Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/128 E. 2021/567 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/128 Esas
KARAR NO: 2021/567
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı ve dava dışı ———imzalanarak ticari ilişki başlatıldığını; davacı tarafından edimlerin yerine getirildiğini; davalıya fatura kesildiğini; davalı tarafından davacı şirkete ödeme yapılmadığını; faturalara süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını; davacı tarafından fatura alacağının tahsili için ———- takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve dava dışı ——– akdedildiğini; davacı şirket işin yapım sürecinde şantiyeye malzeme sevk ettiğini; sevk irsaliyesi ve fatura düzenlendiğini; ancak, davacının sözleşmeden kaynaklanan bir kısım yükümlülüklerini yerine getirmediğini; sözleşmeye göre işin —- tarihinde tamamlaması gerekirken ——- aylık bir gecikme olduğunu; davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle davalı şirketin zarara uğradığını; davalının davacıdan alacaklı bulunduğunu; davacının kötüniyetli olduğunu belirtmiş, ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine, %20’den az olmamak kaydıyla davacının inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu, sözleşme kapsamında davacı tarafından bir takım faturalar düzenlendiği, faturaların davalıya tebliğ edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ——–uyarınca davacının eseri tam ve ayıpsız şekilde süresinde teslim edip etmediği, sözleşme uyarınca bakiye iş bedeli ödenmesi gerekip gerekmediği, davalının zarara uğrayıp uğramadığı, bu itibarla takibe yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca, eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini ispatlama görevi yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispatlama görevi ise iş sahibindedir.
—- takip dosyası içeriğine göre;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı— borçlusunun davalı —olduğu, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —— havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür. İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereği süresinde itirazın iptali davasının açıldığı, özel dava şartı noksanlığı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin talep sonucunda itirazın iptali ve takibin ferileri ile birlikte devamı talep edilmiş, harca esas değer olarak ise yalnızca asıl alacak tutarı gösterilmiş, mahkememiz —- oturumunun—– numaralı ara kararı gereği davacı vekilince çelişki giderilerek asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—- tarihli yazı cevabına göre; davalı şirketin —- formlarının mahkememize gönderildiği görüldü.
—- tarihli yazı cevabına göre; davalı şirketin—– formlarının mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişi ——– düzenlenen —tarihli rapora göre; sözleşme kapsamında davalıya – adet fatura düzenlendiği, fatura bedelleri toplamının —— tutarlı faturanın davacıya iade edildiği, davacıya sözleşme uyarınca çek verildiğine dair kayda rastlanılmadığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —tarafından düzenlenen —– rapora göre; davalının ticari defter ve kayıtlarını incelenmek üzere ibraz etmediği, icra takibine konu — adet toplam —tutarlı faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —-tarafından düzenlenen—- rapora göre; sözleşmede kayıt altına alınan ve faturalarda tanımlanan dış cephe yapı elemanlarına ait kaplama işinin bitirilmiş olduğu, bitirilen iş miktarının — seviyesinde olduğu, tespit edilen iş miktarının birim bedel ile çarpımı sonucu iş bedelinin—-olarak hesaplandığı, mahallinde yapılan incelemede kısmi işçilik kusurlarının tespit edildiği, — nefaset kesintisi sonucu iş bedelinin — olarak hesaplandığı, davacı şirkete ödenen ilk sözleşme bedeli—götürü iş bedelinden düşüldüğünde —– davacı alacağı bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği eseri meydana getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı yüklenici savunmasını kanıtlayabilmesi için, eseri iş sahibine süresi içerisinde iş sahibinin iş yerinde teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Teslimi kanıtlama yükü somut olaydaki savunmaya göre davacı yüklenicide olmakla bu teslimin nasıl kanıtlaması gerektiği davanın çözüm noktasını oluşturmaktadır. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında kurulan sözleşmede yer alan teslime dair bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına dair bir hüküm bulunmadığından davacı yüklenici teslim vakıasını her tür delil ile kanıtlayabilecektir.
Fatura düzenlenmesiyle imalatın yapıldığı ve teslim edildiği kanıtlanamaz. Davacı tarafından düzenlenen takibe konu —– adet fatura, tek başına teslimi ispata yeterli değil ise de tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş olması halinde, teslim olgusunun ispat olunduğundan bahsedilebilir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; davacı yüklenici davalı iş sahibi aleyhine bakiye iş bedelinin tahsili için takip yapmış, itiraz üzerine eldeki itirazın iptâli davasını açmıştır. Davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK. 221. maddesi gereği—- resen dosyaya kazandırılması gerektiği —— davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında yapılan imalâtlar ile ilgili düzenlenen faturalar taraf defterlerine kaydedilmiş olup, uyuşmazlığın birbirini doğrulayan defter kayıtlarına göre çözümlenmesi gerekir —– Davacı yüklenici tarafından düzenlenen faturalar davalı ticari defterlerine kaydedilmiş olup, teslim edilen eserin ayıplı olduğuna dair iş sahibi tarafından herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve denetime elverişli bilirkişi raporu içeriğine göre; fatura içeriğine konu eserin tam ve ayıpsız şekilde teslim edildiği, davacı yüklenicinin bakiye iş bedeli alacağı bulunduğu kanaati ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İİK’nın 67.maddesi hükmü gereğince, takip alacaklısı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için gerçekleşmesi gereken koşullar kapsamında dava ve takip konusu alacağın likid yani takip borçlusu, davalı tarafça belirlenebilir olması zorunludur. Takibe dayanak alınan faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaların davalı tarafından ticari defterlere kaydedildiği, bu itibarla faturaların kapsamının kesinleştiği anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
——takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —- asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
Asıl alacak olan — %20 sine tekabül eden ——icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.515,29 TL karar ve ilam harcından 1.878,83 TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 5.636,46 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.401,65 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 1.878,83 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 1.919,93 TL ile 2.546,12 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2021