Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1437 E. 2023/398 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/1437 Esas
KARAR NO: 2023/398
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 29/11/2018
KARAR TARİHİ:10/05/2023

—- maddesine göre — adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —–Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:Davacı vekili; dava dilekçesinde, Müvekkili şirket nezdinde ——– sigortalı bulunan ——— alınan ——-değerlere sahip olması neticesinde hasara uğrdaığını, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda teknede meydana gelen zarar miktarının tespit edildiğini ve hasar sebebiyle ———- hasar tazminatı ödendiğini, hasar ödemesi ile müvekkilinin sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zararına sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü haklarının müvekkiline intikal ettiğini, ayrıca 3. Şahıslara karşı dava ve talep hakkı müvekkili şirkete temlik edilmiş olduğunu, davalılar ———– sağlayıcısı olarak söz konusu zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarını, davalıların ———dosyasına yaptığı itiraz neticesinde icra takibi durduğundan işbu davanın açıldığını belirterek, davalıların takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazlarının iptaline ve icranın devamına karar verilmesini talep etmiştir.

ll. SAVUNMA:Davalı ——–cevap dilekçesinde, Usule ilişkin olarak, yakıtın müvekkili şirketten satın alındığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığını, bu nedenle pasif husumet itirazları bulunduğunu; esasa ilişkin olarak, dava konusu hasarın yakıt kaynaklı olduğu iddiasının ispatlanamadığını, dava dilekçesinde olayın meydana geliş şekli veya süreç ile ilgili de tek bir açıklama dahi yapılmadığını, müvekkil şirketin yakıt tanklarından numune alınmadığını ve inceleme yapılmadığını, marina içerisine mühürlü olarak gelen yakıtların müvekkilinin tanklarına boşaltıldığını, yakıyın kalitesinin çok yüksek standartlara sahip olduğunu, satış yapılan yakıtın depolandığı tankların yetkili servis tarafından ——–edildiğini ve gerekli bakımlarının yapıldığını, davacının yakıtı aldığıu tarih dava dilekçesinde belirtilmediği için, kendilerince bilinmediğini, ——da iki binden fazla teknenin müvekkilinden yakıt aldığını ve herhangi bir tekneden en ufak bir şikayetin gelmediğini, dava açılmadığını, bu tür norm dışı yakıt iddiasının bulunduğu durumlarda, öncelikle yakıt istasyonundaki tanklardan numune alınıp bilirkişi incelemesinden geçirilmesi gerektiğini, ancak davacının buy ola başvurmadığını, bu sebeple yakıtın norm dışı olduğunun ispatlanamadığını, motorin analiz raporlarının hükme esas alınabilir nitelikte olmadığını, kaptan raporuna göre hasarın —- tarihinde meydana geldiğini, —- tarafından verilmiş olan rapor içerisinde, numunenin hasar tarihinden 5 gün sonra alındığı,——– tarafından verilen raporda ise 16 gün sonra alındığının belirtildiğini, bu süre zarfında davacı tarafından lehine delil oluşturmak amacıyla tekne deposuna yabancı madde atılması ve yakıt kalitesinin bozulmasının mümkün olduğunu, bu tarz olaylarda yakıt istasyonundaki tanıklardan numune alınmasının çok büyük önem arz ettiğini, tekne hasarı ekspertiz raporunun hükme esas alınabilir. nitelikte bulunmadığını, rapor içerisinde yapılan ekspertiz çalışmalarının ne olduğunun belirtilmediğini veya hasar ile ilgili olarak neden sonuç ilişkisi kurulmadığını, sadece hangi parçaların hasar gördüğünün belirtildiğini ve herhangi bir dayanak ileri sürülmeden hasarın nedeninin hatalı yakıt olarak belirtildiğini, raporun kimin tarafından kalemne alındığının belirtilmediğini ve raporda imza bulunmadığını, bu sebeple raporu kaleme alan kişinin, bu raporu düzenleyebilecek donanıma ve bilgiye sahip olup olmadığının bilinmediğini, davacının delil tespiti yoluna başvurmadığını, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——Vekili cevap dilekçesinde, Müvekkilinin davacının sigortalısına yakıt satmadığını, hizmet vermediğini, müvekkilinin——- Maddesinde belirlenen dağıtım faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkilinin diğer dağıtıcı şirketler gibi, ülke genelinde faaliyet gösteren akaryakıt istasyonu işleticileri ile tek elden satış sözleşmesi niteliğindeki ——- akdederek, bayilerine akaryakıt dağıtımı yaptığını, bu. ilişkinin sadece bir alım/satım ilişkisi olduğunu, davacının sigortalısının müvekkili şirketten yakıt ve/veya hizmet satin almadığını, davacının, müvekkilinin şubvesi veya ticari vekili veya temsilcisi, komisyoncusu, acentesi olmayan diğer davalıdan yakıt satın aldığını, hizmet ayıbı iddiasından doğan zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, diğer davalı bayi’nin sattığı akaryakıtta ayıp bulunmadığını, numunelerin alınması gereken yerden ve usulüne uygun alınmadığını, numunelerin teknenin deposundan alındığını, davacının sigortalısının başka satıcılardan aldığı yakıttan veya teknenin veya deposunun bakımlarının yaptırılmamasından, kaynaklanan hasarların sözkonusu olduğunu, yakıt alındığı iddia edilen tarihte bayinin—– yakıt ikmal ettiğini,davacının sigortalısının dışında hiçbir ayıp iddiasının ileri sürülmediğini, istasyon tanklarından numune alınıp analiz edilmesi gerektiğini, eksper raporunda, yakıtın norm dışı değerler taşıdığı belirtilmesine rağmen, dayanak olarak aldığı —– tespit edildiğini, akaryakıt sektöründe numuen alma işleminin —–yapıldığını, iddia edilen hasarların akaryakıtın niteliğinden kaynaklanmasının mümkün olmadığı gibi, talep edilen tazminat tutarının da fashiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketi nezdinde tekne sigorta poliçesi ile sigortalı teknenin yangın sebebiyle hasarlanması üzerine dava dışı sigortalı tekne malikine ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Bu durumda, sigorta hukuku TTK’nın 6. Kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, TTK’da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle, eldeki dava mutlak ticari davadır.
6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesiyle, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği hükme bağlanmıştır. —– tarafından, bu tür davalara bakmak üzere,——- görevlendirilmiş olup bu mahkeme ile ——- sınırları içindeki diğer Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Mahkemenin görevli olması HMK’nın 114/1.c maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanun’un 115/1. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden gözetir. Hal böyle olunca, işbu uyuşmazlığa konu sigortalı teknenin, TTK’nın 931. maddesindeki tanıma uygun bir gemi niteliğinde olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın deniz sigortasına ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği sonucuna varılmıştır. —–
Bu açıklamalara göre, —– sigortasından kaynaklanan iş bu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin —- Ticaret Mahkemesi olduğundan, mahkememizce görevsizlik kararı verilmiştir.

IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK’nun 5/3. ve HMK’nun 114/1-c, 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——- gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——–Adliye Mahkemesinden istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.10/05/2023