Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1369 E. 2022/299 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1369 Esas
KARAR NO: 2022/299
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 11/01/2018
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının beyaz eşya dükkanı sahibi olduğunu, dükkanın—-bitiş tarihli poliçe ile sigortalandığını, — tarihinde yağan yağmurun dükkan içindeki malların hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, oluşan hasarın — davalıya ihbar edildiğini, davalının ekspertiz incelemesi yaptırdığını, ekspertiz raporunda belirtilen tutar yerine davacı hesabına —ödeme yapıldığını belirtmiş; bakiye —– hasar tazminatının ödenmesi gereken tarihten başlayarak işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ihbar üzerine—- hasar dosyasının açıldığını, iş yerinde oluşan hasarın şiddetli yağışlar nedeniyle meydana geldiğini, ancak poliçede yer alan koşullar gereği hasarın teminat dışı olduğunun değerlendirilmesi gerektiğini, zararın ——— hasarı olarak belirlendiğini, davalının poliçeden kaynaklı tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini belirtmiş; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, iş yeri paket sigorta poliçesi kapsamında sigortalı davacının uğramış olduğu zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: davacı ile davalı arasındaki sigorta sözleşmesine konu ———- tarihinde meydana gelen hasar miktarının ne olduğu, bu hasarın gerçekleşmesinde davalının kusuru ve teminat dışı hallerin bulunup bulunmadığı, bu itibarla davalının sigorta sözleşmesi gereği oluşan zarara ilişkin sorumluluğu kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
——–sayılı dosyasında görülmekte olan davada, HMK’nın 15. maddesi ve Genel Şartlar’a aykırı olarak yetkisizlik kararı verildiği, usul ve yasaya aykırı kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği görüldü. Yargılamaya mahkememiz ——- numarası üzerinden devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen —– tarihli raporda; dükkan içindeki emtianın yerden yüksekte paletlerde ve ambalajlı şekilde hasarlandığı, emtianın palet üstünde olsa da olmasa da hasar göreceği, demirbaş ve dekorasyon toplan zararının — olduğu,—- tutarında emtia zararı meydana geldiği mütalaa edilmiştir.
Tanık —- beyanında; dükkanın zemin seviyesinin — olduğunu, dükkana yaklaşık — girdiğini, yaklaşık —-zararın oluştuğunu, ürünlerin zemin üzerinde bulunmadığını belirtmiştir.
Tanık —beyanında; emtianın —– üzerinde olduğunu, —– sel suyu girdiğini, dükkanın zemin seviyesinden yüksek olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekilince verilen—tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin —– yükseltildiği, ıslah harcının yatırıldığı, ıslah dilekçesinin bir nüshasının davalıya tebliğ edildiği görüldü.
Davacı taraf, taraflar arasında imzalı sigorta poliçesi kapsamında kalan su baskını nedeniyle, işyerinde oluştuğunu iddia ettiği beyaz eşya emtiasının hasar gördüğünü ileri sürerek zararın tazminini talep etmiş; davalı taraf, hasarın su baskını sonucu değil, emteanın poliçeye uygun saklanmaması nedeniyle hasara uğradığını ve zararın teminat dışı olduğunu savunmuştur.
Diğer mal sigortası türlerinde olduğu gibi iş yeri paket sigortasında da sigortalı rizikonun gerçekleştiğini ve uğradığı gerçek zararı kanıtlamak yükümlülüğü altındadır. Teminat altına alınan rizikonun belirtilen şekilde gerçekleşmediğinin ispat yükü ise iddia eden sigortacıya aittir.
Davalı sigortacının su baskını rizikosu nedeniyle fiilen oluşan gerçek zarar miktarını tazminle yükümlü olduğu; zarar miktarının belirlenmesinde, riziko tarihinden önce fiilen mevcut olup da olay nedeniyle hasara uğrayan emtia için hesaplama yapılması gerektiği; hesaplama yapılırken, sadece ticari defterlere işlenen faturalardaki mal miktar ve bedellerinin esas alınması ile yetinilemeyeceği ve hasar anında davacı depolarında fiilen mevcut olan emtia miktarı ve bedelinin belirlenmesinin gerekeceği gözetilmelidir.
