Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1249 E. 2020/724 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/1249 Esas
KARAR NO : 2020/724

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/11/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ticari ilişkiden dolayı hamili olduğu dava konusu 35.000 TL bedelli çekin cirantalardan ———tarafından çalındığını, İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, çekin çalınması sebebiyle suç duyurusunda bulunulduğunu ancak sonuç alınamadığını, davacı defterleri incelendiğinde —– ile davacının bir ticari ilişkisinin bulunmadığının görüleceğini, çek iptali davasında ödemeden men yönünde tedbir verildiğini, İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-Esas sayılı dosyasımda çekin bankaya ibraz edilmesi üzerine işbu davanın açıldığını belirtmiş, dava konusu çekin iptaline; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin —- tarafından çalınmadığını, davacının çeki tam ciro ile devrettiğini, davalının herhangi bir kusur ve kötüniyeti olmadığından çeki geri verme yükümlülüğünün bulunmadığını, davalının çeki iyiniyetle iktisap ettiğini ispatlaması gerekmediğini belirtmiş, davanın reddine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinden mahkememiz — tarihli oturumunda HMK.’nın 31. maddesi gereği talep sonucu hakkında açıklama yapması istenmiş, davacı vekilince çekin istirdadının talep edildiği belirtilmiştir.
Dava, çalınmak suretiyle lehtarın elinden çıkan çekin istirdatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık: dava konusu çekin davacının elinden rızası dışında çalınmak suretiyle çıkıp çıkmadığı, bu itibarla davalının çeki kötüniyet veyahut da ağır kusuru ile iktisap edip etmediği noktalarında; toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen 27/09/2019 tarihli rapora göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava konusu çekin davacı şirketin kayıtlarında yer almadığı, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dava dilekçesi bütün olarak değerlendirildiğinde davacı iradesinin çekin istirdatı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötüniyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır.
Dava, çek istirdatı istemine ilişkin olup, davacı lehtar çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur. Dava konusu çekteki —–düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalı taraf iyiniyetli yetkili hamil konumundadır. Çalıntı iddialarının aynı zamanda suç oluşturması nedeniyle Hmk. 226 gereği yemin delilinin hatırlatılamayacağı (Yarg. —————-.), bu itibarla dava konusu çekin davalı tarafından kötüniyetle iktisap edildiği ve davalının iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği, zayi nedeniyle iptal davasında verilen ihtiyati tedbir kararının istirdat davası kesinleşinceye kadar geçerli olduğu, bu kararın menfi tespit davası sırasında takibin durdurulması için verilen ihtiyati tedbir kararından farklı olduğu, bu nedenle kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı kanaati ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
Koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 597,72 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 543,32 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki ——– göre hesaplanan 5.250,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.