Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1361 Esas
KARAR NO : 2021/1117
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde—–. sevk ve idaresinde davalıya ——– davacı sevk —- çarptığını, kazadan sonra—- davacının—- maddi tazminat ile —– manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..——— dilekçesinde özetle; başvuru dava şartının gerçekleşmediğini, maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, davalının—– oranında olduğunu, —– teminat kapsamında olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; —- dava şartının yerine getirilmediğini, zamanaşımının dolduğunu, davaya—–olayın meydana gelmesinde davalının kusuru bulunmadığını, davacının kazada ağır kusurlu olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ——… sevk———– seyir etmekte olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen kazada sürücü …—- bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu, davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, uğradıysa—– maddi zararının oluştuğu, davalıların talep edilen ———– olmayacağı ile hangi miktarda sorumlu olacağı, davacının zararın artmasına yol açıp açmadığı ve manevi tazminatın takdiri noktasında; toplanmaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “—–” başlıklı 97. maddesinde “Zarar görenin—– dava yoluna gitmeden önce—— gerekir. —- tarihinden itibaren —-içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde —- yer almaktadır. Somut olayda, davacı zararın tazmini—- olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış—- başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, davacıya davalı ——- müracaat etmesi için kesin süre verilmiş, dava şartı noksanlığı giderilmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, —- tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Dava açıldığı tarihte—- olmadığından, davalılar— bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Bilindiği gibi —– bir davada, davalı — fazla ise, dava bunlardan—– (HMK m. 7/I), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin —-mahkemesinde de açılabilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile — Şartlarının C.7. maddesinde, —— ilişkin davaların—– veya şubesinin——-bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi,—- açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı …— yerleşim yerinin —- olduğu anlaşıldığından, davalılar vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde— zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir—-ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan—- kaza sonucu davacı yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 Sayılı TCK’nun 66. maddesine—-. Davaya konu trafik kazası— tarihinde meydana gelmiş, davacı vekili tarafından—– Bu nedenle, — yönünden davalılar vekilinin savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan—— zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan—– tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. HMK. 266. madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi — hukuki bir konudur. Elde edilen—- göre— belirlemede ihlal edilen ——- gözönüne almalıdır. Haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır.
Somut olayda, mahkememizce—– bilirkişilerden rapor alınmıştır. Her iki raporda da kazaya ilişkin teknik veriler tespit edilmiş, kaza görüntüleri irdelenmiştir.
—— göre; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ….— kusursuz olduğu, davacı …’in %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişiler——-raporda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ….—- kusursuz olduğu, davacı …’in %100 oranında kusurlu — raporundaki kusur dağılımına uyulduğu mütalaa edilmiş, raporlar arasında ——- bulunmadığı anlaşılmıştır.
—— —-işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde,——– yasaca yapılması —-sigortasıdır.
—- üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece—– sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, — kabul edilmektedir.
2918 sayılı Kanunun 85. maddesinde ise, sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemeye—- kişilerin kusuru bulunmaksızın —- kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecektir.
Somut olayda; zararın davacının ağır kusurundan ileri geldiği, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı—-sabittir. Bu itibarla, davacının uğradığı maddi ve manevi zarardan davalıların sorumluluğu bulunmamaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, kusur oranının belirlenmesi hukuki bir konu ise de kazanın meydana gelmesine yol açan teknik—-dışındadır. Her ne kadar — mahkememizce resen irdelenmiş ise de açıklanan nedenlerle kusur oranı tayin edilememiştir. —-kaza görüntüsü izlenerek düzenlenen raporlar arasında — bulunmadığı, olayın kaza tespit tutanağında belirlendiği gibi gerçekleştiği da nazara alındığında, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi-manevi tazminat davasının reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 811,66 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalılar maddi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalılar manevi tazminat davasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ….— yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 39,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Diğer davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.