Somut olayda; rizikonun ihbarının ardından sigortalı iş yerinde ekspertiz incelemesi yapıldığı, zarar gören emtianın değerinin belirlendiği, toplam tazminat tutarının ise ——olarak tespit edildiği, ekspertiz raporu ile alınan bilirkişi raporu arasında mübayenet bulunmadığı, hesaplanan zarar tutarının hasar fotoğrafları ve tutanaklara uygun olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iyiniyeti ve güven esasına dayanan sözleşmeler olup, iyiniyet ve güvenin sözleşme görüşmelerinden başlayıp sözleşme kapsamında oluşan zararın giderimi anına kadar varlığını koruması gerekir. Sözleşmenin her iki tarafı da sözleşmenin diğer yanının hak ve menfaatlerini gözetip korumak ve bu konuda her türlü önleyici tedbiri almak zorundadır. Sigortacı, sigorta teminatında yer alan zararı iyiniyetli biçimde tam olarak karşılamakla yükümlü olduğu gibi, sigortalı da rizikonun gerçekleşmemesi ve gerçekleştiğinde ise sigortacının zarar giderim yükünü hafifletecek her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Bu anlamda; sigortacının, sigorta teminatı verilen rizikolar yönünden gerekli incelemeleri yapıp poliçe tanzim etme konusunda basiretli davranması gerekir. Malını sigortalatmak isteyen tarafın da rizikonun oluşmasını engelleyici önlemleri almış olması, malını koruma konusunda sadece sigorta yaptırmakla yetinmemesi ve malın korunması konusunda basiretli davranıp önlem alması gerektiği izahtan varestedir.
Somut olayda; davalı sigortacı hasarlanan emtianın palet üzerinde olmadığını, poliçede yer alan önlemlerin yerine getirilmemesi halinde hasarın teminat dışı kalacağını savunmuştur. Öyleyse, davacı sigortalının her türlü önleyici tedbiri alıp almadığı, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve rizikonun teminat kapsamında kalıp kalmadığının tespiti gerekir. Alınan bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre; dava konusu emtianın palet ve köpüklerin üzerinde olduğu, iş yerinin zeminden yüksekte bulunduğu, aşırı yağış neticesinde meydana gelen sel olayında iş yerinin su altında kaldığı, emtianın zeminde olup olmamasının rizikonun meydana gelmesine etki etmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekili ——tarihli beyan dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş, ıslah edilen kısım için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan —– genel kural olarak sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren — yılda zamanaşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. Aynı —maddesinde, sigorta ettirenin, rizikonunun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirmesi gerektiği,—, sigorta tazminatı veya bedelinin, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde——–sonra muaccel olacağı düzenlenmiştir. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ek dava ile talep edilecek (ya da ıslahla artırılacak kısım yönünden) miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Ancak rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan —- maddesinde borçlunun ödemede bulunması zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmıştır. —– zamanaşımının kesilmesi halinde, kesilmeden itibaren yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava konusu sel olayı —- tarihinde meydana gelmiş, hasar—- tarihinde davalı sigortacıya ihbar edilmiş, — kısmi ödeme yapılmıştır. Dava tarihi olan— itibarıyla zamanaşımı süresi dolmamış ise de; —- Bu itibarla, ıslah edilen kısım yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; dava konusu iş yerinin meydana gelecek sel olaylarına karşı sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı, —tarihinde rizikonun meydana geldiği, zararın ekspertiz ve bilirkişi raporları ile belirlendiği, hasarın teminat kapsamı dışında kaldığının sigortacı tarafından ispat edilemediği, davacının —- yönünden korunmaya değer hukuki menfaati bulunduğu, aşan istemin ise zamanaşımına uğradığı, davalının —– tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne; —– tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.935,04 TL karar ve ilam harcından 983,77 TL peşin harç ve 42,43 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 2.908,84 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.288,74 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.484,33 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 983,77 TL peşin harç ve 42,43 TL ıslah harcı harcı toplamı: 1.026,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.092,40 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına (%95,86) göre hesaplanan 1.047,17 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle ——-Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/03/2022