Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1387 E. 2020/349 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1387 Esas
KARAR NO: 2020/349
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 19/11/2018
KARAR TARİHİ: 10/07/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ———- plakalı aracın davacı tarafından —— sigortalandığını, — tarihinde —— sıralarında sürücü —— sevk ve idaresindeki —— plakalı araç ile sürücü —- sevk ve idaresindeki davacıya sigortalı —– plakalı aracın çarpıştığını, çarpışmanın etkisi ile araçların yol kenarındaki boş araziye savrulması neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; meydana gelen kazada davacının sigortalısı araç sürücüsünün —- karşı araç sürücüsünün —- olduğunu; meydana gelen hasar nedeniyle davacı sigortalısına —- tarihinde —- hasar bedeli ödendiğini; —— plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %75 kusurlu bulunduğunu belirtmiş, davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen —— hasar bedelinin davalının kusur oranına tekabül eden —– kusurlu —- plakalı aracın sigortacısı davalıdan tahsilini, —- tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının meydana gelen kaza nedeniyle poliçe kapsamında bulunmayan hasara ilişkin yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olduğunu; bu nedenle, davacı tarafın rücu hakkı kazanamayacağını; yine davacı tarafın sigortalısının aşırı alkol etkisi altında araç kullanması nedeniyle aracında meydana gelen zararın ——–gereğince teminat dışı olduğunu; bu nedenle, davacı şirketin sorumlu olmadığı bir zararı karşılayarak ödeme yaptığını; davacı tarafın teminat kapsamında olmayan hasarı karşıladığını belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın esastan ve usulden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı — tarafından —— poliçesi kapsamında, kendi sigortalısının tazmin edilen zararınının, kanuni halefiyete dayalı olarak davalı —– rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — tarihinde — plakalı araç ile —— plakalı aracın çarpışması neticesinde —— plakalı araçta zarar meydana gelip gelmediği geldiyse, zarar ile kazanın uyumlu olup olmadığı, zararın oluşumunda tarafların kusur durumu ve oranlarının ne olduğu, kaza nedeniyle ortaya çıkan zararının miktarı ve davalı —————–bu zarardan sorumlu olup olmayacağı, davacının sigortalısına lütuf ödemesi yapıp yapmadığı noktasında toplanmaktadır.
——– poliçesinin incelenmesinde; dava konusu — plakalı aracın, —- başlangıç ve bitiş tarihli, — poliçe numaralı — ile davacı —- teminat altına alındığı görülmüştür.
— incelenmesinde; dava konusu —–plakalı aracın, —– başlangıç ve bitiş tarihli, —– ——- poliçesi ile davalı —- teminat altına alındığı görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı —— üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Ayrıca, ——— maddesinde; Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte, ———–maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt —–promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt —— alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
———- uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, nöroloji uzmanı ve makine mühandisi bilirkişiden olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın —– teminatı dışında kalacağı ilkesi benimsenmektedir ————-
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan anılan hususlarda —– uygun olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler ———- tarafından müştereken düzenlenen — tarihli rapora göre; davalı şirkete sigortalı —– plakalı araç sürücüsü dava dışı ——- kazanın meydana gelmesinde — oranında kusurlu olduğu, davacı şirkete sigortalı ——- plakalı araç sürücüsü dava dışı —— kazanın meydana gelmesinde — oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle —— plakalı araçta —–tutarında hasar meydana geldiği,— plakalı araç sürücüsü dava dışı —– üzerinde alkollü olması nedeniyle güvenli araç sürüş yeteneğini kaybettiği, ancak kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmediği, — araç malikine —– hasar ödemesi yapıldığı, davalının sigortalısının kusuruna isabet eden zarar miktarının —— olduğu tespit edilmiştir.
————- maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Uyuşmazlık —– teminatından ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkin olup, halefiyet ilkesine dayanmaktadır. Sigortacının sigortalısının halefi olabilmesinin birinci koşulu sigorta tazminatının gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye geçerli bir poliçe kapsamından ve poliçedeki genel ve özel şartlar ile çelişmeyen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödenmiş olması, ikinci koşul ise sigortacının sözleşmeye uygun olarak ödeme yaptığı sigortalının sigorta zararı için üçüncü şahıslara karşı bir tazminat talebi hakkına sahip olmasıdır. Bu koşullar birlikte gerçekleştiğinde sigorta tazminatını ödeyen sigortacıya yaptığı ödemeyi rücuen talep hakkı yasa gereği geçer.
Kaza sırasında — araç sürücüsünün —- alkollü olduğu saptanmış ise de, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Kazanın salt alkolün etkisiyle oluşması ve başka etmenlerin bulunmaması gerekir.
Dosya kapsamından ve bilirkişi raporlarından, davacıya —— araç sürücüsünün tek başına kazaya sebebiyet vermediği, dava dışı sürücünün de %75 oranında kusurlu davranışı ile olaya katılımının bulunduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı sigortacının yaptığı ödemeyi rücuen talep etme hakkı vardır. Anılan kanun maddeleri ve —— gereği, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
—— tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.452,44 TL harçtan peşin alınan 363,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.089,32 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden 0,50 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 363,12 TL peşin harç ve 5,20 vekalet harcı toplamı: 404,22 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %0,01 ve kabul %99 oranına göre hesaplanan 2.357,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2020