Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1378 E. 2020/352 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/1378 Esas
KARAR NO : 2020/352

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket arasında mal alım satımı yapıldığını; mal alım satımına ilişkin davacı tarafından irsaliyeli faturalar düzenlendiğini; davalı tarafın mal alım satımına ilişkin bakiye borcunu ödemediğini; bu nedenle, davacının alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalı tarafından icra takibine konu borca ve tüm faiz ve ferilerine haksız şekilde itiraz edildiğini; davalının icra takibine konu borcunu ödemediğini belirtmiş, icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, borçlunun haksız itiraz nedeni ile takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu; görüldü.
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı faturalı satımdan kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davacının davalıya bu ticari ilişkiden kaynaklı mal ve hizmet ifasında bulunup bulunmadığı, bulunduysa davalının karşı edimini ifa edip etmediği bu itibarla İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —-tarihinde başlatılan takibin alacaklısının—– yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —- borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen — havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi——- tarafından düzenlenen —-tarihli raporda; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı için ——– alacaklı gözüktüğü, faturaların teslim alan kısmında imzanın bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporunda gerekli özenin gösterilmediği anlaşıldığından, her bir fatura mahkememizce teker teker incelenmiş, bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi ——varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (——-
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya anılan faturalar sunulmuş, mahkememizce bir kısım faturalar altındaki teslim alan imzasının davalı çalışanına ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması amacıyla davalı tarafa ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartışmış, davalı şirket yetkilisi belirlenen gün ve saatte duruşma salonuna gelmemiş, maddi vakıanın ispat edildiği kabul edilmiştir.
Kapalı fatura ile ilgili kanuni düzenleme olmamakla birlikte———- kuralı haline gelmiştir. Bu teamülden sonra yürürlüğe giren —– —. Bir faturanın açık fatura veya kapalı fatura olarak kabulü özellikle ödemenin yapılmış olduğuna karine teşkil etmesi açısından önem taşımaktadır.
Açık fatura; mal veya hizmet tesliminde müşterinin, mal veya hizmet bedelini faturanın düzenlendiği anda ödemeyip, sonradan ödeyecek olması durumunda düzenlenen faturadır. Açık fatura düzenlenirken satıcı kaşe ve imzayı faturanın üst kısmına basar. Kapalı fatura ise, mal veya hizmet tesliminde müşterinin, mal veya hizmet bedelini, faturanın düzenlendiği anda ödemesi durumunda düzenlenen faturadır. Kapalı fatura düzenlenirken satıcı kaşe ve imzayı faturanın alt kısmına basar.
Fatura tanziminde, ödeme durumuma göre faturanın açık veya kapalı şekilde düzenlendiği hususuna dikkat edilmesi gerekir, ödeme yapılmadığı halde, kapalı fatura düzenlenmesi durumunda ilgiliden alacağı talep etme durumu hukuki anlamda riske girer.
Nitekim, Yargıtay—- gibi bir çok kararında kapalı faturanın “borcun ödendiğine karine teşkil edeceğini, istikrarlı şekilde vurgulanarak ticari teamülü benimsemiştir.
Dosya içinde bulunan davacının dayandığı faturaların kapalı fatura olduğu tespit edildiğine göre, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, bu faturaların hizmet bedelinin faturanın düzenlendiği sırada ya da öncesinde ödendiği karine olarak kabul edilerek, bu karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı tarafından sunulan bir takım faturalar davacının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Bir kısım faturaların da davacının ticari defter ve kayıtlarına göre ödendiği anlaşılmaktadır. Geriye kalan kapalı faturaların bir kısmının üzerinde de —— ibaresi bulunmaktadır. Tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın reddine,
Koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
Sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 36,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,09 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- hesaplanan—– nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.