Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1320 E. 2020/311 K. 26.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1320 Esas
KARAR NO: 2020/311
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 07/11/2018
KARAR TARİHİ: 26/06/2020
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı şirketin de ortağı olduğu ———-arasında aydınlatma malzemeleri satışına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, taraflar arasındaki—— cari hesap dökümü gereği davalının kalan borcunun ——–olduğunu, davacının, davalının uzun süre borcunu ödemesini beklediğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine —– İcra Müdürlüğü ———- sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının başlatılan icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak ——- tarihinde itiraz ettiğini belirtmiş, yapılan itirazın iptalini, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Dava; ticari satış sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davacının davalıya bu ticari ilişkiden kaynaklı mal ve hizmet ifasında bulunup bulunmadığı, bulunduysa davalının karşı edimini ifa edip etmediği bu itibarla —– İcra Müdürlüğü’nün——— sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
——–İcra Müdürlüğü’nün ——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——-tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- borçlusunun dava dışı —————— tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ———- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——– tarafından düzenlenen ———- tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davacının ticari defterlerinde davalının cari hesabı bulunmadığı, davacının davalı ———alacağı bulunmadığı, ———– cari hesabında alacağın izlendiği, bu hesaba göre takip tarihi olan ——-tarihi itibariyle davacının davalı şirketin ortağı olduğu adi ortaklıktan ———-alacağı bulunduğu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davalının ticari defterlerinde davacının cari hesabı bulunmadığı, dava dışı ———- ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, davacının cari hesabının ticari defterlerde izlendiği, ————– ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya —— borcu bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin ——– tarihli oturumda, davacı vekilince bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi talep edilmiş, bilirkişi raporunda tespit edilen alacak tutarını aşan istem yönünden uyuşmazlık kalmadığı değerlendirilerek, mahkememizce davacı vekiline bu yönden yemin delili hatırlatılmamıştır.
Davalı vekili ———- tarihli “bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarımız” konulu beyan dilekçesi ile adi ortaklığın yapmış olduğu projenin dava dışı———–. tarafından üstlenildiği, mal tesliminin bu firmaya yapılmış olabileceği, ——- tarihli adi ortaklığın ortakları arasındaki ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri ile projenin tüm hak ve borçlarının ——- ait olduğunun kararlaştırıldığını, davanın ———– açılması gerektiğini savunmuştur.
Dava dışı ——– İle davalı arasındaki “son oturum anlaşma tutanağı” dosyaya sunulmuş ise de adi ortakların kendi aralarında yaptıkları fesih sözleşmesi ve buradaki sorumsuzluk kayıtları davacı 3. kişiyi bağlamayacağından ————- davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davacı, dava dışı adi ortaklığa mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz ——- geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —– ——– aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ————
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu da dahil olmak üzere tüm adi ortaklık ortakları hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, bu itibarla davalının pasif husumeti bulunduğu, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle ————- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde davacı cari hesabı bulunmadığı, ancak davacı yanca davalıya gönderilen faturaların davalının ortaklık defterine kaydolduğu, bu bakımdan defterlerin yapılan incelemesiyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının saptanabileceği ————— ortaklığın ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibariyle ————– borcu bulunduğu, dava konusu faturaların ortaklık ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ————- halinde alacaklının ——– HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —————— davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ————– davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan ———— alacaklı olduğunun sabit olduğu, aşan istem yönünden ise davanın ispat olunamadığı, davacının bilirkişi raporunu benimsediği aşan istem yönünden uyuşmazlık bulunmadığı yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—— İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın ———– asıl alacak yönünden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacak tutarı olan ———— %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 859,77 TL harçtan peşin alınan 329,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 530,05 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 329,72 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 370,82 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %53,90 ve kabul %46,10 oranına göre hesaplanan 385,63 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/06/2020