Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1499 E. 2021/402 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/372 Esas
KARAR NO : 2021/535

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; davacı —— arasında —– sözleşmesi yapıldığını; akabinde iş veren firmanın teknik bir iş olmasından sebeple yan iş niteliğindeki —-davacının hesabına davalı—— olarak anlaştığını; asıl iş veren —— konu borcun bir kısmını fatura tarihinden önce avans olarak bir kısmını da fatura tarihinden olmak sureti ile — olmak üzere toplam 24.000,00 TL yi davacı namı hesabına şirket ortağı ve müdürü —- banka hesabına ödeme yaptığını; faturalardan kaynaklı bakiyenin ise asıl işveren —- davalı firma arasındaki cari hesaptan davacının namı hesabına mahsup edilerek ödendiğini; ancak, davalı firmanın önce — tarihinde Ankara —— ilamsız icra takibi yaptığını; davacının borca ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine açıkca itiraz ettiğini; ardından davalının Kadıköy— sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız icra takibi yaptığını ve icra takibinin davacının yokluğunda kesinleştiğini; davacı tarafından davalıya takip tarihinden önce ödeme yapıldığını; bu nedenlerle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının haksız ve kötüniyetli takip yapmış olması nedeni ile ödenen 24.000,00 TL nin %40 üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davacının,——- olarak almış olduğu işin alt yüklenicisi olarak iç ve dış cephe uygulamalarını yaptığını; davalının yapmış olduğu işler karşılığı olmak üzere — numaralı faturayı düzenleyerek davacıya teslim ettiğini; davacının bunun faturanın ———- kısmını ödemediğini; bunun üzerine borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini; açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Uyuşmazlık hakkında, Mahkememizin—— sayılı kararıyla, “——— faturasını —— yevmiye defterine kayıt edildiği, bu hesaptan toplam, 24.000,00 TL havaleleri cari hesaptan tenzil ederek 6.986,80 TL alacak bakiyesinin —- devrettiğinin saptandığı; ancak, dava dışı— 10.000,00 TL olmak üzere toplam, 24.000,00 TL yi davacı namı hesabına davalı şirket ortağı—- banka hesabına ödeme yapıldığına yönelik iddiasının; dava dışı şirket tarafından davalı şirket müdürünün şahsi hesabına dekont — açıklamasını — havaleler ile gönderilen toplam 24.000,00 TL ödemenin davalı şirketin hesabına yapılmadığı, bu haliyle dava dışı 3.kişi tarafından banka havalesi yoluyla yapılan ödemenin dava dışı şirketin, davalı şirketin müdürü—— amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut bulunduğu, bu yasal karinenin tersini ileri süren davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü bulunduğu, davada davacının açıkça yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenlerle, bu ödemenin davalı alacağından indirilmesinin yerinde bulunmadığı görülmekle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın sübut bulmadığından ” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu mahkememiz kararının temyizi üzerine Yargıtay — sayılı kararıyla, davacı vekili dava dilekçesine ekli delil listesinin 11. maddesinde açıkça yemin deliline dayandığından mahkemece davacının ispat edemediği iddialarıyla ilgili davalıya, usulüne uygun yemin yaptırılarak sonucuna göre bir karar vermesi gerektiği belirtilerek mahkememiz kararının bozmuştur.
Nihayetinde, bozma ilamına uyularak usulüne uygun yemin yaptırılması için, İzmir —Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Bu kapsamda yapılan incelemede;
Davalı şirket yetkilisi —-tarihli yeminli beyanında : Bana gönderilen tebligat adresinin — geçmemiştir, benim hesabıma 24.000 TL’lik bir ödeme yapılmıştır ancak bu ödeme bizim şirketimizin takip konusu ettiğimiz alacağına mahsuben yapılmış bir ödeme değildir. Aslında bizim alacağımız daha fazladır ancak davacı taraf fatura ve evrak almamak için devamlı iş yerinde bulunmuyordu, bulunduğu zaman mazeret üretiyordu bu nedenle kendilerine ancak verebildiğimiz fatura kadar icra takibi yaptık. —- ile ilgili— okulun işini yaptık. —- güçlendirme işinin —— hatırlamadığım üç tane taşeron bu işi yaptı, benim sahibi olduğum —– şirketi de bu —– yaptığımız bu işlerin tüm ödemeleri — tarafından yapılıyordu, kendi aralarında öyle karar almışlar biz de sonradan öğrendik,— düzenlenmemiş yine bizim yaptığımız diğer işlere ilişkin yapılmış bir ödemedir, 24.000 TL lik ödeme takip konusu ettiğimiz—-borcuna mahsuben yapılan bir ödeme değildir. Bizim takip konusu ettiğimiz alacağımız faturaya ilişkindir. 24.000 TL lik ödeme takip konusu ettiğimiz alacağımıza ilişkin yapılmış bir ödeme değildir .” şeklinde beyanda bulunduğu,
Davalı şirket yetkilisinin beyanlarından anlaşıldığı üzere, davacı tarafından hesabına gönderilen 24.000 TL’nin şahsi bir borç için ödenmediği, ödemenin davalı şirket için yapıldığı, lakin takip konusu bir borç dışında bir borç için ödeme yapıldığını beyan ettiği, davalı şirket yetkilisi bu beyanıyla artık ispat yükünü üzerine aldığı, ödemenin başkaca bir iş için yapıldığını ispatlaması gerektiği, davalı şirketçe bu yönde bir delil getirilemediği anlaşılmakla, davacının dava dışı şirket yetkilisine yaptığı 24.000 TL’lik ödemeyi, davalı şirket adına yaptığı kabul edilmekle,
Davacının davalı şirkete Kadıköy —–sayılı dosyasındaki takip borcunun 24.000 TL’si yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kötüniyet Tazminatı Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Takip haksız artı kötüniyetli yapılmışsa, borçlunun talebi üzerine alacağın % 20 sinden az olmamak üzere davalıyı tazminata hükmedilir. Borçlu/davacı takip nedeniyle uğradığı zararının % 20 ‘den daha fazla olduğunu iddia ediyorsa, bu iddiasını ispatlamaldır. —— açılan davalarda ( İİK madde 72/4 teki değişiklikten önceki) tazminat miktarı % 40 dır.
Bu tazminatın kısaca şartları; Borçlu hakkında yapılmış bir icra takibi olmalıdır. Alacaklının yaptığı takip, borçlunun başvurusu üzerine İcra Mahkemesince ” iptal edilmemiş” ya da ” durdurulmamış ” olması gerekir( Yargıtay —-. Alacak likit olmalıdır. Takip, hem haksız hem kötüniyetli yapılmış olmalıdır.
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, davacıca yapılan takip haksız ise de, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Kadıköy ——yapılan takipte borçlu/davalının 24.000,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.639,44 TL karar ve ilam harcından 356,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.283,04 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——– vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 377,55 TL harç ile bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.774,95 TL TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtaya temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar okunup usulen anlatıldı.