Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1418 E. 2020/396 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/1418 Esas
KARAR NO : 2020/396

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı ile davalı borçlunun belirlenen malzemelerin satışı konusunda anlaştığını, anlaşma gereği davalının seçtiği makine ve malzemelerin teslim edildiğini, buna ilişkin olarak —– tarih ve 13.500 TL tutarlı e-faturanın düzenlendiğini, söz konusu faturaya rağmen davalının borcunu ödemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesi —– sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcu ödememek adına haksız ve kötüniyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirtmiş davalının İstanbul Anadolu —– İcra Dairesi—– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine İİK. m. 67/2 gereği alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde davalının tüm borcu ifa ettiğini, davacının yerine getirdiği tüm mal ve hizmet tesliminin karşılığının ödendiğini, karşılığı ödenmemiş herhangi bir mal ve hizmet teslimi bulunmadığını, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olarak başlatıldığını, ödeme emrindeki faizin hukuka aykırı olduğunu, davalının temerrrüde düşmediğini, alacağın likit ve muayyen olmadığını belirtmiş, davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı cari hesap borcu için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: davacı ile davalı arasında ticari ilişki gereği davacının davalıya teslim ettiği mal ve hizmetler karşılığının davacı tarafından ifa edilip edilmediği, davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı bu itibarla İstanbul Anadolu ——- İcra Dairesi—–sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının——olduğu; 14.430,39 TL asıl alacağın ferileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan takip olduğu; —- ödeme emrinin borçluya 07/11/2018 tarihinde tebliği edildiği; borçlu vekilince verilen 07/11/2018 havale tarihli borca, faiz oranına ve işlemiş faize yönelik itiraz üzerine 09/11/2018 tarihinde İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına, karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
İstanbul—– gelen —- tarihli yazı cevabına göre; dava konusu 21/06/2018 tarihli KDV dahil toplam 13.500,00 TL tutarlı faturanın, davalı şirketçe KDV indiriminde kullanılmış olduğu bildirilmiş, —- dönemine ait BA formu dosya içerisine alınmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——tarafından düzenlenen —- tarihli rapora göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davacının ticari defterlerinde dava konusu faturanın yer aldığı, faturanın bedelinin ödenmediği, davacının ticari defterlerinde davacı şirketin davalıdan 13.500 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defterlerinde dava konusu faturanın yer aldığı, —- tutarlı faturanın bedelinin ödenmediği, taraf ticari defter ve kayıtlarının uyumlu olduğu, her iki tarafın ticari defterlerinde davacının davalıdan alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay —-. HD.——————)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Mahkememizin 10/03/2020 tarihli oturumunda davacı vekilince takibin takip tutarı üzerinden devam edilmesi ve işlemiş faize de hükmedilmesi talep edilmiştir. Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir (Yargıtay —- HD. —– Karar). Dosya içeriğine göre davalının temerrüte düşürülmediği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine ve ———— yazı cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı, teslim edilen mal ve hizmetin bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 13.500,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibariyle 13.500,00 TL borcu bulunduğu, dava konusu faturaların davalı ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği (Yargıtay —. HD. —————-.), davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay ———- HD’nin ———–Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —.HD’nin—- tarih ve —- Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, takibe konu faturaların ödendiği savunmasında bulunan davalının ispat külfetini üzerine aldığı (Yarg. ——. HD. ———–.), davalının takibe konu fatura bedellerini ödediğini yazılı şekilde kanıtlamakla yükümlü olduğu, davalının ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan 13.500,00 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasında yapılan itirazın 13.500,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan 13.500,00 TL %20 sine tekabül eden 2.700,00 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 922,19 TL harçtan peşin alınan 246,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 675,75TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——————- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ———————- uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 930,39 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 246,44 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 287,54 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %6,45 ve kabul %93,55 oranına göre hesaplanan 855,51 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereği karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 114,50 TL
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
TOPLAM : 914,50 TL X %93,55=855,51 TL