Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1329 E. 2019/331 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/1329 Esas
KARAR NO : 2019/331

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket nezdinde ———— poliçe numarası ile —– vadeli Genişletilmiş Hususi Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan—- plakalı aracın, — tarihinde, davalının maliki olduğu ——- plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde hasarlandığını; ekspertiz raporu ile meydana gelen hasarın tespit edildiğini; aracın tamiratını gerçekleştiren firmaya davacı tarafından 25/07/2017 tarihinde 11.241,22 TL ödeme yapıldığını; kazanın meydana gelmesinde davalı aracın sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu; bu nedenle, davalı tarafın araç maliki olarak sigortalı araçta meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu; hasar bedelinin davalıdan tahsini için İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün 2017/29613 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini; davalı tarafın davalının takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazının iptali ile icranın devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; 19/05/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kusurun %100 davalıya yükletilmesinin kabul edilemeyeceğini; kazanın davacının, davalının aracının önüne geçmesi sırasında meydana geldiğini; yine davacı tarafından ana alacağa takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden faiz işletilemeyeceğini; bu nedenle, işlemiş faize ve oranına itiraz ettiğini; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve taraf husumeti itirazlarının mevcut olduğunu; cevap dilekçesindeki diğer ayrıntılı açıklamalar kapsamında, davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; itirazın iptali istemine; ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamında, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacının dava dışı sigortalısına yapmış olduğu tazminat ödemesi Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G 03.07.1944 sayılı kararında “Ticaret Kanununun 965 inci maddesiyle konulmuş bulunan esasa göre sigortacı poliçede yazılı olupda sigortalısına ödediği sigorta bedeli nispetinde sigortalının yerine geçer. Bu, bir kanuni halefiyettir. Binaenaleyh, sigortacının haksız fiil failinin karşısına çıkması mutazarrır olan şahsa ödemiş olduğu miktar nispetinde dâva külfetinden kurtarmış olduğu içindir. Hatta, zararının tamamını sigortadan temin edememiş olan mutazarrırın şirketten aldığı bedelden fazlası için haksız fiil faili aleyhine dâva ikame etmiş olması dahi mümkündür. Bu takdirde aynı membadan çıkan bir tek borcun bir kısmı Hukuk Mahkemesinde talebedilmiş olacaktır. Şimdi, sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir deye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu dâvası için Ticaret Mahkemesinde dâva ikame etmesi icabeder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmıyan bir borç için iki ayrı kaza merciinde birden dâva açılabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise, kanuna ve hukuka uygun düşmez. Bu itibarla, sigortacının sigorta poliçesinden mümbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada Hukuk Mahkemesine başvurması lâzımgeleceğine reylerin üçde ikisini geçen çoğunluğiyle 22/3/1944 tarihinde karar verildi.” şeklinde ifade edildiği üzere kanuni bir halefiyet olup, somut olayda davacının sigortalısının tacir olmadığı, dava konusu hasara uğrayan aracın hususi kullanıma mahsus araç olduğu ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden gerçekleştiği, davacı … şirketinin dava dışı zarar gören aracın malikinin haklarına halef olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.