Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1231 E. 2020/290 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-
ESAS NO : 2018/1231 Esas
KARAR NO : 2020/290

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından,—————- ödenmediğini; borcun ödenmemesinden dolayı başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini; bu nedenlerle, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket kayıtlarında dava konusu bir kısım fatura karşılığı mal teslimi yapılmadığını; yine dava dilekçesinde satış sözleşmesine konu emtiaların davalı şirketin hangi işletmelerine teslim edildiği konusunda bir açıklamanın da yer almadığını; davacının kendi edimini ifa etmekle yükümlü olduğunu; davacının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu; cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı faturalı satımdan kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davalıya dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, edildiyse davalının edimini yerine getirip getirmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, hangi miktarda alacak hakkı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu—-.İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 24/09/2018 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ——- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 08/10/2018 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —– esas rapora göre; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından üretimi yapılan malların davalının teslim edilmesini istediği depoya teslim edildiğinin sevk irsaliyesi ve mamül tesellüm fişi belgelerinden anlaşıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 25.09.2018 takip tarihi itibariyle 17.612,00 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 25.09.2018 takip tarihi itibariyle 17.612,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir———
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine —– cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 17.612,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibariyle 17.612,00 TL borcu bulunduğu, dava konusu faturanın davalı ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay —— davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —— Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı anlaşıldığından açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar kısa kararda davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de dava dilekçesinde asıl alacak yönünden itirazın iptalinin talep edilmesi ve dava değerinin 17.612,00 TL olması karşısında, yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratmamak için bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
İstanbul Anadolu——–sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 17.612,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan 17.612,00 TL %20’sine tekabül eden 3.522,4 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.203,08 TL harçtan peşin alınan 206,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 996,31 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 206,77 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet harcı toplamı: 247,87 TL ile aşağıda dökümü yazılı 938,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Davacı Yargılama Giderleri:
Posta Masrafı : 88,20 TL
Bilirkişi Ücreti : 850,00 TL
TOPLAM : 938,20 TL