Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/147 E. 2021/983 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/147 Esas
KARAR NO: 2021/983
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/02/2018
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, —- iştigal ettiğini, davalı/borçlu şirketin, müvekkil şirketten — — aldığını ve tüm ürünlerin eksiksiz olarak kendisine teslim edildiğini, bu alım satıma ilişkin fatura ve sevk irsaliyesinin sunulduğunu, davalının faturaya ilişkin— kısmi ödeme yaptığını, ancak bakiye — ödemediğini, bakiye kısım için davalı aleyhine —-sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borca itiraz ettiğinden icra takibinin durduğunu, icra takibinin devamı için bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, borcun kaynağı fatura olduğundan borçlu şirket tarafından bilindiğini, müvekkil şirketin alacağının likit olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı tarafça usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zabtı tebliğine rağmen davaya cevap verilmemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
—- dosyası celp edilip incelenmiş, buna göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı— —-tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, borçlu tarafından verilen — havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği;— takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporu içeriğine göre; Dava konusu faturanın —aynı tarihli, —- düzenlendiği ve —tarafından teslim alındığına dair imzanın olduğu, faturanın kısmen ödenmiş olması nedeniyle bu hususta çekişme olmadığını, davalı — beyanında, —-adet davaya konu fatura ile ilgili beyanda bulunduğunu, bu yönü ile de faturanın kayıtlarında mevcut olduğunu ayrıca resmi belgeden anlaşıldığını, davacı — tarafından, —- beyanda bulunduğunu, bu yönü ile fatura tanzimi ve muhasebe kayıtlarına alınması yönünden taraflar arasında tutarlılık olduğunu, kısmi ödenme nedeni raporun ilerleyen döneminde tespit edileceğini, davacının—- asıl alacak, işleyecek —- avans faizi ile birlikte tahsili için icra takibi yaptığını, davalının —- tarihinde icra takibine itirazda bulunduğunu, davalının işbu davayı yasal süresinde açtığını,
a)Davacı, ——-yasal defterler usulüne uygun düzenlendiğini,
b) Yasal defterlere işlenen dava konusu fatura, ——- yılı sonuna kadar, davalı şirketten alacaklı olarak kayıt devam etmekte iken, —- şüpheli alacaklar hesabına borç kayıt edilmek suretiyle, davalıdan —- alacaklı olduğu ve devir ederek geldiği saptandığını,
c)Davalı, Şirketin, Yasal defter ibraz etmemiş olması, işbu raporun sonucunu değiştirmeyeceğini, yasal defter kayıtlarına almış olduğu, davaya konu fatura tutarına —–beyan ettiğini, tüm delillerin takdir ve değerlendirilmesi mahkemeye ait olmak üzere rapor içerisinde açıklandığı gibi, davacı,—- teslimatı yapılan fatura bedelinden bakiye asıl alacağının mevcut olduğunu, takip tarihinden itibaren işleyecek Avans faizinin uygulanabileceğini, icra inkar tazminatının takdiri mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —- geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —- aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği —- resen dosyaya kazandırılması gerektiği, davalının —- göre takibe konu faturanın davalı tarafından— bildirildiği, bu halde davalının—- aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —- halinde alacaklının —-HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği, davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği, davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğunun sabit olduğu, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile ; —- takip sayılı icra dosyasına davalının yaptığı itirazın iptaline; takibin aynı koşullarla aynen devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 819,72 TL’den peşin olarak yatırılan 144,93 TL’nin mahsubu ile 674,79 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 144,93 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ilk dava masrafı, 195,20 TL tebligat-müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.031,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Karar kesinleştiğinde —- sayılı icra dosyasının iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,—-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2021