Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1262 Esas
KARAR NO: 2019/1277
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/10/2018
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişki sonucu davalıya ticari defterlerde de kayıtlı fatura ile mal/hizmet verildiğini, mal ve hizmete ilişkin davacı tarafından faturalar düzenlendiğini, düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerine işlendiğini; davalının faturaya yasal süresi içinde itiraz etmediğini, davacının davalıyı uyarmasına rağmen davalının almış olduğu mal ve hizmet bedelini ödemediğini, bunun üzerine ———- İcra Müdürlüğü’nün ——-sayılı takip dosyası ile fatura ve cari hesaba dayalı olarak genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalı tarafından başlatılan takibe kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirtmiş, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davalıya dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, edildiyse davalının edimini yerine getirip getirmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, hangi miktarda alacak hakkı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
——–.İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …, borçlu … ——– olduğu; takibin ———– TL cari hesap alacağının fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya ——– tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince ———- tarihli itiraz dilekçelerinde borca ve fer’ilerine yönelik itiraz edildiği; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
———- gelen ——– tarihli yazı cevabına göre; —— TL tutarlı faturanın, davalı tarafından KDV indiriminde kullanılmış olduğu bildirilmiş,—— dönemine ait BA formu dosya içerisine alınmıştır.
Bilirkişi ——— tarafından verilen —— tarihli bilirkişi raporunda; davacının usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan —— TL alacağının bulunduğu, davalının vermiş olduğu BA formlarına göre ——– tarihli —- TL toplam tutarlı ve —— tarihli —— TL toplam tutarlı faturaların vergi dairesine beyan edildiği tespit edilmiştir.
Davalı vekilinin aşamalarda sunmuş olduğu —— tarihli beyan dilekçesinde, davaya konu mal ve hizmetlerin tamamının teslim edilmediği, mal ve hizmetlerin eksik teslim edildiği savunulmuşur.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde yazılı delille ispat olunması gerekir. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay — HD. —— Esas,——– Karar ——-)
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir.
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan———-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davalının B/A bildirimlerine göre davacının takibe konu faturalarının davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay — HD’nin —– tarih ve ——- Esas ——– Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay —HD’nin —— tarih ve ——Esas ———- Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat bulunmadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, takip konusu alacak tutarı olan ——– TL talep ile sınırlı olarak hüküm kurulması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;
——— İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasında yapılan itirazın toplam —– TL cari hesap alacağı yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
Asıl alacak olan —– TL %20 sine tekabül eden ———- TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.479,97 TL karar ve ilam harcından 261,67 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 1.218,30 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar halinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 261,67 TL peşin harç toplamı: 297,57 TL ile aşağıda dökümü yazılı 941,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2019
Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 111,65 TL
Bilirkişi Ücreti : 830,00 TL
TOPLAM : 941,65 TL