Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1398 E. 2021/865 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1398 Esas
KARAR NO : 2021/865

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ :14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı—- dava dışı —–. arasında genel —-ve teminat sözleşmesi imzalandığını, davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, asıl borçlu şirkete ticari kredi ve cari kredi kullandırıldığını, asıl borçlu şirket adına kayıtlı araç üzerine rehin şerhi işlendiğini, borçlular tarafından sözleşmede belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, borçlulara —–ihtarnamesinin gönderildiğini, borçları ödemeyen davalılara ——sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yolu ile ilamsız takibe, asıl borçluya karşı —— sayılı dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, davalıların takibe itiraz ettiğini, asıl borçlu aleyhine başlatılan taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte banka lehine rehinli aracın satışının gerçekleştirildiğini belirtmiş, davalı tarafından —– Esas sayılı dosyasında yapılan itirazının iptaline, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalılara tebliğ edildiği, davalıların süresinde cevap dilekçesi vermediği görüldü. Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalılar, Hmk. 128. maddesi gereği ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiştir.
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olan davalıların sözleşmeden kaynaklı sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacı bankanın bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, kredi hesabının usulüne uygun kat edilip edilmediği, bu itibarla takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
——sayılı takip dosyası içeriğine göre; 12/10/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı—–, borçlusunun davalı ——-. olduğu, takibin kredi sözleşmesine dayalı —- birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu,—- borçlulara tebliğ edildiği, borçlularca — havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür. İtirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– yevmiye numaralı ihtarname ile tebligat parçalarının mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen —- ek rapora göre; davacı— alacağının 74.325,07 TL olduğu, bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan toplam 78.687,58 TL alacaklı olduğu, tahsilat yapılan takip dosyasındaki tutar düşüldüğünde bankanın davalılardan 36.526,48 TL alacaklı olduğu, asıl alacak tutarına yıllık %23,40 oranında temerrüt faizi hesaplanması gerektiği tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, rapor hükme esas alınmıştır.
TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Asıl —– güçsüzlüğü içinde olduğunun sabit olduğu,——-davalıların sözleşmedeki —- çıkarıldığı, ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği, verilen süre içerisinde borcun ödenmediği, bu itibarla davalı kefile başvuru şartlarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki —yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre; dava dışı şirket ile davacı——– genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalıların müteselsil kefil olarak sorumluluk altına girdiği, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin asıl borçlu tarafından ödenmediği, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile toplam 36.526,48 TL olarak tespit edildiği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
——– sayılı takip dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın 36.526,48 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %23,40 oranında faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan 36.526,48 TL’nin %20’sine tekabül eden 7.305,30 TL icra inkar tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.495,12 TL harçtan peşin alınan 250,63 TL harcın mahsubuna, bakiye 2.244,49 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—–davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.478,97 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 250,63 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 291,73 TL ile davanın red %5 ve kabul %95 oranına göre hesaplanan 1.318,98 TL’ yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
İlişkin, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.