı davalı taraftan ikinci el olarak satın almıştır. Aracı mevcut hali ile inceleyip teslim aldığı, bununla birlikte davalının ayrıca garanti taahhüdünde bulunmadığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak——- tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını,—- kayıtlarını inceleme ve ——– atarak bilgi edinme yükümlülüğü bulunmamaktadır ———– Ancak, satım anında davacı, aracı muayene ve varsa mevcut ayıplarını tespit ile yükümlüdür. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dava konusu ———- plakalı araçtaki hasar durumunun mutat bir gözden geçirme ile tespit edilebilecek durumda olduğu mütalaa edilmiştir. Bu itibarla, TTK 23/1-c maddesi gereği, davacı alıcının aracı satın aldığı tarih olan ——— tarihinden itibaren 8 gün içinde satıcıya ayıbı ihbarda bulunması gerekmektedir. Esasen araçtaki hasarın açık ayıp veyahut gizli ayıp olması somut olayda sonuca etkili değildir. Zira davacı alıcı, ayıptan aracın kendisine iade edildiği ———– tarihinde haberdar olmuş olsa dahi ayıbı, TBK 223/2 gereği hemen davalı satıcıya ihbar ettiğini ispat edebilmiş değildir. Taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde yapılmadığı, dosya kapsamı itibariyle satıcının TBK’nun 225. maddesinde düzenlenen ağır kusurundan veyahut hilesinden bahsedilemeyeceği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 30,99 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020